Tiyatro Bir İhtiyaçtır: İkinci Dereceden İşsizlik Yanığı ve Tersine Dünya
Sene içerisinde devlet tiyatroları ve özel tiyatro sahnelerinde biz seyirciler için birçoğu klasikleşmiş çok güzel oyunlar paylaşılıyor. Ama nedendir bilinmez çoğu kişinin aklına gelmez gidip bir oyun izlemek, verdiği mesajları düşünmek. Halbuki o tiyatro sahnesinin, salonun havasını almak bile ayrı bir keyiftir. Aslına bakarsanız tiyatro bir lüks değil, bir ihtiyaçtır.Kendinizi ruhsal ve düşünsel olarak beslemek amacıyla alınması gereken kültürel bir ihtiyaç…
Sizinle iki oyun hakkındaki izlenimlerimi paylaşmak istiyorum:
İkinci Dereceden İşsizlik Yanığı
Oyunun adı beni çekmişti, ne de olsa bu işsizlik mevzusu uzun süredir benim de gündemimde olan bir dertti. Bazen tek kişilik gösteriler biraz durağan geçebiliyor ve sinerjisini seyirci yakalayamıyor; bu oyun ise Beyoğlu Küçük Sahne’deki tek kişilik performansıyla Berkay Tulumbacı tarafından çok akıcı bir şekilde biz seyircisine anlatılıyor.
Üniversiteden mezun olduktan sonra iş arayışlarının sonucunu alamayan bir gencin başından geçenler ve sonuç olarak onda yarattığı psikolojik durum anlatılıyor oyunda. Benim gibi kendi yaşadıklarından izler görebileceğini düşünüp gelenler olmuştur kuşkusuz. Gelecekten umutlu olan gençlerin nasıl zamanla bu sorunla baş başa kaldığını trajikomik bir şekilde aktarıyor. Oyun, bu sezon Devlet Tiyatroları sahnelerinde seyircisi ile buluşuyor. Gidip Türkiye’de biz gençlerin yaşadığı bu gerçeği görmenizi tavsiye ederim.
Tersine Dünya
Oyunda, bir mahallede yaşanan olayları görüyoruz. Kadınların erkek, Erkeklerin de kadın rolünü üstlendiği ve kadının borusunun öttüğü bir dünyayı izliyoruz. Konu ise baş karakter “Bitirim” lakaplı Leyla’nın bir olay sonucu hapse girmesi ve sonrasında yaşanan larla şekilleniyor.
Leyla hapse girip ardında gözü yaşlı bir koca ile çocuk bırakınca olaylar hızlıca gelişir. Düşünün bir kere; karınız hapislere düşmüş, bir çocukla ortada kalmışsınız. Genç ve yakışıklısınız… Hayatta kalabilmek ve eve bakabilmek için mücadele ederken karşınıza pek iyi niyetli olmayan kadınlar da çıkacaktır. İşte böyle “tersine” bir dünya ile aslında kadınların ne kadar hoş olmayan durumlarla karşı karşıya kaldığını ve erkek egemen koşullarda nelerle baş etmek zorunda olduğunu gösteriliyor.
Son dönemde izlediklerim arasında en çok keyif aldığım oyun olduğunu söyleyebilirim. Kadrosu kalabalık, eğlencesi bol bu müzikal o kadar ilgi görüyor ki bilet bulmak biraz zor olabiliyor. Tersine Dünya, Devlet Tiyatroları sahnelerinde bu sezon devam ediyor.
Dediğim gibi, tiyatroyu lüks olarak değil, ihtiyaç olarak görmek gerekir. Sezonda sahnelenen oyunları takip edip fırsat buldukça da gidip izlemenizi tavsiyeyi bir borç bilirim.
Perdesi bol oyunlara…
İlk yorumu siz yazın!