Hit The Road: Göç Eden ve Geride Kalanların Hikayesi
İranlı meşhur yönetmen Cafer Panahi’nin izinden giden Panah Panahi, çekmiş olduğu ilk filmle 2021 yılında adından oldukça söz ettirdi. En azından sinefil cemiyetlerde… Kendisinin üslubu çok net şekilde Cafer Panahi’den izler barındırıyor tabii. Karbon kopya diyemeyiz belki ama anlatının içine işlemiş çok net bazı parçalar var. Hit the Road da bir yola çıkış hikayesini konu alıyor. Çoğunluğu bir arabada geçiyor. Orta yaşın üstünde ayağı kırık ve görece huysuz bir baba, yakın zamanda yaşanacaklardan ötürü hüznünü ve üzüntüsünü saklamakta zorlanan bir anne, sessiz ketum büyük oğlan ve yaramazlığıyla kan kusturan küçük oğlan…
Mesele tam anlamıyla bir insanlık dramı, büyük oğlanın kaçak yollardan ülkeden kaçmaya çalışmasına yardım eden ailesini anlatıyor. Fakat Hit the Road bu duygusal yükü seyircisine bindirmiyor, komedi ve gerçeklik dozunu artırarak olası duygu sömürüsü ihtimallerinden kaçıyor. Bu benim filmde en hoşuma giden konulardan biri oldu çünkü hoşuma gitmeyen şeyler de mevcut… Mesela ufak bir erkek çocuğunun yaramaz ve şımarık hallerine (yer yer çok sevimli olmasına rağmen) katlanmakta zorlanacaksanız biraz temkinli yaklaşabilirsiniz.
Hikayenin geçtiği topraklar bizim coğrafyamızla benzer bir dokuda olduğu için, ülkeden kaçmak adına sarf edilen çabaya şahit oldukça insanın damarına basıyor yaşanan her şey. Bir kaçakçı ile anlaşmadan hayallerini gerçekleştirmenin pek mümkün olmadığı bu senaryoda, giden kişinin ruh haline ayrı, arkasında bıraktığı insanların ruh haline ayrı üzülüyorsunuz. Bunu legal yollardan gerçekleştirmiş kişiler dahi kendinden bir şeyler bulabiliyor az da olsa. Bu dramın anlatılış şekli de herkese göre değil evet ama izlemeye değer olarak nitelendirilebilir. Benim ilgiyle takip ettiğim bir ülke sineması, ve en azından yakın dönemde sükse yapan yapımlarını olabildiğince izlemeye çalışıyorum.
Filmle ilgili en öne çıkan 2 olay, müziklerinin harikulade ahengi ve hikayesinin basitliğiyle kontrast yapan şahane sinematografisi. Kadrajını bir tablo resmeder gibi kuran Panah Panahi uzun sekanslarla o anların hakkını vermeyi de biliyor. Bazen kurak ve bitik, bazen de büyülü ve bereketli görünen bu toprakların kendine has bir esrarengizliği var. Ben filmin biraz daha tempolu olmasını isterdim açıkçası. Bazen o kadar yavaşlıyor ki, filmin düşündürdüğü şeyler sayesinde dalıp gidiyorsunuz ve tekrar filme geri dönmeniz biraz vakit alıyor. Süresi kısa olmasına rağmen bunu çözememiş olması çok büyük bir eksi. Sonuç olarak, ilgilisi filmi Mubi Türkiye seçkisine gelmişken izleyebilir.
Sinema dünyasına ve filmlere dair paylaşımlarıma Instagram üzerindeki film blogumdan (@atıptutuyorum) ulaşabilirsiniz.
Kapak Fotoğrafı: Mubi
İlginizi çekebilir: Eralp Alper’den Alcarras
İlk yorumu siz yazın!