Hercule Poirot: Sayfalardan Perdeye Sabırlı Dedektif
Çoğu polisiye severin belki “Doğu Ekspresi’nde Cinayet” ile tanıdığı, Agatha Christie’nin 1920’de yayımlanan “Ölüm Sessiz Geldi” eseriyle hayat bulan özel dedektif Hercule Poirot’a odaklanmaya hazırlanın. Ah mon cher, o ne kadar zeki bir beyefendi bir bilseniz!
Sevgili Belçikalı dedektifimiz Hercule Poirot ve tabiri caizse o gururlu bıyığıyla ilk tanışmam Roger Ackroyd Cinayeti ile oldu, yani emekliye ayrıldığı eserde! Ve onu sondan başa tanımaya başladım…
Siz siz olun onu tek bir cinayetle, tek bir öyküyle yargılamayın. Zira o her eserde yeni gösterdiği bir özelliğiyle sizi etkilemeyi başarır ve kendinizi en sonunda “Acaba o melez aksanınla beni nasıl tanımlardın hermano?” sorusuyla başbaşa kalmış hissedersiniz. Karşımızda hafif Fransız aksanı ve en az 3 dili harmanlayan konuşmasıyla tüm övgüleri ve dikkati çekmeyi başaran (ki istediği budur), işini layığıyla yerine getiren; görünüşte aristokrat, içinde burjuva kahraman Hercule Poirot. Kahramanımız pek açık sözlü ve sabırlı bir karakter. İşte ikiliyi, Sherlock Holmes ve Hercule Poirot’u ayıran en önemli nokta bu: Poirot’un sonsuza dek karşındakini dinleyecek edasıyla bitmez tükenmez sabrı. Tabii ikisi de emekli asker ve iyi birer dost olan John Watson ve Arthur Hastings karşılaştırması / benzetmesini saymazsak.
Eserde ben cümleleri yutarak okurken Hercule Poirot ve süslemeleriyle her şey sakin ve adım adım ilerler. Mümkünse herkesle konuşur, olur olmadık bilgileri alıp onları küçük gri hücreleriyle çözüm yolunda değerlendirir. Kişiye göre şekillenen tutumu yaşlı hanımefendilere pek işlemez. Onlar en şanslılarıdır doğrusu, vous êtes à votre porte-bonheur, madame. Ve bom! En sonunda patlatır işte bombayı. Herkesi toplayıp o meşhur “Hepinizi buraya neden çağırdım merak ediyorsunuzdur” cümlesini söyler kendisiyle gurur duyan tavrını izni olmadıkça açığa çıkarmadan tepkilere yoğunlaşır. Sevdiğim kısım da bu ya işte, cinayetin çözülmüş olması değil, Poirot’un cinayeti nasıl çözüldüğü…
Beyazperdeye gelecek olursak, daha birçok uyarlamanın yanı sıra; ilki 1965’te Tony Randall, sonuncusu 2018’de John Malkovich oyunculuğuyla izleyicilere sunulan Cinayet Alfabesi:
Kendinize iyi bakın ve 20 Eylül Poirot Gibi Konuşma Günü‘nü atlamayın!
Kapak fotoğrafı: Pinterest
İlginizi çekebilir: Yaprak Sav’dan “Ahmet Ümit Polisiyeleri”
İlk yorumu siz yazın!