How to Have Sex: Genç Olmaya ve Rıza Kavramına Dair
Britanyalılar’ın Akdeniz ve Ege sahillerinde tatile gittiği bazı bölgeler, o bölgenin hangi ülkeye ait olduğunu unutturacak bir hâle bürünebiliyor. Filmin geçtiği Girit’in Heraklion şehrindeki bu bölge de turistlerin ablukası altına alınmış ilginç bir fon oluşturuyor hikâyeye. Üç genç kız Londra’dan yola çıkıyor, ekonomik sayılabilecek bir otel odasını paylaşıyorlar. Bulundukları otel 18-24 yaş grubunun fütursuzca partilediği bir konsepte sahip bir pansiyon olarak tanımlanabilir. Yani kafa dinlemek dışında her şeyin yapılabildiği bir ortam. Hal böyle olunca da genç kızlarımızın heyecanı ve gürültüsü filmin ilk bölümünde izleyiciyi esir alıyor, biraz sabreden için devamında kendine has, kişisel bir anlatı mevcut. Film MUBI Türkiye’den izlenebilir.
3 karakterimiz var, hepsi liseyi yeni bitirmiş. Kimisi başarılı kimisi değil ama aileleri bu kızları ödüllendirmek adına böyle bir tatile göndermiş, kâğıt üstünde her şey harika. Bu 3 karakterden birinin merkeze alınacağını belli bir zaman geçtikten sonra anlıyoruz, o da Tara oluyor. İlişki ve seks açısından tatile beraber geldiği arkadaşları kadar ‘tecrübeli’ olmadığı için üzerinde gözle görülemeyen ama hissedilebilen bir stres var. Her şeyi şakaya vuran o arkadaş tipini bilirsiniz. Tara da bundan nasibini fazlasıyla almış durumda ve bu da stresini perçinliyor maalesef. Hızlı bir şekilde yan odalarındaki genç oğlanların hedefi haline gelen ekibimiz, tatillerini bu oda ile genişletip gerçeklikten uzak olmayan bazı maceralara yelken açıyor.
Editör Notu: Devamı spoiler içermektedir.
Kimsenin kimseyi gerçekten önemsemediği bir ortam, herkesin sesi çok fazla çıkıyor ve herkes kendini ispatlamak için amansız bir yarış halinde. Yetişkin bir insan olarak uzaktan bakınca beni huzursuz eden bu durum, geriye dönüp baktığımda bizim hayatlarımızda da farklı pratiklerle yaşandı diyebiliyorum… Temeli olmayan özgüven ve aşırı dozda şakanın insana yaşatabileceği travmalar, halihazırda o durumun içindeyken çok fazla anlaşılmıyor. Tara bu tatilde hayatında ilk kez biriyle beraber olabileceğinin farkında, fakat ne umması gerektiğini kendi de bilmiyor. Badger uysal ve şapşal görünümü ile acaba dedirtiyor fakat Tara’nın arkadaşı attığı her adımda onun ensesinde bitip “Daha iyisini yapabilirsin” diyor ve geri çekiliyor. Devamında aynı kişileri kendi kıskacına almaya çalışıyor ki bu hareketler bana baya sıkıntı verdi.
Paddy ise maalesef sessiz sessiz işliyor Tara’nın kırılgan ruh halini. Onun kendisine sabaha karşı ilk yanaşmasında reddediyor. Ve ertesindeki gece sahilde son derece sorunlu bazı aşamalardan sonra birlikte oluyorlar. Bu noktada bize yönetmen açıktan “Bakın karakterin rızası yok” demek yerine, küçük detaylar ile bu anları izleyiciye nakış gibi işlemeyi tercih ediyor. “Söyleme, göster” düsturu sinemada böyle anlarda filmin anlatısına çok fazla güç kazandırıyor. Tara o anlardan sonra kontrolü kısmen kaybediyor ve belki de tatildeki en gerçek sayılabilecek anlarını o gece başka insanlarla yaşıyor. Hem bunun gerçekliği hem de yaşadığı travmanın etkisi ile finaldeki havalimanı sahnesinde patlak veriyor. Bu duygusal patlamada ise yanında onu daha iyi anladığını düşündüğümüz arkadaşı oluyor neyse ki. Bu tarz hikâye anlatıcılığının modern sinemadaki yeri çok ayrı bence, umarım izleyenler de benzer fikirdedir.
Sinema dünyasına ve filmlere dair paylaşımlarıma Instagram üzerindeki film blogumdan (@atıptutuyorum) ulaşabilirsiniz.
Kapak Fotoğrafı: IMDb
İlginizi çekebilir: Sine Magger’dan 2023’ün En İyi Filmleri
İlk yorumu siz yazın!