The Girl With All the Gifts: Yeni Nesil Kıyamet Senaryosu
Birleşik Krallık imzası taşıyan kıyamet-zombi filmi The Girl with All the Gifts (Tüm Sırların Sahibi Kız) yeni bir kıyamet senaryosunu anlatıyor. Bu senaryoya göre insanları “açlara” (hungry) çeviren bir virüs yayılıyor. İnsanları sese ve kan kokusuna duyarlı hale getiren bu virüsün ikinci nesil kurbanları ise virüsle simbiyotik bir yaşam sürüyor. Yeni neslin içindeki canavar, yalnızca acıktıklarında, ya da diğer bir deyişle kana susadıklarında ortaya çıkıyor ve ihtiyacını karşıladıktan sonra kabuğuna çekilip yerini bedeninde yaşadığı insana bırakıyor.
Filmde Melanie (Sennia Nanua) adlı küçük bir kızı birkaç çocukla birlikte askeri bir üssün hapishanesinde görüyoruz. Çocukların ne suçu olduğunu, neden elleri kolları bağlı vaziyette gözetim altında tutulduğunu korkutucu bir sahneyle öğreniyoruz. Melanie’nin deney için götürülmesiyle de durumun ciddiyetini ve insanlığın karşı karşıya olduğu tehlikeyi anlıyoruz. Zombilerin üssü ele geçirmesiyle ise yeni bir serüvene dahil oluyoruz. Bu serüvende aranan tedavinin kilit isimlerinden Melanie’yi öğretmeni Helen (Gemma Arterton), Dr. Caroline (Glenn Close) ve Teğmen Parks (Paddy Considine) ile birlikte ana üsse gitmeye çalışırken izliyoruz. Fakat şehrin öbür ucundaki üsse gitmek için Açlarla dolu şehrin içinden geçmesi gerekiyor ekibimizin.
Yönetmen Colm McCarthy olabilecek en yalın ve en mantıklı şekilde anlatmaya çalışıyor derdini. Dünya’ya ya da en azından görebildiğimiz kadarıyla adaya yayılmış olan salgının kahramanlardan yardım alan birkaç biliminsanınca tedavi edildiği bir film izletmiyor bizlere. Aksine, ilk dakikasından itibaren insan türünün acımazlığını, kendi varlığını tehdit altında hissettiğinde nasıl da saldırganlaştığını gösteriyor. Çelik kapılar altında burunlarının ucuna dayandırılmış silahlarla yaşayan çocuklardan etrafa acımasızca kurşun sıkan askerlere kadar her şeyiyle insanın karanlık tarafını yansıtıyor perdeye. Bugüne dek hep insanlığın sonunu getirecek kötü bir yaşam formu olarak çizilen zombilerin nasıl ötekileştirildiğini, farklılığın nasıl karalandığını açık açık dile getiriyor McCarthy. Sonunda da insanlar arasındaki tek gerçek insan olan Helen’in canını bağışlayarak insan olmanın anlamını hatırlatıyor izleyenlere.
The Girl with All the Gifts olağan dışı bir zombi filmi. İnsanın karanlık yanını öne çıkarması, bir son gibi görünen apokaliptik durumu yeni bir başlangıç ilan etmesi ve bunu evrim sürecinin bir sonraki adımı olarak nitelendirmesiyle farklı bir yapım. Başta Sennia Nanua olmak üzere çocuk oyuncuların harika performansı, usta isimlerin tecrübesi ve dekoru/görselleriyle takdire şayan. 4 milyon poundluk düşük sayılabilecek bütçeye rağmen ortaya çıkan sonuç ise tek kelimeyle şahane.
IMDb Puanı: 6.7/10
İlginizi çekebilir: Umi’den “World War Z” ve Sibel İnceler’den “Zombi Ekspresi / Train to Busan” incelemeleri…
İlk yorumu siz yazın!