2017 yapımı ilk filmi Meftun ve ardından 2018 yılında çektiği Meryem Ana belgesel filmleri ile sektöre başaralı bir giriş yapan genç yönetmen Hasan Ete ile çok yakın bir zamanda çekimleri başlayacak olan yeni belgesel filmi İyi Ölüm hakkında şahane bir röportaj gerçekleştirdik. Şimdiden tüm kıymetli okuyucularıma iyi okumalar diliyorum 🙂

Filmle ilgili merak ettiğim çok fazla detay var ama öncelikle en merak ettiğim ve eminim ki her okuyanın da ilk gördüğünde aklına gelen o soruyu sormak istiyorum. Filmin adı inanılmaz merak uyandırıcı. “İyi Ölüm” kelimeleri yan yana büyük bir tezat uyandırıyor bana göre. Filmin adının anlamını sizden dinleyelim.

yeni-6
Fotoğraf Altyazısı: Hanneke Bouman ve Kız Kardeşi | Fotoğraf Kaynağı: Hasan Ete

Özellikle  belgesel film projelerinde çekeceğiniz iş ile ilgili çok fazla araştırma yapıyorsunuz. Ben de projeyi ilk bulduğum dönemde çok fazla makale okudum. Okumalar yaparken fark ettim ki aslında “İyi Ölüm” kavramı sağlık terminolojisinde de kabul edilen bir terimmiş. “İyi Ölüm” de şu anlama geliyor: Bireyin mahremiyetine ve hassasiyetine saygılı olarak duygusal ve ruhsal ihtiyaçlarının giderildiği o son anının güzelleştirildiği ölüm. Bu terim benim de çok dikkatimi çekti çünkü iki zıt terim bir arada. “Ölümün iyisi mi olur?” gibi şakalar yapılıyor bazen ama baktığım zaman derin anlamı çok fazla. Biz de aslında filmde bunu sorgulamayı düşünüyoruz. Kısacası İyi Ölüm, vedalaşmak için yeterli zamanın olduğu ölüm olarak kabul ediliyor.

446a27b4-d251-40ae-bf14-3d89c48f531f
Fotoğraf Altyazısı:Hollanda Dilek Ambulansı Vakfı| Fotoğraf Kaynağı:twitter.com/UmbertoArte/status/

Bu denli derin anlam barındıran bir isme sahip filmin eminim ki içeriği de bir o kadar anlamlı olacaktır. Bu filmin çıkış hikayesini çok merak ediyorum. “İyi Ölüm” hikayesinin ilk adımları nasıl atıldı ?

Ben genelde film çekecekmişim gibi bilgisayarın başına oturup hikaye araştırmıyorum. Benim dönem dönem enerjim oraya doğru dönüyor ve o anda bu işler karşıma kendiliğinden çıkıyor. “İyi Ölüm” de tam olarak böyle oldu. İnternette dolaşırken karşıma bir fotoğraf çıktı. Bu fotoğraf  Van Gogh Müzesi’nde sedyeden tabloya bakan bir hastanın fotoğrafıydı ve çok ilgimi çekti. Sonra merak edip bu fotoğrafı araştırdım. Bunlar kim, bu işi neden ve nasıl yapıyorlar diye araştırma yaparken böyle bir vakıf olduğunu öğrendim. Terminal döneme girmiş, sınırlı vakitleri kalan insanların son isteğini yerine getiren bir vakıf. Sonra “Bu neden bir film olmasın ?” dedim.

unnamed-1-29
Fotoğraf Altyazısı:2007, Vlaandirgen Kanalı | Fotoğraf Kaynağı:Hasan Ete

Yukarıda bahsettiğiniz vakıf, Dilek Ambulansı Vakfı… Hikayenin bu vakıfla da yadsınamaz bir bağı var aslında. Nedir bu Dilek Ambulansı ?

2007 yılında ambulans şoförü Kees Veldboer son 3 ayı kalan bir hastanın, kaldığı hastaneden başka bir hastaneye transferini yaparken alıcı hastanenin hazır olmadığı bilgisi geliyor. Bunun üzerine o da o hastaya yapmak istediği bir şey olup olmadığını soruyor. Bu hastada emekli bir denizci ve Vlaandirgen Kanalı’na gitmek istiyor. Bu dileğini gerçekleştiriyorlar. Hasta vefat ettikten sonra yazmış olduğu bir mektup olduğu ortaya çıkıyor. Bu mektupta Kees’in hayatını değiştiren bir not var. Notta yazanlar ise şöyle: “Hala başkalarını önemseyen insanların olması bana iyi geliyor… Size kendi deneyimlerime dayanarak, başkalarından gelen küçük bir hareketin çok büyük bir etkisi olabileceğini söyleyebilirim.” Kees Veldboer ise bu notta okuduklarından sonra, Dilek Ambulansı Vakfı’nı kuruyor. Bu vakıf gönüllü olarak sınırlı vakti kalan ve hareket edemeyen insanların son isteklerini gerçekleştiriyor.

