Kakül 101: Geçmişten Günümüze Tartışmalı Bir Trend
Uzun yıllardır kakül kullanan biri olarak Kleopatra’dan Avrupa Yakası Fatoş’a, Lily Allen’dan aklınıza gelebilecek her türlü art-house’ımsı filmdeki protest, depresif kadın karaktere ve tüm zamanların en çok söyleneni Zoey Deschanel’e kadar herkese benzetildim. Ama nedense bu zamana kadar kakülün tarihçesini araştırmak aklıma gelmemişti. Kendim için araştırma yapmışken burada da paylaşmak istedim.
Öncelikle neden bilmiyorum ama kakül halen tartışmalı bir saç modeli. 16. yüzyıldaki biçimde demiyorum tabii ki (oraya geleceğiz) ancak kakül genellikle kriz anlarıyla ilişkilendiriliyor. Karantina bunalımı içerisine Bella Hadid gibi birçok ünlünün denediği bu görünümü kullanan eski ‘first lady’ Michele Obama’nın kaküllerini “orta yaş bunalımı” olarak adlandırdığını görünce anladım ki kakül, küresel olarak bunalımla ilişkilendirilen bir saç modeli. Kişisel tarihim düşünüldüğünde aktif kakül kullanımını üniversitede bir stajım sırasında başlattığımı hatırladım ki bu her daim beni yalnız bırakmayan anksiyete ve depresyon seviyelerimin görece yüksek olduğu bir zaman denk geliyor. Yani beş yaşında da kakül kullanıyor olmamı saymazsak bunalım teorisi doğru olabilir. Bu da akıllara şu soruyu getiriyor, ilk bunalıma giren kimdi?
Kakülün Tarihçesi
Kakül tarihi deyince aklımıza gelen ilk isim Kleopatra oluyor şüphesiz. Ancak birçok kaynakta okuduğuma göre bu model Antik Mısır ve Roma da biliniyor olsa da trendin yaratıcısı olarak asıl teşekkür etmemiz gereken kişi Ziryab ya da Zuriab isimli bir bey. Irak Rönesansı’nın etkileyici isimlerinden biri olan Zuriab dünyayı kakül ve giysileri sezonlara göre değiştirmek gibi bazı trendleri tanıştırıyor. Bu dönemden önce ise hem erkekler hem de kadınlar uzun saçlarını ortadan ikiye ayırarak kullanıyorlar. (İlginçtir ki bunu çeşitli müzeler gezerken heykellere bakarak fark etmiştim.)
Kakül günümüzde dahi cesaretle ilişkilendiriliyor. İlk kestirmeyi düşündüğüm danıştığım beş arkadaşımın dördünden red alan ve halen “Nasıl cesaret ettin?“, “Zor olmuyor mu?” gibi sorulara sıkça konu olan bir model. 16. yüzyıla baktığımızda ise hakikaten cesaret isteyen bir model olduğunu görüyoruz zira kakül bu dönemde yedi ölümcül günahtan biri olan gurur/kendine beğenmişlik ile ilişkilendiriliyor. Yani bu modeli kullanan kadınların ölümcül bir günah işleme yolunda olduğu düşünülüyor.
Böylece birkaç yüzyıl duraklama devrini yaşayan kaküller 18. yüzyılda Galler Prensesi Alexandra‘nın kabarık ve kıvrık bir biçimde kakül kullanımı ile geri dönüyor ve bu modele ‘Alexandra fringe’ ismi veriliyor. Burada ufak bir not düşeceğim. İngilizce’de iki terim kullanılıyor bunlar ‘fringe’ ve ‘bangs’. ‘Bangs’ daha çok alnın bir ucundan diğer uzuna dümdüz kesilmiş ve daha kısa kakülleri ifade ediyor. ‘Fringe’ ise düz ya da şekil verilmiş şekilde olabiliyor ve bu bölümün yalnızca saçın geri kalanından kısa olması yeterli.
Sonuç olarak yirminci yüzyıla geliyoruz ve kakül artık ünlülerin eline geçiyor ve bir moda ifadesi olarak kullanılmaya başlıyor. Yirminci yüzyılın en başında illüstratör ve sanatçı Charles Dana Gibson tarafından dönemin fiziksel olarak en çekici kadın ideali olarak çizilen ‘Gibson Girl’ portesinde de gevşek ve taranmış kaküller görüyoruz.
1920’lere geldiğimizde ise kakülün popüler bir dönemi yaşadığının görüyoruz. Sinemanın da yükselişi ile birlikte deneysel moda anlayışı ve kuralları yıkmayı seven ‘flapper kızları’nın da (20’lerde caz dinleyen, kısa etekler giyen, protest kadınlar) katkısı ile model yaygınlaşıyor. Koyu renk rujlarla beraber yüzü belirgin kulan kaküller dönemin etkileyici isimlerinden oyuncu Louise Brooks tarafından da kullanılıyor.
