İstanbul’un Tarihi Fırınları: İştah Açan Kokuları Takipte
“İstanbul’da yaşamak” sizin için ne ifade ediyor? Tarihi ve kültürel yönden aktif olan bu şehirde pandemi ile birlikte hayatımızda sessizliğe büründü. Koca bir yılın yarısını geçirdiğimiz evlerimizde çeşitli meşgaleler aramaya başladık. Nitekim bunların başında “Ekmek” geliyor. İtiraf edeyim ben de yaptım ve sonucunda gayet iyi bir iş çıkardığıma emin olabilirsiniz. İstikrarlı bir şekilde uzun süre ekmek yaptım tarif keşfettim, yeni reçeteler yaptım. Daha sonra sokağa çıkmaya yavaş yavaş başlayınca sanki İstanbul’a yeni gelmiş bir turist gibi her şeyi yeniden keşfetmeye başladım. Benim ilk yaptığım şey yolda yürürken harlı ateşte pişen hamurların kokusu burnuma geldiğinde artan endorfin ve iştah kabarması sonucu koştuğum fırın oldu. Meğer nasıl özlemişim odun ateşinde pişen ekmeği, çıtır simidi…Eski normalde de fırından aldığım taze ve lezzetli simit, çatal veya kurabiyelerle İstanbul ara sokaklarında gezmeyi seven biri olarak sizler için İstanbul’un tarihi fırınları derledim.
İstanbul’un Tarihi Fırınları
Akmanoğlu Fırını
1883 yılından beri Eyüp caminin tam karşısında bulunan şu an tam 137 yaşında olan bu tarihi fırının imza ürünü “Eyüp halkası” malzemeleri sadece un, su ve tuz. Evet yalnızca bu üç malzemeden oluşuyor. Tatlı olarak benim favorim ise koko kurabiye ve acıbadem kurabiye.
Her ürün taze ve lezzetli, paket yaptırdıktan sonra isterseniz Piyer Loti’ye çıkarak enfes manzara ve çay eşliğinde bu lezzetleri tadabilirsiniz ya da sahile doğru yürüyüp Eyüp iskelesinden vapura binebilirsiniz. Eyüp-Üsküdar hattını oluşturan bu şehir hatları vapurunu ben çok seviyorum.
Tarihi Safranbolu Fırını
Tarihi Safranbolu fırınında lezzet skalası hayli geniş; pastalardan, tatlılara, ekmekten, mezelere çok çeşit var. Unlu mamullerden ekmek olarak mor ekmek, siyez ekmeği ve benim favorim olan cevizli çavdarlı ekmeği tavsiye ederim. Ama özellikle keşfettiğim bir lezzet var ki o da keçiboynuzlu-pekmezli bisküvi. Adeta yerli lotus bisküvi yiyormuşsunuz gibi; deneyin pişman olmayacaksınız. Safranbolu fırınının Kadıköy’de 2-3 şubesi var her hangi bir şubesinden bu lezzetlere ulaşabilirsiniz.
Galata Simitçisi
Karaköy’de Fransız Geçiti’nin arka sokağında bulunan Galata Simitçisi küçük ve şirin bir dükkan, İstanbul’un bilinen en eski simitçilerinden, odun ateşinden pişen gevrek simidi saat kaç olursa olsun taze bulabiliyorsunuz. Simidinizi aldıktan sonra Karaköy İskelesi’ne gidebilir ayaklarınızı denize uzatarak anın tadını çıkarabilirsiniz.
Tarihi İsmail Has Ekmek Fırını
Simidi, ekmeği odun ateşinde pişirilen, Çengelköy’ü mis gibi kokutan bir fırın kendisi Tam buğday, pide, ekşi maya, rüşeymi, tam tahıllı, mısır, çavdar, kepek ekmeklerini bulabileceğiniz bir fırın. Hafta sonu önünde uzun kuyruk görebilirsiniz bu sizi şaşırtmasın sebebi de Tarihi Çınaraltı Çay bahçesine içecek hariç dışarıdan yemek getirebiliyorsunuz hal böyle olunca insanlar kahvaltılık alışverişlerini yapıp sıcacık ekmeğini, simidini alıp boğaz manzarasına karşı keyif yapıyorlar. Simitleri bol bol alın ki sıra beklemeyin bir daha 🙂
7-8 Hasan Paşa Fırını
Beşiktaş semtinin en eski fırını, içeriye girdiğinizde görsel şölen yaşayabilirsiniz. Öyle ki çeşit çeşit kurabiyeler, buğday sarısı ekmekler her şey nefis. Özellikle Portakallı kurabiye ve acıbadem kurabiyesini paket yaptırmayı unutmayın sakın. Ünü o kadar yayılmış ki Avrupa’ya kargo dahi yapıyorlar. Bu lezzetlerle birlikte yanına bir kahve alarak Beşiktaş sahile inebilirsiniz.
Kapak Fotoğrafı: Rabia Koyuncu
İlginizi çekebilir: Gastro Magger’dan Simit
miss gibi kokuları geldi 😉