İlk yorumu siz yazın!
Jane, Dian, Biruté: İnsanlığın Kökenini Araştıran 3 Kadın
Gelin size idolüm olan 3 kadından bahsedeyim; Jane Goodall, Dian Fossey, Biruté Galdikas. Ve üçünün de hayatında önemli bir yere sahip antrolopolog Louis Leakey.
Bahsi geçen konu köklerimize, atalarımıza kadar uzanıyor. Louis Leakey bir ingiliz antropolog. Araştırmacı kişiliği onu kökenlerimizi araştırmaya itiyor ve o da Darwin’in izinden gidiyor. Çalışmalarını Afrika’da yoğunlaştıran Leakey insanlık tarihi açısından önemli fosillerin keşfinde yer alıyor; Homo Habilis , Zinjanthropus boisei gibi…
Jane Goodall
Sekreterlikten Aktivistliğe
Jane Goodall, herhangi bir bilimsel eğitim almamakla birlikte doğayla çok ilgiliydi. Kızların bilim insanı olmadığı bir dönemde genç kızlığını yaşıyordu ve Tarzan’ın hikayesini okurken Afrika’ya gitme hayalleri kuruyordu. Bu yoğun ilgi ve meraktan olacak ki Louis Leakey’nin sekreterliğini yaparken bilim adamının dikkatini çekmeyi başarmıştı. Bu bilim adamı Jane’in hayatını tamamen değiştirecek bir sürece sokacaktı.
Louis Leakey insanlığın en yakın atası olan şempanzeleri araştırmak için Jane’i Tanzanya’ya gönderdi. 1960 yılında Jane için başlayan macera, farklı süreçlerle olmak üzere Dian Fossey için 1963’te, Biruté Galdikas için 1966’da başladı. Dian Fossey gorilleri gözlemlemek, veriler toplamak, etolojik makaleler yazmak, evrimi araştırmak için Kenya’ya, Galdikas ise orangutanları gözlemlemek ve bilimsel veri elde etmek için Borneo’ya gitti.
Gombe’de 50 Yıl
Bugün şempanzelere dair ne biliyorsak çoğunluğu, 50 yılını Gombe’de geçirmiş Jane Goodall sayesinde. Şempanzelere yaklaşabilmek, onlara kendisinin zarar vermeyen biri olduğunu hissettirmek için onlar gibi olmaya çalıştı. Postürüyle ve hatta çıkardığı seslerle, Goodall şempanzeleri taklit etti. Uzun bir sabrın ardından artık şempanze ailesi Goodall’e güveniyordu, hatta o kadar çok güveniyorlardı ki bir bebek şempanzeyi onun kucağına almasına izin verdiler.
Her bir şempanzenin kendine has özellikleri ve kişiliği olduğunu belirten Goodall; mutluluk, üzüntü, korku gibi duyguları da yaşadıklarını söyledi. İnsanoğlu şempanzelerin de birbirilerine sarıldıkları ve birbirlerini öptüklerine şahit olan Goodall gözlemlerini yürütürken şempanzeleri numaralandırmak yerine, onlara isim vermeyi tercih etti. Tüm zamanını ormanda şempanzeleri gözlemleyerek geçiren bilim kadına göre; “DNA’mızın %98,6’sını paylaştığımız şempanzelerle çok fazla benzerliğimiz var: bağışıklık sistemimimiz, kan doku içeriğimiz, beyin anatomimiz gibi.”
Alet Kullanan Hayvan
Jane Goodall günlerini, aylarını, yıllarını bir ormanda şempanzeleri gözlemleyerek geçirdi.
Bu bilim kadınının gözlemlerinden önce ‘insanoğlu’nun tanımı “alet kullanan hayvan” idi. Ta ki şempanzelerin de alet kullanabildikleri ortaya çıkana kadar. Jane Goodall’in şempanzelerin alet kullandıklarına ve yaptıklarına dair yazdığı makalelerin ardından Louis Leakey şöyle dedi; “Şimdi ya aleti yeniden tanımlamanız gerekiyor ya da insanı. Veya şempanzeleri insan olarak kabul etmeniz gerekiyor.” Konunun ayrıntısını BioScience‘taki Jane Goodall: The Woman Who Redefined Man makalesinden okuyabilirsiniz.
Jane Goodall’in o günlere dair video kayıtlarından oluşan belgesel Netflix’te gösterime gireli çok olmadı. Ayrıca Dian Fossey’nin hayat hikayesi de 1988 yapımı Sisteki Goril filminde anlatılıyor.
Belgesele buradan ulaşabilirsiniz.
İlginizi çekebilir: SineMagger’dan En İyi Belgeseller
Afrika’daki Vahşi Yaşam Araştırmalarında Kadınlar Başrolde
Jane’in akademik kariyeri yoktu. Afrika’ya giderken yanında götürdüğü şey doktora derecesi değil, Afrika’ya dair tutkusu ve cesaretiydi. Biruté Galdikas ve Dian Fossey için de aynı cümleleri kurmak mümkün. Peki neden Louis Leakey tüm çalışmasının omurgasını oluşturan bu araştırmalara sadece kadınları yönlendirmişti?
Bununla ilgili araştırma yaptığımda karşıma Louis Leakey ile yapılan bir röportaj çıktı. Benim aklıma düşen soru işareti röportaj yapan kişinin de aklına düşmüş olmalı ki benzer bir soru sormuştu. Leakey bu araştırma görevinin kadınlara daha uygun olduğunu, bir erkeğin sosyal hayattan bu kadar uzun zaman ayrı kalmak istemeyeceğini fakat kadınların her zaman daha fedakar ve özverili olduğunu belirtiyordu röportajda. Ayrıca doğadaki canlılarla iletişim kurma konusunda kadınların daha güçlü yönleri olduğunu düşünüyordu. Onların mimiklerini ve jestlerini daha iyi anlayabileceklerini, dolayısıyla gözlem yeteneğinin de daha gelişmiş olduğunu savunuyordu. Tüm bu sebeplerden ya da belki de bilmediğimiz başka sebeplerden Louis Leakey bu üç kadını seçmişti ve üçü de harika iş çıkarmış.
Tüm özverili çalışmaları için bu üç bilim kadınına minnet borçlu olduğumuzu düşünüyorum. Ben de bir zoolog olarak, yaşadığım büyülü bir anı sizinle paylaşmak istiyorum. Gina’nın ilk adımlarını…
Kapak Fotoğrafı: Deniz Cengiz / @dnztpkn
Jane Goodall'un, "What separates us from chimpanzees? " adlı çok etkileyici bir TED konuşması var, linkini buraya bırakıyorum! ❤️ https://www.ted.com/talks/jane_goodall_what_separates_us_from_chimpanzees