İstanbul Müzik Festivali Önerileri: Köklere Seyir, Köklere Dönüş
İstanbul Müzik Festivali… Elli yılı aşkın tarihiyle İKSV’nin en köklü etkinliği, öte yandan tüm İKSV festivallerinin öncüsü. Benim için de, ta ilkokul yıllarımdan beri, vazgeçilmez ve özel bir deneyim. Festival yarım asırı geride bıraktı bile ve bu yılki temasıyla kendi gçemişinden de ötesini, bu coğrafyanın köklerini seyre dalıyor. Festivalin bu yılki teması “Kökler”, Türkiye-Yunanistan nüfus mübadelesinin 100. yılına odaklanarak belirlenmiş ve programın bir kısmı da müzik aracılığıyla bu coğrafyanın kültürel ve tarihi öykülerini aktarmaya ayrılıyor. Kökleri seyre daldıracak, köklere döndürecek ve her zamanki gibi İstanbul’un büyülü mekanlarında ve prestijli konser salonlarında yıldızlarla buluşturacak festival 21 Mayıs – 12 Haziran tarihleri arasında gerçekleşiyor.
Son birkaç yılda olduğu gibi bu yıl da festivalle özdeşleşen mekanlardan Aya İrini’nin halen kullanılamıyor olması, festival programında olmaması üzücü. Fakat İstanbul Müzik Festivali, aralarında Atatürk Kültür Merkezi, Fransız Sarayı, Babylon, İstanbul Modern Sanat Müzesi, Deniz Müzesi, Kapalıçarşı, Sent Antuan Kilisesi, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı, Cemal Reşit Rey Konser Salonu, İş Sanat ve Süreyya Operası gibi önemli mekanlardaki konserlerle dopdolu geçecek. Üç hafta boyunca İstanbul’da dinleyeceğimiz sanatçı ve topluluklar arasında, Budapeşte Festival Orkestrası, Festival Strings Lucerne, Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, Tekfen Filarmoni Orkestrası, Mantova Oda Orkestrası, Franz Liszt Oda Orkestrası, Macar Ulusal Korosu ve Borusan Quartet gibi önemli topluluklar ve Maria João Pires, Khatia Buniatishvili, Francesco Piemontesi, Jean-Guihen Queyras, István Várdai, Gülsin Onay, Edgar Moreau, Kristóf Baráti ve Roby Lakatos gibi yıldız solistler yer alıyor.
İstanbul Müzik Festivali’ni ‘Kökler’ teması üzerinden kurguladık. Yaşadığımız bu coğrafyadaki kültür ve tarihi festival programında müzikle aktarmayı hayal ettik. Paylaştığımız acılar ve sevinçlerle birbirimize köklerimizden bağlılığımızı müziğin evrensel diliyle anımsayalım istedik. Kapalıçarşı’dan St. Antuan Kilisesi’ne, Fransız Sarayı’ndan İstanbul Modern Müzesi ve Deniz Müzesi’ne uzanacak festival mekânları, izleyicilerimizi şehrimizin ve topraklarımızın zengin müzik tarihinde unutulmaz bir yolculuğa çıkaracak.
Efruz Çakırkaya, festival direktörü
Programda ayrıca Yıldız Parkı ve Fenerbahçe Parkı’ndaki ücretsiz Hafta Sonu Klasikleri konserlerinin de bulunduğunu unutmayın!
İstanbul Müzik Festivali Önerileri
İstanbul Müzik Festivali‘nin açılış konseri her daim listenizde olmalı zaten; bunun dışındaki seçenekler arasından seçim yapmanızı kolaylaştıracak birkaç öneriyi de aşağıda bulacaksınız.
İstanbul Müzik Festivali Açılış Konseri
İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası & İlyun Bürkev | 21 Mayıs, Atatürk Kültür Merkezi
İstanbul Müzik Festivali geleneği bozmuyor ve açılışını genç nesil, yıldızı her geçen gün biraz daha parlayan, yetenekli bir solistle yapıyor: İlk uluslararası başarısını henüz 10 yaşındayken kazanan ve eğitimine Salzburg Mozarteum Üniversitesi’nde devam eden 15 yaşındaki piyanist İlyun Bürkev, ona Cem Mansur yönetimindeki İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nın eşlik edeceği bu açılış konserinde Edvard Grieg’in la minör piyano konçertosunu seslendiriyor. Konserin öncesinde Cem Mansur’a festivalin Onur Ödülü’nün takdim edileceğini de hatırlatayım.
