İneklerin Gizli Hayatı: Rosamund Young'dan Hikayeler
Sığırların her birinin farklı “bireysel” karakterlere sahip olduğu ve güçlü sosyal ilişkiler kurduğu üzerine bir kitap okuyacağınızı hayal eder miydiniz? Domingo Yayınevi’nden çıkan Rosamund Young’ın kendi gözlemlerini aktardığı İneklerin Gizli Hayatı, sığırların yaşamları üzerine uzun uzun düşündüren ve onlara farklı gözle bakmamızı sağlayan bir kitap.
Ben tüm çocukluğumu ve erken yaşlarımı babamla araba tepesinde, o çiftlikten bu çiftliğe giderek büyükbaş hayvanların içinde geçirdim. Lise son sınıfa kadar en çok istediğim şey veteriner olmaktı tıpkı babam gibi. Düvelerle ilgili dergiler karıştırmışlığım çoktur o zamanlar. Sonra birden geldi bu “Gezerek çalışabileceğim bir işim olsun” sevdası. O dönem köy veya çiftlik yaşantısına özendiğim söylenemez; arada gidip gezmek yetiyordu. Fakat şimdi en büyük hayallerimden biri, kendi bahçemin içindeki sığırlara ve küçükbaşlara doyasıya sarılabileceğim, onlarla beraber koşturabileceğim bir çiftliğe sahip olmak. E ne yapalım, bir süre ayrı kalınca bu burun illa arıyor o tezek kokusunu.
Büyükbaş ve tezek kokusu demişken sormak istediğim bir şey var. “İneklerin hikayeleri” üzerinde detaylı bir kitap yazılacağı kaç kişinin aklına gelir? Veya şu şekilde sorayım; sığırların her birinin farklı “bireysel” karakterlere sahip olduğu ve güçlü sosyal ilişkiler kurduğu üzerine bir kitap okuyacağınızı hayal eder miydiniz? Domingo Yayınevi’nden çıkan Rosamund Young’ın kendi gözlemlerini aktardığı İneklerin Gizli Hayatı, sığırların yaşamları üzerine uzun uzun düşündüren ve onlara farklı gözle bakmamızı sağlayan bir kitap.
İneklerin “gizli hayatı” mı? Hiç öyle şey olur mu demeyin, bal gibi de oluyor arkadaşlar. Adını görüp Hayvan Çiftliği gibi distopik bir kitap beklemeyin. İneklerin Gizli Hayatı, sığırların genellikle pek de kafayı yormak aklımıza gelmeyeceği hayatlarına dair gözlemler ve çeşitli hikayeler barındıran bir kitap. Bizleri sığırların iç yaşamına yaklaştıran ve onların hayatlarını tekrar tekrar düşündürmeye davet eden kitaptan bahsetmeden önce yazarı Rosamund Young’ı tanıyın istiyorum.
Rosamund Young ve Kite’s Nest Farm
1953’ten beri işletilen bir aile çiftliği düşünün. “Organik çiftlik” kavramı henüz hayatımızın içinde yer etmemişken, 1970’lerde tamamen tesadüfi olarak organik çiftçiliğe başlıyor Worcestershire’daki Kite’s Nest Farm. Evet, tesadüfi bir şekilde diyorum, çünkü ailenin amacı olabildiğince doğal yöntemlerle, kimyasal kullanılmayarak sığırlarını yetiştirme içgüdüsü.
Rosamund Young ve ailesi tarafından işletilen Kite’s Nest Farm, doğayla uyum içinde yönetilen bir çiftlik. Çiftlik çeşitli otlar, kır çiçeği tarlaları, çalılar, yabani kuşlar ve çok sayıda çeşitli ağaçlarla çevrili. Burada hayvanlar özgürce geziyor, organik besleniyor, stressiz yaşıyor ve kendi kararlarını kendileri veriyor. Rosamund Young ve ailesi, az stresli doğal ve özgür bir sistem kurmak istemişler çiftliklerinde. Kitaptan öğreniyoruz ki hayvanların serbest hareket etme yetisini sınırlamak, birkaç nesil sonra beyin ebatlarında %30 oranında azalmaya yol açıyor. Veya yaş/büyüklüğe göre hayvanları kategorilemek, yaşlı hayvanların yoldaşlığından mahrum bırakıyor gençleri. Bu durum onların gelişim süreçlerini derinden etkiliyor.
Kite’s Nest Farm’daki yani kitaptaki hayvanların bir ikisini tanıyabileceğiniz keyifli bir web sitesi The Secret Life of Cow
Peki Hayvan Etiği?