Biraz da filmin ön araştırma sürecini dinleyelim sizden. 

Temmuz 2021’de vakıf başkanı Kees Vedlboer ile iletişime geçtim ve böyle bir bir film çekmek istediğimden bahsettim. Kendisi de bu fikre çok sıcak baktı ve ilk onayı böylece almış olduk. Biz vakıf başkanı Kees ile mail üzerinden haberleştik; hatta ben filmin araştırma süreci için Hollanda’ya gelip kendileri ve vakıf çalışanları ile de görüşeceğimi belirtmiştim ki bu konuda da anlaşmaya varmıştık. Bu görüşmemizden tam 3 gün sonra Kees, kalp krizi sonucu vefat etti. Aslında gayet sağlıklıydı ve hepimiz için beklenmedik bir ölüm oldu. Hayatını insanların son isteklerini yerine getirmek için adamış olan Kees’e hayat, son isteğinin bile sorulabileceği bir fırsat sunmadı. Bu ölümle birlikte tabii ki bizim de bir duraksama sürecimiz oldu. Sonrasında Kees’in oğlu ve eşi ile iletişime geçtim. Ben de Aralık 2021’de Hollanda’ya gittim. Aslında biraz çat kapı, habersiz olarak gittim. Gider gitmez oğlu ile bağlantıya geçtim ve babasının bana göndermiş olduğu onay mailini gösterip, böyle bir film yapmak istediğimi babasının da vefat etmeden önce bu projeye sıcak baktığını söyledim. Kees’in beklenmedik ölümünden sonra aslında bir yandan onun da anısına bu filmi yapmak istediğimi belirttim. Bu film onun da hatırasına bir saygı olacak benim için.  

unnamed-3-19
Fotoğraf Altyazısı: Hanneke Bouman ve Hasan Ete | Fotoğraf Kaynağı:Hasan Ete

Ön araştırma sürcinde sizin de bir “dilek gerçekleştirme”ye katıldığınızı biliyoruz. O anın atmosferi, sizin hissettikleriniz nelerdi ?

Ön araştırma sürecinde benim temel hedefim vakıfta sıkça vakit geçirip işleyişi öğrenmek, olabildiğince bilgi alabilmekti. Nerdeyse haftanın her günü oradaydım. Hatta çalışanlar bile artık şaşırıyorlardı sürekli orda olmama 🙂 Ama bir belgeselci de bana göre böyle olmalı. Anlatmak istediği hikayenin içinde görünmez olmalı. Bir dileğe katılmayı kendim teklifte bulundum. O an hiçbir çekim yapmayacağımı da kendilerine belirttim hatta hastaya da bunu iletmelerini rica ettim. İsteğim sadece o anı yaşamak ve görmekti. Hanneke Bouman adındaki bir hasta kanserin son evresinde ve bir bakım evinde kalıyordu. Onu almaya gittik. O süreçte yanında en yakın arkadaşı ve kardeşi yanımızdaydı. Ben çekim yapmayı planlamıyordum ama onlardan bana bir teklif geldi. O günün anısına onları çekmemi istediler. Ben de o isteklerini kabul ettim ve telefonumla o anları kayda aldım. O an şunu fark ettim, aslında ortamda olan herkes durumun farkında. Hasta ölüme çok yakın ve artık son zamanlarında ama yanındaki herkes ve kendi dahil o an mutlu çünkü yaşadıkları bu zamanın da kıymeti bilinmezse ölüm de gelip geçecek ve artık o da olmayacak. Belki de “İyi Ölüm” dediğimiz şey buydu. Hastanın dilekleri de çok basit isteklerdi. Örneğin; sahili seyretmek, kahve içmek, ailesi ve arkadaşları ile vakit geçirmek gibi. Aslında hepimizin günlük rutininde erteleyip yapmadığı şeyler bir hastanın son isteği olmuştu. Filmin çıkış noktası da tam olarak bu. Gerçekleşmiş birçok dileğe baktığımda da talep edilen dileklerin “sıradan” ve günlük isteklerin sınırlı vakti kalmış insanların son istekleri olması beni en çok etkileyen şeydi. Aslında ölümü kabullenince kıymetli olan yaşam da diyebiliriz buna. 

unnamed-2-24
Fotoğraf Altyazısı: MakeDox Film Forum, Makedonya| Fotoğraf Kaynağı: Hasan Ete

Filmin bir de izin süreci ve festival yolcuğu var. O süreç nasıl ilerledi ?

