İstanbul dünyadaki en güzel şehirlerden biri hatta bazılarımız için belki de en güzeli. Gezilecek görülecek o kadar çok yer var ki İstanbul’da, bu kentte yaşayan bir kişi olarak bir turist olarak İstanbul’u gezmenin keyfini çıkaranları zaman zaman kıskandığım doğrudur! Tabii geçtiğimiz yıl başlayan ve hala devam eden pandemi sürecinde gezme alışkanlıklarımız da oldukça değişti. Evlerde geçirdiğimiz zaman arttıkça doğada yaptığımız yürüyüşler, ormanlarda, parklarda yeşillikler içinde geçirdiğimiz vakitler oldukça kıymetli oldu. Neyse ki İstanbul’umuzda bazı yeşil alanlar, parklar ve bahçeler var!

Sosyal mesafenin korunabileceği, bireysel hareket edebileceğimiz, kalabalık olmayan açık alanların önemi bir kat daha arttı. Bu da aslında bizleri acı bir gerçekle tekrar yüz yüze getirdi. Dünyadaki en güzel şehirlerden biri olan İstanbul’da kişi başına düşen yeşil alan sadece 1 m2. Farklı şehirlerle kıyaslamak gerekirse bu oran Viyana’da 60 m2, Amsterdam’da 45 m2, New York’ta 27 m2… Maalesef farklı nedenlerle yok ettiğimiz yeşilliklerimizi, ağaçlarımızı ve doğamızı geri getirmek pek de kolay değil. 

Neyse ki İstanbul’umuzda bazı yeşil alanlar, parklar ve bahçeler var ki gördüğünüzde içiniz açılıyor, enerji depoluyorsunuz. Kuş cıvıltılarıyla neşenize neşe katıyorsunuz. Pandemi döneminde ve bu dönem bittiğinde de gidebileceğiniz, rahatça vakit geçirebileceğiniz, şehrin kaosunun içinde sizi sakinliğe çağıran bazı şehir parklarından ve botanik bahçelerinden bahsetmek istiyorum.

İstanbul’da Parklar ve Bahçeler
 

Yıldız Parkı (Yıldız Korusu) | Beşiktaş

Yıldız Parkı, Osmanlı döneminde Kazancıoğlu Bahçesi olarak bilinmekteydi. IV. Murat tarafından Kazancıoğlu ailesinden satın alındıktan sonra Lale Devri döneminde çeşitli eğlencelerin düzenlendiği bir eğlence mekanı olarak kullanıldı. Cumhuriyet döneminde de bir dönem gazino olarak kullanılan park 1994’ten beri  İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı olarak halkın kullanımında.

Tam bir doğa harikası olan Yıldız Parkı’nda çeşit çeşit ağaç ve çalı türü bulunuyor. Ayrıca bazı asırlık ağaçlar mevcut ve ağaçların önüne koyulmuş karekodlarla hikayelerini okuyabiliyorsunuz. İstanbul’daki en büyük alanı kaplayan koru olan Yıldız Korusu’nda Çadır Köşkü ve Malta Köşkü bulunuyor. Müthiş bir mimariye sahip olan bu köşkler restoran olarak kullanılmakta, tabi şuan pandemi nedeniyle hizmet veremiyorlar. 

Birkaç yıl önce bazı peyzaj düzenleme çalışmalarına başlanan parkta şu anda yapay bir nehir ve nehrin üzerinde asma köprüler mevcut. Parka ayrı bir estetik güzellik sağladığını söyleyebiliriz. Parkta güzel bir yürüyüşten sonra oturup dinlenmek, çayınızı, kahvenizi içmek hatta küçük bir piknik yapmak isterseniz pek çok yerde banklar ve masalar bulabilirsiniz. Park oldukça büyük bir alana sahip olduğu için masalar arasındaki mesafe oldukça çok, rahatlıkla vakit geçirebilirsiniz. 

