Hamilton: 10 Doların Üstünden Ters Köşe Rap Müzikaline
İyimser ve çok farklı müzikal paylaşmak istedim sizinle: Hamilton. 10$’ın üstünde görüp de kimsenin aslında kim olduğunu pek bilmediği adamın müthiş öyküsü. Nasıl oluyor da küçük bir Karayip Adası’nda doğmuş, babasız ve beş parasız bir adam, Amerika’nın “kurucu önderlerinden” biri olarak tarih sahnesinde ölümsüz bir yer kazanıyor? 10 doların üstüne resmi basılıyor? Müzikal tam da bu cümleyle başlıyor. İlk duyduğumda ben de “sahi nasıl olmuş, kim acaba bu adam?” diye sordum kendime. Üstelik oyuncuların hemen hepsi Afro-Amerikalı. Dahası, bu bir rap müzikali. Şaşırdınız değil mi? Hadi başlayalım!
Hamilton Müzikalinin Konusu
Yıl: 1776, her yerde devrim kokusu var. Amerikan Devrimi, yani Amerikan Bağımsız Savaşı her an başlamak üzere. Sokaklar her gün coşkulu kalabalıklarla dolup taşıyor. Herkes İngilizlerin gitmesini istiyor. Hamilton ise Karayipler’deki Nevis adasında İskoç bir aileden gelen heyecanlı bir genç. Başarılı olmak istiyor. In New York you can be a new man sözleri onu oldukça iyi anlatıyor. Gemiden iner inmez dönemin entelektüelleriyle tanışmış, hitabet yeteneği ve cesaretiyle hızla dikkat çekmiş. Fransız devrimci Lafayette, ileride düşmanı olacak Aaron Burr ve George Wahsington’un yakın çevresine girmiş.
My Shot şarkısını kesinlikle izleyin. Motivasyon konusunda Eminem’in 8 Milesi’ıyla yarışır. 1777’te savaş başlayınca en önde savaşmış, önder George Washington’un yaverliğini yapmış. Dönemin en gözde ailelerinden Schuyler Ailesinin de ortanca kızıyla evlenmiş. (Orada biraz da baldıza göz dikme var gibi, onu da izleyerek görün bence 🙂
Dönünce de hemen hukuk okumaya soyunmuş, meşhur Amerikan Anayasası ile ilgili tartışmalarda başı çekmiş. Hiç sönmeyen heyecanı, çok çalışkan tavrıyla hep dikkat çekmiş. En basit örneğiyle anayasa hakkında bir komisyonda 24 makale yazması istenirken, o tek başına 1 ayda ayda 51 makale yazmış. Aaron Burr ile ilk çatışmaları da bu dönemde başlıyor. “I practiced law, Burr worked next door” şimdiden favori cümlelerimden. Hamilton’un önlenemez yükselişinin anlatıldığı birinci bölüm, Aaron ile beraber çocuklarına söylediği dokunaklı Dear Theodosia ile son buluyor.
İkinci yarısı biraz daha politik, biraz daha zor geçiyor. Thomas Jefferson ile olan politik rekabeti başlıyor. Aynı zamanda evlilik dışı ilişkisi ortaya çıkıyor. Hatta Amerika’nın ilk seks skandalı diye geçiyor bu olay (Adam her şeyde bir ilk :)) Bu olay o dönem, Bill Clinton – Monica Lewinsky skandalı kadar ses getiriyor. Bu eşiyle arasını açıyor, bu da yetmezmiş gibi oğlu babasının onurunu savunma için girdiği bir düelloda hayatını kaybediyor.
Daha sonra, onu olumsuz yapacak olay yaşanıyor. Sene bu kez 1800. O sene yapılan başkanlık seçimlerinde, Amerikan tarihinde ilk kez iki aday birbirlerine eşit sayıda oy alıyor. Adaylardan biri Hamilton’un çok eski arkadaşı ve bazen rakibi olan Aaron Burr, diğeri ise son yıllarda yoğun bir çekişme halinde olduğu Thomas Jefferson (o da 2$ banknotlarının yüzü). Eşitlik 35 sayımda bozulmuyor. 36. seçimde ise kendi partisinin lideri olan Hamilton, Aaron Burr’a oy veriyor ve onu başkan yapıyor.