İneklerin Gizli Hayatı kitabının insan hayatında açacağı pozitif kapılardan konuşmadan önce, bazı konularda dürüst olmakta fayda var. Kuş bilimci W. H. Hudson “Unutmayın ki hayvanlar ancak insan eliyle mutsuz olurlar” der. İneklerin Gizli Hayatı kitabına hayvan etiği perspektifinden baktığımızda, kitap “mutlu ve özgür” ineklerin dünyasında bizlere ‘gösterilmeyen’ veya gösterilmek istenmeyen noktalar barındırıyor.
Kitapta, ineklerin hamilelik ve doğum dönemlerinden bahsediliyor, bu konudaki ‘özgür’ seçimleri üzerinde duruluyor, ineklerin besin maddelerini kendi ihtiyaçlarına göre kendilerinin seçtiklerine değiniliyor; fakat kesime giden sığırlar hakkında bir bilgi sunulmuyor. Buraya değiniyorum, çünkü çiftlikte perakende et satışı yapıldığı ve “Organik yöntemlerle yetiştirilmiş hayvanlardan elde edilen etin daha lezzetli” olması gibi, sığırların ‘lezzetli’ etlerinin koşulları yer alıyor kitapta. Young, endüstriyel çiftliklerin ne kadar korkunç olduğunun bilincinde olsa da, sahip oldukları “ticari koyun sürüsü”nden veya doğal beslenen hayvanların “uzun vadede daha çok kar sağladığı” üzerine konuşmaktan çekinmiyor. Tabii hayvanların kesim meselesine değinmeden, hoop oraları geçiveriyor.
İneklerin Gizli Hayatı
Domingo Yayınevi tarafından yayımlanan İneklerin Gizli Hayatı’na buradan ulaşabilirsiniz.
İneklerin Gizli Hayatı, sığırların yaşantısındaki bazı gerçeklerin üzerini örtüyor olsa da tıpkı Peter Wohlleben’in Hayvanların Gizli Yaşamı kitabı gibi, hayvanlar dünyasına bambaşka bir perspektif açıyor. Kitap dokunaklı ve sürükleyici olduğu kadar bilgilendirici de. Tüm hayatını inekleri okşayarak, onların davranışlarını gözlemleyerek geçiren Rosamund Young’dan sığırların dünyasına dair pek çok şey öğreniyoruz.
Kedi ve köpek gibi “daha çok hayatımızın içinde” olan canlılara karşı “kendine has karakterleri olan” hayvanlar gözüyle bakıyorken, “sığırlar” niyeyse hep tek tip ve “sığ” canlılar olarak düşünülüyor. Daha önce onlarca sığırla tanışıp bazı şeyleri deneyimleme şansı yakaladığım için biliyorum ki onlar da insanlar kadar çeşitliler. Kitaba göre de zeki ve kurnaz olanlar, arkadaş canlısı, huysuz, uysal, utangaç veya bencil olan inekler var, çeşit çeşitler. Bana kalırsa bu hayvanların yaşantısı, insan hayatına daha çok benziyor diğer birçok hayvana kıyasla; gereksinimleri de insan ihtiyaçları ile aynı. Ne gibi derseniz temel ihtiyaçların yanında stressiz yaşam, özgürce hareket ve dolaşma, kendine arkadaşlar edinme ve sosyalleşme gibi.
Yeni Anneler ve Buzağıları
Genç bir anne düşünün. Bebeğine bakmayı bilmeyen tecrübesiz bir anne ne yapar? Annesinden veya bir başka büyüğünden yardım alır değil mi? Evet, genç anne inek de buzağısına bakmayı beceremediğinde devreye büyükanneler giriyor. Yazara göre büyükanneler bebek bakıcılığı konusunda hayli faydalılar çiftlik yaşamında, hatta bazen akrabaları olmayan inekleri bile yardıma çağırıyorlar. Demokrasi ararsanız o da var; yeni doğan buzağıya sırayla bakıyor yetişkin tecrübeli inekler.
Babamla sıklıkla gittiğimiz çiftliklerden birinde Yelda var. Kendisi en sevdiğim ineklerden. Pembik burunlu, iki kez ikiz doğurmuş bu anne, yavrularıyla vakit geçirmeye ba-yı-lı-yor. Ne yazık ki onları her gün gözlemleme şansım yok; fakat her ne zaman oraya gitsem, Yelda yavrularıyla oldukça ilgili, izlemeye doyamazsınız. Onlarla oynuyor, vücutlarını temizliyor, yaşam alanlarında birlikte yürüyüşe çıkıyorlar. Annelik konusunda yeterince tecrübeye sahip olan Yelda, ev sahiplerinin söylediğine göre yeni doğum yapmış diğer annelere de ilgi ve desteğini asla eksik etmiyor.
