Hamak Yogası: Uçmaya Hazır Mısınız?
Yerden yükselmeye hazır mısınız? Peki ne kadar yükselseniz de düşmemeye, hatta uçabilmeye? Ben hamak yogası dersine gittiğimde henüz hazır olup olmadığımı bilmiyordum, bununla birlikte dersten çıkarken uçmak için doğuştan hazır olduğumu fark ettim. Hepimiz içten içe uçmaya hazır olduğunu düşündüğüm için de bu deneyimi sizlerle paylaşmak istedim.
Hamak Yogası Nedir?
Bildiğiniz gibi yoganın birçok çeşidi var; ashtanga, hatha, vinyasa gibi normal sınıflarda matın üzerinde yapılanlar, yaklaşık 38 derece bir odada yine matın üzerinde yapılan hot yoga ya da bikram (ki bu türü de bir kez denedim ve asla bana göre olmadığına karar vermem çok kısa sürdü.) ve matın üzerinde olmadığınız, ipek hamaklarla havada bir kuş gibi uçup zaman zaman mata “konduğunuz” hamak yogası…
Aerial yoga ve anti-gravity yoga olarak da adlandırılan hamak yogası; 2007 yılında yönetmen, koreograf ve dansçı Christopher Harrison tarafından yaratılıyor ve geleneksel yoga, pilates pozlarının hamaklarla birleştirildiği bir yoga türü olarak varlığını sürdürüyor.
Hamak yogasında kullanılan ürünler klasik yogalarda kullanılanlardan biraz farklı. Klasik yoga sınıfında mat, kemer, blok gibi ürünler kullanılırken hamak yogasında tavana güçlü biçimde sabitlenmiş destek zincirlerine bağlanan bir ipek hamak, kullanabileceğiniz tek ürün oluyor. Ders boyunca ipek hamak yer yer sırtınızı, kalçanızı, belinizi desteklemeniz için size yardımcı oluyor; ters duruşlarda size destek vererek pozu daha kolay yapmanızı sağlıyor. Bunlara ek olarak, ters duruşlarda varolan yer çekimi, omurganızın uzamasını ve sırtınızın rahatlamasını da pozitif olarak etkiliyor.
Hamak yogası için sadece bir yoga antrenmanı demek aslında yeterli değil. Hamak yogası sayesinde içsel dengenizi sağlayabiliyor, denediğiniz hareketler sayesinde engelleri aştığınızı fark edebiliyor, her şeye daha iyi odaklanmayı başarabiliyorsunuz. Kısacası hem mental gücünüzü hem de fiziksel gücünüzü ipek hamaklar sayesinde kazanmış oluyorsunuz. Şimdi gelin biraz hamak yogasının faydalarına biraz daha yakından bakalım.
Hamak Yogasının Faydaları
Yoganın herhangi bir ekstraya ihtiyaç duymadan kişiye hem fiziksel hem mental birçok yararı olduğunu biliyoruz. Hamak yogasınınsa klasik yogadan farklı olarak birtakım yararları daha bulunuyor:
- Hamak yogası, gün boyu sıkışan omurgalarınız arasıdaki baskıyı azaltıyor. Örneğin mat üstünde yaptığınız aşağı bakan köpek ya da baş duruşunda omurlarınız üst üste gelerek baskı oluşturabiliyor; hamak yogasındaysa tüm baskı iplerde!
- Duygusal, psikolojik ve ruhsal olarak çok daha iyi hissetmenizi sağlıyor.
- Sinir sisteminizi ve fiziksel kapasitenizi geliştiriyor. “Ee bunu klasik yoga da yapmıyor mu?” derseniz, hamak yogasının farkı şöyle; pozlar arası geçiş yaparken hem vücudunuzu çok daha iyi kontrol etmeniz hem de hamak iplerini kontrol etmeniz gerektiği için hamak yogası bu konuda çok daha hızlı etki gösteriyor.
- İpek hamakların da desteğiyle vücudunuz, kaslarınıza zarar vermeden çok daha hızlı bir şekilde esniyor.
- Yine ipek hamakların yumuşak desteği sayesinde, ilk kez yoga yapıyor olsanız bile matı üzerindeki kadar zorlanmıyorsunuz ve üstelik çok daha fazla enerji harcamış oluyorsunuz.
- Klasik yogadan çok daha fazla heyecan hissettiğiniz için stres seviyenizin azalmasında daha etkili oluyor.
Hamak Yogası Dersi Öncesi İçin Öneriler
- Hamilelerin, vertigo hastalarının, yüksek/düşük tansiyona sahip insanların, grip ve benzeri hastalıklar dolayısıyla burnu tıkalı olan insanların herhangi bir sağlık problemi yaşamaması için hamak yogası yapması önerilmiyor. O yüzden eğer bu tarz hastalıklara sahipseniz öncelikle doktorunuza danışmanızı öneririm.
- Dersin neredeyse tamamını ipek hamaklara tutunarak geçireceğiniz için derste giyeceğiniz kıyafetinizi buna uygun olarak; dar ve uzun kollu giysilerden seçmelisiniz.
