İstanbul Fringe Festival 2024: Sanatın Başkaldırısı Mercek Altında
İstanbul’un sonbaharını karşılamak, şehrin sanatla buluştuğu anlardan biri. Filmekimi’den İstanbul Tiyatro Festivali’ne, Contemporary İstanbul’dan Fringe Festival’e kadar birçok kültürel etkinlik, yazın rehavetini hızla geride bırakıyor. Bu yıl 6. kez düzenlenecek olan İstanbul Fringe Festival, sanatın başkaldırısının ve yeniliğin sahnedeki adresi olarak parlıyor.
Fringe Festival’in Kökeni: Bir Başkaldırı
1947’de Edinburgh’da, 2. Dünya Savaşı’nın gölgelerinden çıkmak için kurulan Uluslararası Festival, elit sanatçıları ve grupları bir araya getirerek yüksek profilli bir etkinlik sunmayı amaçlıyordu. Ancak, deneysel ve yenilikçi sanatçılar ana festivale davet edilmedi. Bu sanatçılar, festivalin “kenar”ında, yani ‘fringe’ bölgelerinde kendi performanslarını sahnelemeye başladılar. Bu başkaldırı, Edinburgh Festival Fringe’in doğuşunu işaret etti ve “fringe” terimi buradan türedi.
Fringe’in Evrimi: Sınırları Aşan Yenilik
Başlangıçta bu alternatif performanslar tepki çekse de, kısa sürede kültürel ve toplumsal eleştiriler sunan yenilikçi gösterilere dönüştü. 1948’de daha fazla davetsiz katılımcı, küçük mekanlarda ve özel evlerde performans sergileyerek bu yeni festival alanını genişletti. Katılımcılar seneden seneye o kadar fazla arttı ki Fringe Topluluğu kuruldu.1959’da kurulan Fringe Topluluğu, festivalin düzenini sağlamak için önemli bir adım oldu ve 1960’larda uluslararası sanatçıların sayısındaki artış, performans türlerinin çeşitlenmesine yol açtı.
1970’ler ve 80’lerde büyüyen Fringe, 1990’larda Edinburgh’un kültürel sahnesinin ayrılmaz bir parçası oldu. 2000’lerden itibaren ise global bir fenomen haline geldi, Avustralya, Kanada, Hong Kong, Singapur ve 2019’dan itibaren Türkiye’de düzenlenir oldu.
Günümüzde Fringe: Yenilikçi ve Kapsayıcı
Fringe Festival, her yıl ağustos ayında Edinburgh Uluslararası Festivali ile aynı dönemde düzenlenir. Açık erişim politikası sayesinde herkes performansını sergileyebilir, herhangi bir seçme ve ya sınav yoktur. Bu kapsayıcılık festivalin farklı sanat dallarını da bir araya getirir. Son yıllardaysa dijital teknolojilere uyum sağlayarak sanal performansları da kabul eder.
İstanbul Fringe Festival: Yeniliği Kucaklayan Bir Platform
İstanbul’daki Fringe Festival de Edinburgh’un ilkelerini benimseyerek, uluslararası sanatçılara ve gruplara ev sahipliği yapıyor. Şehirdeki çeşitli mekanlarda yer alan bu festival, kapsayıcı ve yenilikçi performansları İstanbul’la buluşturuyor. Fringe Festival, geleneksel sanat normlarını yıkarak ve yenilikleri kucaklayarak, sanatın geleceğinde önemli bir rol oynamaya devam ediyor.
İstanbul Fringe Festival 2024: Sanatın Sınırlarını Zorlayan Performanslar
6. İstanbul Fringe Festival, 13-21 Eylül 2024 tarihlerinde şehri sanatla buluşturacak. İşte festivalde kaçırılmaması gerektiğini düşündüğüm bazı etkinlikler:
Ses ve Beden Rezonansı – Jitong / Studio Dès Vu
Tayvan kültüründen ilham alan bu atölye, beden ve sesi tanrılara ödünç veren Jitong kavramını teatral bir forma dönüştürüyor. Katılımcılar, kendilerini ifade etme ve karakter oluşturma süreçlerinde rehberlik alacaklar.
Journey to the Kingdom of Hypnos
Hafıza ve unutma arasındaki ince çizgide, Yunan uyku tanrısı Hypnos’un sarayına yapılan sürükleyici bir yolculuk. Ödüllü ses tasarımıyla dolu bu yeraltı dünyası macerasında, kolektif bilinçaltını keşfedeceksiniz.
UnTethered / The How Theatre
Obsesif Kompulsif Bozukluğu olan bir kadının, güvende ve sevilmiş hissetme arayışını anlatan otobiyografik bir gösteri. Zihinsel korkuların fiziksel formda gösterildiği bu performans, güvenlik ve bağlılık kavramlarını sorguluyor.
Parrhesia 2 / Echoes Sahne & Tiyatro Kast
Hakikatin riskli bir şekilde savunulduğu bu oyun, Foucault’un Parrhesia kavramını fiziksel anlatılar ve imajlarla sahneye taşıyor. Çağımızın zorluklarını ve insan olmanın gerekliliklerini sorgulayan etkileyici bir yapım.
The Whisper Of The Waves / Shinehouse Theatre
Metin ve hareketin harmanlandığı bu prodüksiyon, felaketlerle yüzleşme ve içsel duyguları keşfetme temalarını işliyor. Yalnız bir taksi şoförü ve sevgi dolu bir çiftin içsel dünyaları sahneye yansıtılıyor.
Cage-Free / İstanbul Fringe Festival & Garip Performance
Bir tavuğun yaşamından yola çıkan bu performans, insanlık ve hayvanlar arasındaki benzerlikleri hafif bir dille ele alıyor. Vejetaryen manifestosu olmayan bu yapım, çarpıcı sorular sunuyor.
The Life Of Hokusai / Shinehouse Theatre
Japon ressam Katsushika Hokusai’nin hayatını dans ve dövüş sanatlarıyla tasvir eden bu performans, sanatçının iç çatışmalarını ve eserlerinin görsel büyüsünü sunuyor. 17 Eylül’de ENKA Oditoryumu’nda sahnelenecek.
Geibu – Movement, Rhythm and Spirituality
Japon kültürüne hareket, ritim ve tinsellik perspektiflerinden bakan bu atölye, katılımcılara karate hareketlerine dayalı bir dans stili öğretecek. Hareket estetiğini keşfetmek isteyenler için mükemmel bir fırsat.
Inner Globe
Bedenin potansiyelini keşfetmeye odaklanan bu hareket süreci, içsel dünyayı ve çevremizle olan ilişkileri incelemeyi amaçlıyor. Farklı hızlarda ve potansiyellerde hareket etmenin yollarını sunuyor.
The 11th Hour
Ölüm temalı karanlık bir dans komedisi. İyi yerler, kötü yerler, vampirler ve hayaletlerle dolu bir gece seansı, ölümden sonraki varoluş fikrini sorguluyor.
Festivalin tüm detaylarına ve programına buradan ulaşabilirsiniz. Sanatın sınırlarını zorlayan bu eşsiz etkinlikler kaçmaz! Hepimize iyi seyirler dilerim.
Kapak Fotoğrafı: fringeistanbul.com
İlginizi çekebilir: Halil Şimşek’ten 28. İstanbul Tiyatro Festivali
İlk yorumu siz yazın!