hipicon.com olarak iyi tasarımların ve hikayelerin paylaşılmasına gerektiğine inanıyoruz. Hazal Kızıltoprak’ın yarattığı marka El Quinto ile özgün ve farklı takı tasarımlarını yaratma sürecini ve kendisini biraz tanımak istedik.

Tasarım hayatına nasıl başladın? Seni neler etkiledi? Bu işi sevme nedenlerin nelerdir?

_Tam olarak nasıl başladığımı söyleyemem sanırım. Küçüklüğümden beri en sevdiğim uğraşlar hep boyalar, hamurlar, kumaşlar içerdiğinden malzemelerle içli dışlı olmak benim için doğal bir durum. Galiba her zaman ellerimle bir şeyler yapma/üretme isteği beni tam olarak buna yönlendirdi.

Yaptığın tasarımların sürecinden bahseder misin? Sana neler ilham verir? Yaptığın performans sanatı ile tasarımların arasında bir ilişki var mı?

_Herhangi bir şeyden ilham alabiliyorum. Düşünürken öncelikle renkler üzerinden gidiyorum. Yaptığım parçaların bir araya gelince bir bütün olmasını sevdiğimden sanırım. Tabii dans ediyor olmamın da etkisi büyük. Bedenimin parçalarını kullanarak bir bütünü sergilemem kesinlikle tasarımlarımda da elde etmeye çalıştığım şey.

Bu işteki stilinden bahseder misin? Varsa sıklıkla kullandığın favorim diyebileceğin malzemeler nelerdir?

_Şu ara daha çok ağaç ve pamuklu ipler kullanıyorum, daha doğal malzemelerle ilerlemeye çalışıyorum. Yaptıklarımı nasıl bir stile sokabilirim emin değilim, ancak her ürünümün kendi cümlesi olmasındansa, onu takan kişiye ait cümleyi ortaya çıkarması hedeflediğim şey diyebilirim.

Hangi kişisel özelliğin seni tasarım konusunda olumlu yönde etkiler? Olumsuz yönde de etkilediğini düşündüğün bir özelliğin var mı?

_Sabırlı bir insanım, sanırım uzun yaratım sürecinde bu işe yarayan bir şey. Ne yazık ki bir de dağınığım; bunun olumsuz etkilediğine inanmak istemiyorum 🙂

Hayatını bir karakter ile değiştirebilsen bu hangi çizgi fillm / çizgi roman karakteri olurdu?

_Sevdiğim tüm çizgi filmler çizgi romanlar çok hüzünlü, o yüzden pek değiştirmek istemiyorum hayatımı; ama Hey Arnold! ın atmosferini ve karakterleri çok sevdiğimden belki orada bulunmak isterdim 🙂

Seni en çok sinirlendiren ve neşelendiren şeyler nelerdir?

_Islak zemine çorapla basmak beni sinirlendiriyor, sabah sütlü çay içmek de beni çok mutlu ediyor. Evet en basit şekilde böyle cevaplamak istedim! 🙂

Ulaşamadığın biriyle tanışıp sohbet etme şansın olsaydı bu kim olurdu? Ondan neler öğrenmek isterdin?

_Aklıma ilk Wes Anderson geliyor. Onun setlerinden birinde kahve içerek nasıl bir yaratım süreci olduğunu, ekibini nasıl oluşturduğunu öğrenmek isterdim. Eminim benim gibi bunu isteyen binlerce insan var!

Kendini 5 yıl sonra nerede, nasıl görüyorsun?

_Kendimi 5 yıl sonra hala 30 yaşına gelememiş ve hala öğreniyor halde görüyorum. El Quinto’nun da 5 yıl sonra olacağı yeri biliyorum ama söylemek istemiyorum. Hep sürpriz olsun.

hipicon.com’dan sevdiğin 5 ürünü bizimle paylaşır mısın?

_Şöyle sıralayabilirim: Emre Evrenos’un tekli grid koltuğu, Çuval’ın rose bucket çantası, Projebir’in vida yüzüğü, Project Watches’dan beyaz kayışlı Sometimes saat ve Areaware’in ahşap el feneri.