Avusturya’nın batısında yer alan göller bölgesinin gözbebeği ve adeta rüya gibi bir şehri Hallstatt. Rengarenk ev ve otellerin karşıladığı meydanları ve doğal güzellikleriyle bizleri masalsı dünyasına konuk ediyor. Böyle keyifli bir rotayı deneyimleme şansı yakalamışken bu yazımda da sizlere Hallstatt’ta ne yapılır biraz bundan söz etmek istiyorum.

Hallstatt'ta Ne Yapılır
Hallstatt’ta Ne Yapılır | Fotoğraf: Unsplash/@anikinearthwalker

Arabadayız, navigasyonda işaretli varış noktamız Hallstatt. Münih’ten geçiyoruz, Avusturya’ya. Az kaldı varmamıza, yollar yemyeşil, yol kenarında su akan küçük dereler var ama öyle ki sanki yolun sonu resimlerde gördüğümüz yere çıkmayacak gibi. Yanılmışız. Bir anda karşımıza çıkıp bir anda büyülüyormuş Hallstatt. Küçük bir bölge olduğu için günübirlik ziyaretlere serpiştirilen Hallstatt’ta üç tam gün konaklamayı planlıyoruz. Otele varıyoruz, bizi minik otelimizin sahibi karşılıyor. Meğer dedesi buralıymış, burada doğmuş burada büyümüş. Biraz kıskandık mı, evet. Başlayalım o zaman neler yaptığımızı anlatmaya.

Hallstatt’ta Ne Yapılır?

Tuz Madenleri

Dünya’nın en eski tuz madenine hoş geldik. Deniz seviyesinden 3-4 dakikalık bir füniküler yolcuğu yaparak hem panoramik bir manzaraya sahip olabilir hem de gezinize başlamak için başlangıç noktasına ulaşabilirsiniz. “Sonuçta tuz yani çok şey beklememek lazım” demiştik ki onlar böyle düşünenleri tepetaklak etmek için benzersiz bir parkur hazırlamışlar.

Rehberler ile yaptığımız serüvende, -serüven diyeceğim çünkü- çıkışta rollercoaster’a binen kişilerin komik suratlarının yer aldığı fotoğraflardan bizler de alabileceğimiz şeyler yaşadık. Madenin soğuk bölgelerinde üşümememiz için giydirilen özel kıyafetler, videolu anlatımlar, tuzdan sarkıtlar ve yerin 300 metre altına inerken kullandığınız ahşaptan doğal kaydırak… 1,5 saatin nasıl geçtiğini anlamadığımız ve çıkışta verdikleri küçük tuz şişelerinden alıp İstanbul’da yemeklere kattığımız bu macerayı kesinlikle tavsiye ederim.

Skywalk

Skywalk, Hallstatt
Skywalk, Hallstatt | Fotoğraf: TripAdvisor

Yükseklikten korkuyorum diyenler için sadece uzaktan bakmalık, adrenalin sevenler için sonuna kadar gitmelik bir yer. Füniküler ile çıkılan bu gözlem noktası bir üçgenin ucuna yürütüyor bizi ve tam uca geldiğimizde göl, dağ ve kasaba ayaklarımızın altında. Turistik bir nokta olmasının dezavantajı olarak kalabalık da bizi tam orada bekliyor. Tuz madeni ile aynı bölgede yer alan bu adrenalin dolu gözlem noktası, az ziyaretçisi olduğu anlarda harika fotoğraflar yakalamamıza da izin veriyor.

Göl Kenarı

Avusturya’nın batısında yer alan göller bölgesinin gözbebeği desem yanlış söylemiş olmam sanki. 125 derinliğe sahip bu göl koyu yeşil rengi, üzerindeki bembeyaz kuğuları, çevresindeki çiçekli balkonlara sahip estetik eski evleri ile masalsı bir yer. Tekne ile veya yürüyerek gezebilirsiniz gölü, biz yürümeyi ve yoruldukça küçük kafelerde oturup kahve içmeyi tercih ediyoruz.

Meydan ve Sokaklar

Hallstatt'ta Ne Yapılır
Hallstatt’ta Ne Yapılır | Fotoğraf: Unsplash/@zeynepozturk

Eskiden bir market alanı olan ancak şu anda Hallstatt Meydanı olarak bilinen yer, rengarenk ev ve otelleri ile karşılıyor bizi. Baba, oğul ve kutsal ruh heykeli tam ortada. Çevre restoranlarda yemek yiyenler, kahvelerini yudumlayanlar ve hiçbir yeri kaçırmamak için sürekli fotoğraf çeken bizler. Kasaba oldukça küçük, sokaklar dar, kaybolmak mümkün değil. Her yer bizi bir şekilde meydana veya göle çıkarıyor. Yerleşimin büyük bir alanını oteller oluştursa da yerli halkın oturduğu evleri de görüyoruz sokak aralarında gezerken. Burada yaşayan bir yerli olsam, yılın her mevsimi yüzlerce selfie çubuğu ile dolaşan yüzlerce insan olsun ister miydim emin olamıyorum? Neyse biz anımızın tadını çıkarıyoruz tabii.

Dachstein – 5 Parmak ve Mağara

Gittiğimiz yerlerde mutlaka kendimize sorduğumuz bir soru oluyor, tüm şehri veya köyü en tepeden görebileceğimiz manzara nerede? Ben de tabii ki gitmeden bunları araştırıyorum ve karşıma Dachstein Dağları çıkıyor. UNESCO Kültür Mirasları listesinde yer alan bu bölge, iki şeyi ile ünlü: Dev Buzul Mağarası ve 5 Parmak Seyir Terası. Yaklaşık 1000 metre derinlere indiğimizde buzlarla kaplı bir mağara, 2700 metre yukarılara çıktığımızda ise muazzam seyir terası… Her ikisini de ziyaret ettiğimizde boşuna turistlerin akınına uğramıyor dediğimizi söyleyebilirim.

Hallstatt Mezarlığı

İlk olarak İsviçre’de ziyaret ettiğimiz bir mezarlık bizi bu kadar etkilemişti ki, şimdi aynı hisleri Hallstatt’ta yaşıyoruz. Meydana yakın konumlandırılmış bu mezarlık, çiçeklerle donatılmış. Mermer, metal ve ahşap işçiliğin örnekleri ile dolu bu mezarlıktan dağ ve göl manzarasını da aynı anda izleyebiliyoruz.

Altaussee 

Altaussee
Altaussee | Fotoğraf: Unsplash/@zeynepozturk

Araştırmalarımız sırasında Hallstatt’a yakın mesafede olan bir başka göl de dikkatimizi çekiyor: Altaussee. Açık bir havada Alp’leri doya doya görebileceğiniz manzaraya sahip bu göl. Güzelliği dışında bu bölgeyi özel yapan şeylerden biri de sanatı savaştan korumak belki de. 2. Dünya Savaşı sırasında Nazilerden korumak için sanat eserlerinin buradaki tuz madenlerine indirilerek saklandığı biliniyor ve daha çok şey öğrenmek isteyenler için de sergisi ile ziyaretçileri ağırlıyor. Masalsı dünyanda bizi de konuk ettiğin için teşekkürler Hallstatt! Darısı sizlerin başına.

Kapak Görseli: Unsplash/@boontohhgraphy

İlginizi çekebilir: Boylebianektod’tan Hallstatt Rehberi