- Derste çok sık baş duruşları yapılabileceği için dersten en az 1-2 saat önce bir şeyler yiyip içmeyi bırakmalısınız.
- İpek hamağı daha rahat kavrayabilmek için dersten önce el kremi ve benzeri ürünleri kullanmamalısınız.
- Mücevher, saat, küpe, kolye ve benzeri aksesuarları ipek hamağa takılarak hem hamağı zedeleyeceği hem de size zarar verebileceği için çıkarmalısınız.
Studio Chillax
Ben bu deneyimi nasıl yaşadım kısmına gelecek olursam; Etiler’deki Chillax stüdyo sayesinde diyebilirim. Bir hafta sonu karar verip gittiğim Chillax’ta yaşadığım anları tarif etmekse oldukça zor.
Derse başlamadan önce sevgili hocamız bize hamak yogası hakkında bilmemiz gereken her şeyi anlattı ve dersin sonunda bazen mutluluktan ağlayan öğrencileri olduğunu da ekledi. İlk meditasyon dersinde gözyaşları sel olmuş biri olarak ilk hamak yogası dersimin nasıl geçeceğini o anda anlamıştım; son derece derin ve sarsıcı.
Hamak yogasında bence ilk kural güvenmek; kendinize, hocanıza ve iplere. Eğer kendinize güvenmezseniz uçamazsınız, eğer hocanıza güvenmezseniz takla atamazsınız ve eğer iplere güvenmezseniz yaklaşık 30-35 dakika süren bu dersin büyük bir kısmını geçirdiğini yerde sadece rahatsızlık hissedersiniz. Şimdi, hamak yogası dersinde yaşadıklarıma geçiyorum, hazır mısınız?
Hepimiz, boyumuza göre ayarlanan iplerin önüne geçiyoruz. Klasik bir yoga sınıfında yapılan hareketleri iplerimizle birlikte, hocamız eşliğinde salına salına gerçekleştirmeye başlıyoruz. Aşağı bakan köpeğinden baş duruşlarına kadar her bir hareketi ipler yardımıyla daha iyi yapabildiğimizi gördükçe seviniyoruz. Hocamız bize sık sık özgür olmamız gerektiğini, iplere güvenmemiz gerektiğini, tuttuğumuz nefeslerimizi bırakmamız gerektiğini hatırlatıyor.
Ders boyunca beni en çok etkileyen hareketse “uçmak” oluyor. Gerçekten uçmak. Ellerimin, ayaklarımın hiçbir yere değmediği, sadece belimi destekleyen ipek hamak sayesinde ileri geri uçmak… Ve eğer isterseniz bu uçuş esnasında hoca sizi biraz daha hızlandırabiliyor. Her bir ileri gidişte hayatın aslında o kadar da kötü olmadığını ve her bir geri gelişte o anda yaşadığım duygulara minnettar olduğumu hissettiğimi hatırlıyorum. 2-3 dakika süren bu uçma hareketini hiç bırakmak istemesek de bırakıyoruz ve oturma pozisyonuna geldiğimizde suratımda sadece kocaman bir gülümseme ve birkaç damla gözyaşı olduğunu hissediyorum. Gerçeküstü bir an yaşamış olmanın verdiği duygusallıkla derse devam ediyorum.
Sonra ders, yer yer iplerimizden salıncak yapıp kendimizi sallayarak, yer yer ters durarak, yer yer esneyerek geçiyor ve finalde iplerimizden üzerimize bir tırtıl gibi koza örerek “Savasana” pozuna geçiyoruz. Kelime anlamı “ölüm” olan Savasana’da bu kadar huzurlu olabileceğim aklıma gelmezdi doğrusu. Böylece yüzlerce duyguyu aynı anda yaşayıp vücudumun farklı bölgelerini hissettiğim hamak yogası dersi son buluyor. Derse sonra bana kalanlarsa beni çok mutlu ediyor.
Herkes, hayata en azından bir kere tersten bakmayı denemeli diye düşünüyorum. Çocukluklarımızı hatırlayın; hep bir yerlere tırmanıp sarkar, yükseklerden atlar, sürekli koşardık değil mi? Oysa şimdi en büyük koşturmacamız metrobüse yetişmek, en yüksek tırmanışımız bir iş merkezinin 5. katındaki iş yerimize asansörle çıkmaktan ibaret oldu sanki. Belki de biraz daha kendimize vakit ayırmanın vakti gelmiştir. Belki de artık özgürce uçmanın vakti gelmiştir, ne dersiniz?
Kapak fotoğrafı: astromaverick
İlginizi çekebilir: YogiMagger’dan 2020 Spor Trendleri
Çok özendiğim bir şey bu hamak yogası 🙂 umarım bir gün denerim, şimdi daha da heveslendim!
çok ilham verici bir yazı,mutlaka denemek istedim!
Çok teşekkürler. 🌼 Kesinlikle denemelisin, yaşarken çok daha ilham verici olacağına eminim. 😌