Ayrıca Yıldız Parkı, parka yuva yapmış yeşil papağanlarıyla da meşhur. Yürüyüşünüz sırasında başınızı kaldırıp ağaçlara bakmanız onları görmeniz için yeterli. Eğer ağaçları biraz daha dikkatle incelerseniz bir ağaçtan diğerine zıplayan sevimli sincapları da görebilirsiniz 🙂

Yıldız Parkı ulaşım olarak da rahatça ulaşılabilir bir konumda. Beşiktaşa geldikten sonra Çırağan caddesinden Ortaköy yönüne doğru yürüdüğünüzde 10-15 dk içerisinde varabilirsiniz. Barabaros yokuşundan gelmek isterseniz de Palanga caddesi üzerinden Yıldız Parkı’na ulaşabilirsiniz.

Sanatçılar Parkı | Beşiktaş 
 

Yeşillikler içinde bir vaha Etiler’de yer alan Sanatçılar Parkı. Bu güzel şehir parkının en güzel özelliklerinden biri 1500 metrelik bir yürüyüş/koşu parkuruna sahip olması. Günlük spor aktivitenizi rahatlıkla burada geçekleştirebilirsiniz. Evde otururken bazen düşünüyoruz çok hareketsiz kaldık, spor yapacak bir yer olsa, şöyle rahatça yürüyebileceğim kimsenin rahatsız etmeyeceği bir yer olsa diye, işte orası burası.

Sanatçılar Parkı’nda 7 farklı sanat dalında iz bırakmış sanatçıların heykelleri, büstleri, el izleri yer alıyor. Ayrıca ismine de uygun olarak zaman zaman sanatsal etkinlikler de düzenleniyor. Yoga, pilates gibi spor aktiviteleri yapılıyor. Pandemi döneminde açık hava tiyatro organizasyonları da yapılmıştı. Parkın içinde bir de Sanatçılar Kafe bulunuyor. Belediyenin işlettiği bu kafede uygun fiyata yeme içme alternatifleri bulabilirsiniz. Eğer yolunuz düşerse mutlaka uğrayın bu şehrin içinde size doğanın tüm güzelliklerini sunan parka. Etiler’e geldikten sonra Tepecik Yolu’nu takip edip yürüyerek 10 dk içinde ulaşabilirsiniz. 

Japon Bahçesi | Baltalimanı

Sarıyer’in Baltalimanı semtinde yer alan şirin mi şirin Japon Bahçesi, İstanbul’un kardeş belediyesi Japonya Yamaguchi Eyaleti Shimonoseki ile birlikte kurulmuş. 2003 yılında iki şehrin iş birliği ile kurulan bahçe ilk yıllarda pek rağbet görmemiş ve uzun süre kapalı kalmış. 2015’te iki şehir tekrar birleşip bahçeyi restore etmiş.

Baltalimanı sahilinde müthiş bir konuma sahip Japon Bahçesi’ne giriş ücretsiz. Bahçede Çay Odası, Gölet, Çardak, Şelale gibi zaman geçirebileceğiniz alanlar mevcut. Küçük bir alana sahip. Bahçenin güzelliklerinden belki de en dikkat çekeni “Sakura Ağaçları”. “Sakura” Japonya’nın sembolü olan bir ağaç, ülke dışına çıkarılması ise yasak. Sadece dost ülkelere hediye edilebiliyor. Bu şirin Japon Bahçesi sayesinde bu güzel ağaçların görsel şölenini bizler de yaşayabiliyoruz. Ne zaman bu güzel ağaçların çiçek açmış halini görebiliriz derseniz İlkbahar zamanı Mart-Nisan ayları en uygun zamanlar.

Çok fazla bilinmeyen bir bahçe burası, ben ne zaman gitsem iki, üç oluyor, daha fazlasına denk gelmedim. Bu nedenle doğada huzurlu vakit geçirmek için oldukça ideal. Baltalimanı ya da Emirgan tarafına yolunuz düşerse uğramadan geçmeyin. “Sonuçta hayatı yaşanmaya değer kılan içindeki tatlı, küçük şeylerdir.” (Laura Ingalls Wilden)

  Kapak Fotoğrafı: Unsplash/@mbenna

İlginizi çekebilir: Yaprak Sav’dan İstanbul Yürüyüş Parkurları