Joseph K.: DasDas'dan Adalet Sistemine Kara Mizah Eleştirisi
Pandemi öncesinde canlı olarak izleme fırsatı bulduğum son tiyatro oyunu Joseph K.’yı DasDas sahnesinde izlemiştim. 90 dakikalık tek perdelik bir oyundu. Joseph K., bu günlerde pandemi koşulları nedeniyle Anadolu Efes tarafından dijitale aktarılmasıyla da online olarak izlenebiliyor. Joseph K., izlemeyenler ve yeniden izlemek isteyenler için evlere kapandığımız bu dönemde keyifli bir etkinlik alternatifi olabilir.
Joseph K.’nın oyuncu kadrosuna baktığımızda Didem Balçın, Mert Fırat, Onur Dilber ve Özgün Aydın’ı görüyoruz. Mert Fırat’ın canlandırdığı Joseph K. dışındaki 22 karaktere Didem Balçın, Onur Dilber ve Özgün Aydın hayat veriyor. Sahne aralarında rolden role bürünmelerini ve bazen kostüm değişikliği de yaptıklarını göz önünde bulundurursak gerçekten de çok iyi bir iş çıkardıklarını söylemeliyiz.
DasDas’ın oturma düzeni alışılmışın biraz dışında. Salonun ortasında daire biçiminde bir sahne ve sahneyi çevreleyen seyirci koltukları var. Boks ringini anımsatan bir havası var. Oyuncular her seyirciye eşit şekilde yüzlerini dönmek için epey çaba gösteriyor ve bu konuda gayet başarılılar. Ayrıca sahne zemininin raylı dekorlar ile tasarlanması da sahneler arası geçişlerin çok hızlı ve pratik olmasına imkan sağlıyor. Bu yüzden oyun dinamik bir şekilde ilerliyor.
Joseph K.
Joseph K. Franz Kafka’nın Dava kitabının, İngiliz yazar Tom Basden tarafından sahneye uyarlamasıyla ortaya çıkmış. Dava, 1925’te yayınlanmasına rağmen konusu itibariyle güncel sayılabilir bir eser, zira Joseph K.’nın da modern dünyayı yansıtabilen bir oyun olduğunu kolaylıkla söyleyebiliriz.
Bir bankanın baş veznedarı olan Joseph K., olacaklardan habersiz otuzuncu yaş gününü kutlamak için sipariş ettiği pizzasını bekler. Ansızın iki adam evine gelir ve Joseph K.ya tutuklu olduğunu söylerler. Hayatının şokunu yaşayan Joseph, suçunun ne olduğunu sorduğunda ise bir türlü mantıklı bir cevap alamaz. Adamların ısrarlı şekilde onu tutuklama talebine karşın Joseph, ne olduğunu bilmediği suçundan aklanmak için bin türlü uğraş verir.
Adalet sistemine karşı bir kara mizah eleştirisi olan oyun, Kafka’nın kendisini temsil ettiği düşünülen Joseph K. karakteriyle distopik bir gerçekliği yansıtıyor. Bir türlü gerekçesini bulamadığı tutuklanma kararını öğrendiği andan itibaren Joseph K.’nın adalet arayışı, yetkililerle iletişim kuramayışı, muhatap alınmayışı, çaresizliği ve en sonunda da kabullenişi gözler önüne seriliyor.
Kişisel yorumumu yapacak olursam oyuncuların performansı ve genel akış çok iyiydi. Fazla hareketli olmayan bir konunun sahneye aktarılması açısından gayet başarılı buldum. Seyirciyi kasvete boğmadan ana fikri veren bir oyun. Fakat bazı mizah unsurlarının zorlama olduğunu düşündüm, olmasa da olurmuş. İzlemeden önce kitabı da okumanızı tavsiye ederim.
Yazımı Albert Camus’nün şu sözleriyle bitirmek istiyorum:
17. yüzyıl matematik çağı, 18. yüzyıl fizik çağı, 20. yüzyılımız korku çağıdır. Diyeceksiniz ki korku bir bilim değildir. Ama, bu korkuda bilimin payı var. Çünkü kuramsal alandaki son gelişmeleri onu kendi kendini yadsımaya götürdü; pratik alandaki gelişmeleri ise bütün dünyayı yok edebilecek duruma geldi. Üstelik, korku bir bilim sayılmasa bile, onun bir teknik olduğu su götürmez.
Albert Camus
Kapak Fotoğrafı: dasdas.com.tr
İlginizi çekebilir: Eda Geven’den Lorca’nın Acıklı Güldürüsü
Oyunu çok güzel anlatmışsın, sahnedeki o atmosferi hissettim resmen. Olur da normalleşme sürecine girersek en kısa zamanda gerçek bir sahnede izleceğim.