Peki ya buzağıların büyüme sancılarına ne demeli? Evet kitaba göre onlar da büyüme sancıları çekiyor, yaşıtlarını kıskanıyor veya daha birkaç günlükken bile ömür boyu sürecek dostluklar geliştiriyor. Tabii ki buzağıların da kendilerine has karakterleri var. Bazıları daha özgür veya dik başlı ergenler, bazıları ise annelerinin dibinden ayrılmayan uysal gençler.
Buzağılar konusunda daha önce deneyimlediğim bir olaydan bahsetmek istiyorum. Beni asla yanına yaklaştırmayan bir buzağı vardı, Pamuk Şeker. Bir müddet uğraşın üstüne, “Herhalde enerjimiz tutmadı” diyerek kendisini rahat bırakmıştım. Bir başka arkadaşıyla vakit geçirip onu tımarladığımı gören Pamuk Şeker ya kıskandı ya da bana karşı bir güven duydu, bilmiyorum fakat kendi kendine yanıma yaklaşmaya başladı; hem de benim ona yakınlaşma çabamın üstünden vakit geçmesine rağmen. Ayrıca buzağıların annelerinin düşüncelerine önem verdiğine inanıyorum. Size yüz vermeyen bir buzağı varsa, ‘annesi’ ile iletişime geçmek en güzel yöntemlerden biri onlarla temas kurabilmek için.
Farklı Karakterler, Farklı Zevkler
İnekler evet hepimizin düşündüğünden daha zeki ve farkındalık sahibi hayvanlar. Hayvanlar kendi sağlık sorunlarını çözmek için hangi bitkileri yemeleri gerektiğini içgüdüsel olarak biliyorlar ve gerçekten ihtiyaç duydukları bitkileri arıyorlar doğada. Her birinin karakterleri var, zevkleri var, karar yetileri var. Bazısı utangaç veya çekingen, kimisi şakalaşmayı seven, oyuncu. Karşısındakini kandırmayı beceren tipler dahi var aralarında. Veya ne bileyim, bazılarının hafızası daha iyi mesela, öyle kolay kolay unutmuyorlar. Kendilerine kötü davranan diğer ineklere karşı kin besleyebiliyorlar. Kitaba göre içinde 50’den fazla üye barındıran hayvan sürüleri birbirlerini tanıyabiliyorlar. İneklerin Gizli Hayatı, hayvanların “kişisel” özelliklerine dair öyle güzel örnekler içeriyor ki; egzoz kokusundan zevk alan mı dersiniz, kilo kilo elma yemeyi tercih eden mi…
İnekler de tıpkı insanlar gibi birbirini seviyor, kin tutuyor, oyunlar icat edip eğleniyor, günlerce küs kalıyor. Bazen saldırgan veya inatçı olabiliyor. Kin tutmayı bildikleri gibi affetmeyi de beceriyorlar. Diğer pek çok hayvan gibi inekler de yas tutuyor. 35 küsür senedir büyükbaş veterinerliği yapan babamdan çok dinlemişimdir yavrusunu kaybeden ineklerin gözyaşı döktüğünü ve ardından günlerce depresyona girdikleri için iştahsızlığın baş gösterdiğini.
İnanıyorum ki, İneklerin Gizli Hayatı, sığırlara karşı ilgisi olmayanları bile onlara karşı meraklandıracak bir kitap. Kitabın sonunda bu hayvanları daha iyi anlayıp, düşüncelerini daha yakından hissetmeye başlayacaksınız. Ve daha da önemlisi, onlarla bir araya geldiğinizde “merhabalaşmak” veya iki muhabbetin belini kırmak eskiden olduğundan daha anlamlı bir hale gelecek.
Tüm hayvanseverlere, veganlara ve -özellikle de- benim gibi vegan yaşama geçiş yapmaya çalışanlara tavsiyemdir İneklerin Gizli Hayatı.
Kapak Fotoğrafı: Lukas Hartmann (Pexels.com) Mockup: Yaprak Civan
Kitabı satın almak için buraya tıklayabilirsiniz.
İlginizi çekebilir: Yaprak Civan’dan Hayvanların Gizli Yaşamı
Yaprak Civan yazıyı severek okudum, kaleminize sağlık
Hayatımın büyük bir kısmını köyde yaşamış biri olaraktan elimiz, ayağımız kazanç kapımız hayvanlar oldu
İnekler, koyunlar, keçiler,kediler, köpekler ..... hemen hemen her türde canlıya sahiptik
İnekler süslü ve de yerine göre sakin yerine göre de kızgın hayvanlardı, yavrularını kendileri bakmaktan haz alırlar, otlaktan döndüklerinde hele bir seslerini görseniz 🙂
Ama artan maliyetlerden ötürü ne yazık ki artık bırakmak zorunda kaldık, devlet desteklerinin yetersiz olması, değişen iklim şartları da bunun tuzu biberi oldu
Lakin konu bence öncem arz eder, bir ulus kendine yetmedikçe kimseye yetmeyecektir