İstanbul Müzik Festivali Önerileri
Yeni başlayanlar için…
Budapeşte Festival Orkestrası & Iván Fischer & Francesco Piemontesi | 3 Haziran, Atatürk Kültür Merkezi
Klasik müzik dinlemeye alışkın değilseniz, İstanbul Müzik Festivali’ni bahane ederek bir klasik müzik konseri izlemek istiyorsanız ve programdan sizi zorlamayacak, tadı damağınızda kalacak tek bir konser seçmek istiyorsanız, o konser bu konser. Çünkü bu konserin programı, klasik müziğin “üç büyük B’si” arasında Bach ve Beethoven ile anılan Brahms’a adanmış, neşesi ve duygusu yüksek bir konser. Konserde Gramophone dergisinin dünyanın en iyi orkestraları arasında gösterdiği Budapeşte Festival Orkestrası’nın eşlik edeceği piyanist Francesco Piemontesi bestecinin 2 no’lu piyano konçertosunu; orkestra ise Brahms’ın Macar Dansları’ndan ikisini ve 2 no’lu senfonisini seslendiriyor.
Baroktan şaşmayanlar için…
Mantova Oda Orkestrası & Kristóf Baráti | 22 Mayıs, Cemal Reşit Rey Konser Salonu
İstanbul Müzik Festivali, daima barok repertuvarına da birkaç konserlik bir yer ayırır, ben de genellikle aralarından birini mutlaka programıma eklerim. Bu yılki tercihim, tamamı barok bir konser olmasa da aklımı her daim başımdan alan barok besteci Vivaldi’nin la majör yaylı çalgılar konçertosunun seslendirileceği, Cimarosa ve Boccherini gibi barok ile klasik dönemler arasında geçiş niteliği taşıyan bestecilerin de kendilerine yer bulduğu, ilgi odağında ise Mozart’ın olduğu bir konser. Keman sanatçısı Kristóf Baráti’nin Mantova Oda Orkestrası eşliğinde arzıendam edeceği konser, bu yıl festivalde esen Macar rüzgarının da bir uzantısı.
İlk olmak isteyenler için…
lautten compagney BERLIN & Asya Fateyeva “ABBA Dancing Queen” | 12 Haziran, Atatürk Kültür Merkezi
İstanbul Müzik Festivali, son yıllarda eser siparişleriyle de çağdaş klasik müziğe katkı sağlıyor. Biri festivalin bu yılki Yaşam Boyu Başarı Ödülü sahibi Steve Reich’e olmak üzere üç eser siparişi bu yılki programda dünya prömiyerleriyle yer alacak olsa da, eşsiz bir deneyim için benim prömiyer seçimim lautten compagney BERLIN’in “Dancing Queen” projesi olacak. Barok müzik topluluğu ve saksafon sanatçısı Asya Fateyeva’nın ikinci ortak projesi, dünya prömiyerini İstanbul’da yapacak. 18. yüzyıldan 20. yüzyıla birbirinden çok farklı iki tür arasında sıradışı bir köprü kuran Dancing Queen geleneksel sınıflandırmaları ortadan kaldırarak yepyeni bir müzik deneyimi yaratan bu proje, Jean-Philippe Rameau’nun eserlerini o dönemde henüz icat edilmemiş saksofon ile zenginleştiriyor, barok dönem çalgılarının otantik tınısı ABBA’nın müziklerine bambaşka bir boyut kazandırıyor.
Klasik müziğin ötesinde bir deneyim için…
Disko Klasik | 24 Mayıs, Babylon
Geçen yıl başlayan Disko Klasik projesinin bu yıl da programda olması ve muhtemelen bir festival geleneğine dönüşecek olması beni ziyadesiyle heyecanlandırdı. Çünkü Babylon’da klasik müzik dinlemek, klasik müzik eşliğinde partilemek ve hatta festival direktörü Efruz Çakırkaya’yı dj kabininde görmek, yirmi yıldan fazladır takip ettiğim festivalde yaşadığım en güzel deneyimlerden biriydi. Bu sene programda, “Yeni pop: Barok!” sloganıyla günümüzün önde gelen festivalleri ve konser salonlarını fetheden Musica Sequenza var. Topluluk, Sampling Baroque Purcell projesinde Purcell’in müziğini 21. yüzyılın tınıları ve teknolojisiyle buluşturuyor, Transmute‘ta görseller ile çağdaş müzik öğelerini bir araya getiren deneysel tasarımıyla topluluğun avangart tarzını yansıtıyor.
İlk yorumu siz yazın!