1940’larda alnın açık kullanımı ve saç aksesuarları artınca kaküller şapkaların altından küçük perçemler halinde görünmeye ya da biraz uygunsuz bulunmakla birlikte ikiye ayrılmış perde kakül biçiminde kullanılmaya başlıyor. 1950’lerde ise kaküller iki uçta diyebiliriz bir Audrey Hepburn‘un Roman Holiday’de kullandığı ‘baby bangs’ olarak adlandırılan kısa, zarif kaküller bir de dönemin ünlü ve seksi pin-up modeli Bettie Page tarafından kullanılan, yine çok uzun olmayan kıvrılmış kakül yani ‘Bettie bangs’ var. Annesi de kuaför olan Bettie’nin kakülleri kullanma nedeni ise aslında geniş alnını daha küçük göstermek ancak fotoğraf çekimlerinde yüzüne halen ışık gelmesini sağlamak.
60’larda oldukça ‘pixie cut’ ile birlikte kullanılan kısa ve yok gibi kaküller er (Mia Farrow tarafından bu dedikodu daha sonra düzeltiyse de) Frank Sinatra’nın Mia Farrow’u terk etme nedeni olarak ünleniyor. 70’lere geldiğimizde ise aklımıza elbette Fransız ‘it girl’ anlayışı geliyor. Brigitte Bardot, Jane Birkin gibi isimler bu yataktan kalkılıp gelinmiş gibi görünen eforsuzca şık görüntüyü ‘Parizyen’ stilin bir parçası olarak tarihe geçiriyorlar.
80’lerde kakül kadınlar tarafından daha büyük ve yana taranmış biçimde tercih edilirken cesur kakül modelleri daha çok rock ve metal gruplarında yer alan müzisyenler tarafından cesur bir moda tercihi olarak kullanılıyor. Bknz. Bon Jovi. 90’larla birlikte ikonik süper model dönemi açılıyor ve Linda Evangelista, Naomi Campbell ve Claudia Schiffer gibi dev isimler yüzlerini çerçeveleyen kaküller kullanıyorlar. 2000’lerde Zooey Deschanel ile başlayan vintage görünümlü kakül furyası ise günümüzde yerini The Cut tarafından “zengin kız kesimi” olarak adlandırılan ve Taylor Swift, Emma Stone gibi çoğunlukla beyaz ünlüler tarafından tercih edilen orta boy saç ve yüzü çevreleyen kakül modeline bıraktı. Sonuç olarak beğenilsin ya da beğenilmesin kakül aslında düşündüğümüzden çok daha uzun süredir var olan ve ikonik pek çok moda anında yer alan bir model.
Kakül Kullanmak İsteyenler İçin İpuçları
Yaklaşık 7 yıldır kakül kullanan biri olarak bu yazıyı bu modeli denemek isteyenler için ufak ipuçları ile sonlandırmak istiyorum. Öncelikle şunu söylemeliyim ki dünyanın en çirkin kakülleri ve kakül kestiren insanların iki ayda vazgeçmelerinin nedeni dolgun olmayan vitaminsiz ve ince kaküller. Şöyle anlatayım ki eğer bu işe karar verdiyseniz ve güzel görünsün istiyorsanız kendinizi adamanız gerek. Kakül dediğimiz şey Nietzsche’nin bıyığı gibi kalın ve yeni bilenmiş et bıçağı kadar keskin olmalı; dosta güven düşmana korku salmalıdır. Lily Allen, Zooey Deschanel gibi önemli kakül büyüklerimizin her daim böyle kullanmalarının bir nedeni var.
İkinci olarak alnınızın geniş olup olmadığını kuaförünüzle konuşmalısınız eğer alnınız küçükse o zaman kuaförünüzde kakülün başlangıç çizgisini daha geriden almasını isteyerek geniş alın izlenimi verebilirsiniz. İlk kakülünüzü kesinlikle evde kendiniz kesmeyin ve kesinlikle elinizde beğendiğiniz kakül kesimlerini gösteren (birden farklı kişi üzerinde) kaynaklarla gidin.
Kakülünüzün uç bölümlerine (özellikle bunu istemiyorsanız) dikey biçimde makas atılmasına izin vermeyin bu keskinliğini bozacağından başta parizyen ve şık görünse de fön çekme şansınız olmayan günlerde dağınık görünmesine neden olacaktır. Yine kakülünüzü alnınızın tam yarısında 50’lerdeki kullanmak bence risklidir, eğer yüzünüzü çok çok beğenmiyorsanız birkaç gün içinde itici bulabilirsiniz.
Son olarak da kakül kullananların genel derdi çok çabuk yağlanmasıdır. Her gün yıkamanın saç için sağlıklı olmadığını da bildiğimden ben zamanla iki yöntem geliştirdim. Kakülümün daha dolgun görünmesini istediğim günler kuru şampuan kullanarak tarıyorum, daha az tembel olduğum ve volümlü kullanmak istemediğim günlerde ise saçımın yalnızca ve yalnızca kakül bölümünü çok az şampuanla yıkayıp 2-3 dakikada fönlüyorum. Her ikisi de evden çıkmadan önce bile hızla yapılabilecek kadar pratik (tabii umarım bir gün evden çıkabilirsek)
Umarım bu yazı modeli merak edenler için aydınlatıcı, denemek isteyenler için cesaret verici olmuştur. Ben ve Zooey Deschanel herkese cesur kaküller dileriz.
Kapak Fotoğrafı: independent.co.uk
İlginizi çekebilir: Ceren Muslu’dan Kadın Saç İdealleri
Ara ara ben de mi yapsam diye düşündüğüm saç modeli kesinlikle. Ama akdenizde yaşayan üşengeç bir insan olarak sonsuza kadar kararsız kalacağım bir konu.