Evet, aslında hepimiz İskandinav ülkelerindeki insanları en mutlu olarak kabul ediyor ve biliyoruz. Onların hayat tarzlarını, yaşam biçimlerini ve felsefelerini daha çok duyuyor ve uygulamaya çalışıyoruz. Fakat Japonlar’ın da yıllardır süregelen shinrin-yoku konseptiyle bizi doğaya daha çok adapte etme çalışmalarından tutun, kaizen ile iş hayatımıza kadar bize her alanda fayda sağlayacak mutluluk ipuçları bulunuyor. Hayatınızın her alanında kullanabileceğiniz, Japonlar’ın mutlu yaşam sırlarını siz de keşfetmeye hazırsanız, başlayalım!

Japonlar’ın Mutlu Yaşam Sırları

Shinrin-Yoku

Japonca’da “shinrin” kelimesi “orman”, “yoku” kelimesi ise “banyo” demek. Türkçe’ye orman banyosu olarak çevirilen bu kavram, doğayı beş duyu organımızla algılamamızı, tekrar tekrar keşfetmemizi ve doğayla kopan bağımızı güçlendirmeyi amaçlıyor. Hatta Japonya’da ve birçok ülkede şu an orman terapisi adı altında hizmetler sunuluyor. Bu terapide insanlar elektronik aletlerini evde bırakıp yürüyüşler yaparak doğanın bir parçası olduğunu hatırlamaya çalışıyorlar. Orman banyosu stresi, kaygıyı, depresyonu, kan basıncını azaltırken; odaklanmayı, enerjiyi, mutluluğu ve bağışıklığı arttıyor ve güçlenmeyi sağlıyor.

Hara Hachi Bu

Hara haci bu, dünyada en uzun yaşayan insanların bulunduğu bölge olarak tanınan Okinawalılar’ın bir yemek felsefesi aslında. Anlamı ise; %80 doyana kadar ye. Biliyoruz ki, aşırı yemek yediğimizde ve karnımızı dolu hissettiğimiz zaman, bunun anlamı sindirim sürecimizin yiyeceği işlemek için uzun zamana ihtiyacı olmasıdır. Okinawalılar ise bu yüzden dolu hissetmek için değil sadece gerekli olan şeyleri yememiz gerektiğini hatırlatıyor ve öteki türlü bunun yaşlanmaya yol açabileceğini söylüyorlar. Uzmanlar da bu yemek biçiminin uzun ve sağlıklı bir yaşamın anahtarı olduğunu dile getiriyorlar. Bu da Japonlar’ın mutlu ve sağlıklı yaşamalarının bir sırrı daha aslında. 🙂

Wabi-sabi

Size daha önce kusurlarınızın güzel olduğunu söyleyenler olmuş muydu? Wabi-sabi Japon felsefesi işte tam olarak size bunu söylüyor. Zen öğretilerini de kapsayan bu felsefenin kökeni; özgüven, ızdırap ve boşluk-anlamsızlık olmak üzere varoluşun üç işareti olan bir öğretiden türetilmiş bir kavram olup bize mükemmelliği değil, kusurlu olan her şeyin de  güzel olabileceğini anlatmaya çalışıyor. Wabi-sabi’yi keşfetmek kusur ve değişimin güzelliğini görmektir. Ne olabileceğine odaklanmak yerine, wabi-sabi sıradan, eski ve eksik olanı anlamaya odaklanır. Adeta yaşamın doğal bir parçası gibi. Evet, Kintsugi ile çok benzer! 🙂

Danshari

Danshari ise yaşam alanınıza iyi gelecek, gereksiz eşyalarınızdan kurtulmanızı sağlayacak bir terim aslında. Terimin tam olarak çevrilmesi zor olsa da “reddet” , “at” ve “ayır” anlamına gelen üç ideogramdan oluşuyor. Fumio Sasaki, “Sadeleş Rahatla” adlı kitabında Danshari’yi Japon Minimalizmi olarak tanımlıyor. Sasaki, Tokyo’da 20 metrekarelik bir evde yaşayan bir editör ve minimalizm yolculuğunu, tavsiyelerini bu kitapta derlemiş. Sasaki, eşyalarımızı sevdikçe bunun bize duygusal bir yük olarak bindiğini ve “tam da şu an” bir şeyler atmamız gerektiğini söylüyor. Yani bu terim de bize minimalizm’i daha fazla aşılayarak ruhumuza iyi gelmemizi sağlıyor.

Kaizen

Japoncada “Kai” kelimesi “değişim” , “zen” kelimesi “iyi, daha iyi” anlamına geliyor. Kaizen Japonların küçük küçük ama sürekli olarak iyileştirme sanatı olarak biliniyor. Bu felsefeyi, bireylerin yaşamından tutun da şirketlerin uygulamalarına kadar insan işlevlerinin her düzeyinde öğretiliyor ve başarıyla uygulanıyor. Şu anda da iş dünyasında çokça kullanılan bu model çok fazla benimsenmiş durumda. Erteleme huyumuzdan vazgeçmemizi sağlayarak her geçen gün küçük de olsa bir adım atmamızı sağlayarak daha da iyi olmamıza yardımcı olacak bir Japon felsefesi kısaca kaizen.

Ichigo Ichie

Japonların titizlikle yaptığı meşhur çay seremonilerini, sunumlarını bilirsiniz. İşte bu felsefe de 16.yüzyılda Japon Çay Ustası Sen No Rikyu tarafından ifade edilmiş. Ichigo Ichie, her anın bizim için bir hazine değerinde olduğunu hatırlatan ve o anların bir daha yaşanmayacağını söyleyen “Her an bir kere yaşanır.” anlamında bir felsefe. Her anımızın eşsiz olduğunu söyleyen bu felsefe “an”larımızı gözlememize, sevmemize ve uyum içinde özenle yaşamamıza yardımcı oluyor.

Hepimizin tanıdığı, Ikıgai ve The Book of Ichıgo Ichıe kitaplarının yazarı olan Héctor García, bu konu hakkında şöyle diyor: “Şu anda deneyimlediğiniz her şey, bir daha asla olmayacak. Her anı bir hazine gibi değerlendirmeliyiz. An avcıları olmalıyız.“

Şimdi ise denemeye ne dersiniz? 🙂

Kapak fotoğrafı: Instagram / @bagfullofbooks

İlginizi çekebilir: Melike Büşra’dan İskandinavlar’ın Mutluluk Sırları