Müzikal boyunca daha sessiz, sakin, hep ihtiyat sahibi olan bir adam Burr. Hamilton ise tum fikirlerini bağıra bağıra söyleyen ateşli bir hatip. İkisi de zıt karakterler. Ama Aaron Burr ilk kez bir noktada soğukkanlılığını yitiyor ve Hamilton’u bir düelloya davet ediyor. Hamilton asalettir deyip havaya ateş ederken o sırada Amerikan Başkan Yardımcısı olan Burr, Hamilton’u göğsünden vurup öldürüyor. Olayın yankıları sürüyor, insanlar bu iki kurucu liderin düellosuna şaşırırken Burr’u affetmiyorlar. O ceza almıyor belki ama tüm kariyeri bitiyor. Bu olayın yankısı o kadar geniş ki 200 yıl sonra bile Hamilton’u insanlar demokrasi ve devrim şehidi diye anıyor, hatırlanıyor. 10$’a onun yüzünün verilmesi de bu sebeple.
Hamilton Müzikali’nden Dikkat Çekici Beş Nokta
Müzikal tüm bu hisleri bize çok güzel verdi bana. Hamilton sanki ailemizin bir üyesiymiş gibi sevinip onun için üzüldüm. Yer yer “Biraz da yerinde dur be adam” dile dedim. Müzikalin beş ilginç noktası ise şu şekilde:
– Broadway tarihindeki ikinci rap müzikali. Rap çok dinlemeyen biri olarak bana çok kolay geldi. Çok akıcı ve kesinlikle akılda kalıcı şarkıları var.
– Jefferson, Adams gibi isimlerin gerçek hayatta binlerce köle sahibi olduğu düşünülürse yapımın bu kölelik karsıtı durusu muazzam bir fikir. Kim bilir biri Jefferson’a iki yüzyıl sonra siyah biri tarafından sahnede canlandırılacağı söylense acaba nasıl bir tepki verirdi?
– Müzikalde bir oyuncu hariç diğer tüm oyuncuların beyaz olmayan oyunculardan seçilmesi yine harika bir tercih.
– Müzikalde beyaz ırktan tek bir oyuncu var, o da Amerikan kolonilerini baskılayan İngiliz Kralı, Kral George. Onun şarkısı da müzikalde rap olmayan tek şarkı. Kralın grotesk görüntüsü ve şarkıları oldukça eğlenceli.
– Müzikal, 2015’te yazılıp 2016’da sahneye çıkmış ve onlarca ödül almış. Obama döneminde Beyaz Saray’da oynanmış. Obama yapım için “İzlediğim en iyi müzikal” açıklamasında bulunmuş. Gerçekten de tam onun seveceği türden bir yapım.
Eğrisiyle doğrusuyla anlatılan tarihi bir figürün hikayesi bu. Tarihini kutsamaktan çok onu yeni şekillerle ifade eden, 21. Yüzyıl izleyicisine başarıyla adapte eden ve bunu yaparken de eğlendiren bir yapım. Belki bir gün biz de böyle yapılar yaparız, kim bilir? Hamilton şimdiden en sevdiğim müzikaller arasında. Sizin en sevdiğiniz müzikal hangisi?
Kapak Fotoğrafı: The Guardian
İlginizi çekebilir:
Kesinlikle çok emek verilmiş, müthiş bir müzikal. Baştan sona ortaya konan çalışmaya hayran olmamak elde değil. Tabii ki rap alt yazıda akarken her an dinamik olan sahneyi takip etmek biraz yorucu olabilir. Ama kesinlikle rapin hakim olduğu bir müzikal fikri harika ve çok eğlenceli.
Haklısınız İrem Hanım. Dinamiz gerçekten baş döndürücü olabiliyor ama yapılan her şeyin hakkı verilmiş🙂 Tarihsel detaylar da girince aslında kolay değil ama hikaye akışı öyle güçlü ki.. Beğenmenize çok sevindim, iyi seyirler🙂