İyi bir dosya oluşturabilmek için Hollanda’da güzel bir araştırma süreci başladı. Sonra döndüğümüz gibi bakanlığa başvuru sürecimiz başladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nden Belgesel Film Yapım Desteği aldık. Daha sonra 13.Uluslararası TRT Belgesel Ödülleri’nden Proje Destek Ödülü’nü kazandık. Daha sonrasında da Balkanlar’ın prestijli belgesel film festivallerinden biri olan 13. MakeDox Yaratıcı Belgesel Film Festivali’nin Proje Geliştirme Atölyesi’ne seçilen 6 projeden biri olduk. Festival sürecinde Proje Geliştirme Atölye’sinde Danimarkalı belgesel film yönetmeni/yapımcı Tue Steen Müller’den eğitim aldık. Eğitim sonunda da Film Forum kapsamında sunumlar gerçekleştirdik. Şu anda da İsviçre’ den dağıtım şirketi ile görüşmelerimiz var. Almanya ve Hollanda’dan da ortak yapım içim görüşmelerimiz devam ediyor. Aslında bu iş uluslararası çok yönlü bir iş.

youtube play youtube play

Aslında sizin tüm filmlerinizin çıkış noktası kendi hayatınızdan bir parça taşıyor diyebiliriz. Kendi hayatınız ve filmleriniz arasındaki ilişkiyi okuyucularımızla da paylaşır mısınız ?

Çektiğim filmlerin hikayelerini ben araştırmıyorum, genelde hepsi benim karşıma çıkıyor. Bu hikayelerde genellikle hep benim hayatımın belli bir döneminde yaşanmış hikaywler oluyor. Yaşadığım hikayelerin başka bir yerlerdeki tezahürünü görüyorum ve bunu hikayeleştiriyorum. Örneğin; Meftun (2017) ilk belgesel filmimdi. Çeşme başında tanıştığı ve başlık parası yüzünden evlenmediği kadını bekleyen bir adamın hikayesi var. 

Meryem Ana (2018) filminde ise eşi erken yaşta vefat eden bir kadının 11 çocuğunu büyütüp, dağdan topladığı bitkileri satarak onları evlendirmesini konu alıyor. En önemli noktası da bir kızı annesini yalnız bırakmamak için evlenmiyor. İki kadının hikayesi. Meryem Ana’nın hikayesi annemin hikayesine çok benzer. Annem sadece İstanbul’da bunu yaşamıştır. İyi Ölüm’ün hikayesi de babamın hikayesine benzer. Babam 2008 yılında kanser hastasıydı ve böyle bir süreci olmuştu. Babamın sürecine baştan sona kadar şahit oldum. İyi Ölüm filmi ile en büyük ilişkim bu yönde. 

youtube play youtube play

Çekim süreci çok yakında başlıyor. Filmin çekimleri Hollanda’da ve kış ayında gerçekleşecek. Mevsim seçiminde özel bir nokta var mı ?

Hem bana hissettirdiği atmosferden hem de filme sağlayacağı görsellikten dolayı kışı seçtim. Ocağın ikinci haftasında çekimlerimiz başlayacak ve bir aylık bir çekim sürecimiz var şu an planlarımız o yönde. 

iyi-olum-2
Fotoğraf Altyazısı: İzmir Film Works  | Fotoğraf Kaynağı: Hasan Ete

Son olarak izleyicilere bu filmle anlatmak istediğiniz nelerdir ? 

Bu filmle en büyük hedefim soluk aldırmak. Filmi izleyenlerin bir noktada durması ve bu ” İyi Ölüm Nedir?” i sorgulaması. Temel hedeflerim bunlar. Her şey çok hızlı tüketiliyor. Ölüm bile tüketiliyor. Hastaların ölmeden önce istedikleri son istekleri beni çok etkiledi. Hepimizin günlük hayatta belki de çok önemsemediği ya da yapmayı ertelediği o istekler bazı insanların son anlarında en çok istediği şeyler oluyor. Belki de bu filmden sonra insanların hızlı geçen zamanın içerisinde bir soluk alıp düşünebilmesini ve yakınındakilerini fark edebilmesini sağlayacak bir film yapmayı planlıyorum. İnsanlara dokunan, izledikten sonra güzel hisler bıraktıran işler yapmak istiyorum. Kısacası İyi Ölüm belgesel film projesi, Dilek Ambulansı Vakfı aracılığıyla sınırlı vakti kalan terminal dönem hastasının son dileklerini ve bu dileklerin gerçekleşme sürecini inceleyecektir.

İyi Ölüm belgesel filminin takipçisi olmak ve filmin çekim sürecini ve ilerleyen çalışmalarını yakından takip etmek isteyenler için Instagram adresini hemen buraya iliştiriyorum.

Kapak Fotoğrafı: Hasan Ete

İlginizi çekebilir: Ali Kavas’tan Yönetmen Selman Nacar ile: “İki Şafak Arasında” Üzerine