Kamer ile: Rap Müzik Üzerine Bir Sohbet
Tüm müzik türlerinde beğenisine göre her şeyi dinleyebilen biri olmamın yanı sıra rap müziğin benim için yeri hep ayrı oldu. Son birkaç yılda geçmişe nazaran değeri daha görünür olan rap müzik -özellikle Spotify sayesinde- yeni sanatçıları listelerimize kattı. Ben de pandemi süresince listeme şarkılarını severek eklediğim Kamer ile bir röportaj gerçekleştirdim. Hayatı, şarkıları ve rap müzik dünyası üzerine sohbetimizi bu yazıda sizinle paylaşıyorum.
Rapçi kimliğinin dışında kimsin? Kendinden biraz bahseder misin?
Adım Kamer, Samsun doğumluyum ve 28 yaşındayım. Sanırım öğrenci olmayı sevdiğim için hala uzaktan da olsa İstanbul Üniversitesi’nde Radyo Televizyon okuyorum. 2 yıl Ukrayna’nın Kiev şehrindeki reklam ajansı deneyimimin ardından Samsun’a döndüm ve “Kangchenjunga” isimli müzik oluşumu ve stüdyosunu kurdum. Burası hem evim hem stüdyom. Stüdyoya girdiğimde de salonda oturduğumda da kimliğimin çok dışına çıkmıyorum. Hatta arada saparsam da müzik üretmeye çalışan Kamer kimliğine geri dönerek hızlıca soluklanıyorum. Çünkü o Kamer, daha hevesli daha üretken daha çalışkan. Ve o Kamer’i, birçok iyi versiyonumun kırıntılarından toplamaya çalıştım.
13 yaşımdan beri rap müzik dinliyorum ve rap müzik yapıyorum. O klişe olan “Düğün salonlarında konser verme, 20 kişi sırayla sahneye çıkma” hikâyelerinin hepsini kökünden yaşayarak büyüdüm. Fakat tüm bunların yanında bir süre sonra sanki o sokaklarda freestyle yapan, okulu asıp rap konserlerine katılan çocuk ben değilmişimcesine elime bir gitar aldım ve müziğimi biraz daha alternatif türe yaklaştırdım. Ama rap müzik küçüklüğümden gelen ayrı bir tutku ve evim gibi güvende hissettiğim bir yer olduğu için kısa süre sonra soluğu yine bu civarlarda aldım. Yine de rapçi veya herhangi başka bir türün kesin mensubu olarak görmüyorum kendimi bu arada. Çünkü günümüz müziğinde iyi sentezlerle veya yansıtmalarla birçok melodiyi veya kültürü bir araya getirmek mümkün. Amacım bu okyanusta boğmadan ve boğulmadan yüzebilmek. Bu yüzden de müzik yaparak kendini ifade etmeye çalışan herhangi biriyim diyebiliriz.
Neden diğer müzik türleri değil de rap? Bu türde seni çeken şey ne?
Aslında bu konu için bir önceki soruyu cevaplarken keskin, ayrımcı bir bakışımın olmadığını belirttim. Fakat çocukluğumdan itibaren yoğun olarak beni bu ana getiren tutkunun rap olması gerçekliğinden dolayı açıklamaya çalışayım.
Müzik üretme maceram çok ilginç bir hikayeyle başladı. Dedemin Orhan Gencebay, İbrahim Tatlıses ve Ferdi Tayfur’dan başlayan ve Belkıs Akkale, Bedia Akartürk gibi isimlerle devam eden kasetleri vardı. Bu kasetleri teybe takar dinlerdi ve hepsini teybin yanında tutardı. Ben de arada kasetleri takıp teybi kurcalardım. O sıralar dedemin kasetlerinin üstüne kendi sesimi kayıt alıyordum. Dedemin çok hoşnut olacağı bir iş olmasa da 6 yaşında bir çocuk aklı olduğundan sürdürebiliyordum. Kendi kendime yazdığım tekerlemeleri kayıt alıp akşamında da kuzenimle konser düzenliyorduk. O dönem bu iş beni içine çekmeye başladı. Okulda, defterimin arkasına şarkı sözü olduğunu düşündüğüm şeyler yazıyordum ve eve gidip onları kasete kaydetme heyecanıyla okul çıkışı saatini bekliyordum. Hatta parmağımdaki dövmeler de kasetçaların üzerindeki simgelerden oluşuyor. Daha sonrasında kayıt alma aşaması çok sürdürülebilir olmasa da bu durum benim bir şeyleri yazarak anlatma yolculuğumu başlattı.
Uzun uzun şeyler yazıyordum ve yıllar sonra dershanede tanıştığım “Prozac” lakaplı bir arkadaşımın evinde aldığı rap kaydını dinleyince çok fazla ilgimi çektiğinden bunu nasıl yapabileceğimi öğrenmek için ona sorular soruyordum. Daha sonrasında dershanenin arka sıralarında derslerden bir haber bu konuyu konuşuyorduk. Hangi programla nasıl yaptığını sıraya çizerek anlatıyordu. O zamanki bilgi yoğunluğu bu dönemdeki gibi olmadığından, programının ara yüzünü dershane sırasına çizerek kayıt ve mix işlemlerinin nasıl yapılacağını ezberliyordum. O zamanki adı Cool Edit Pro olan Adobe Audition programında öğrendiğim ezber bilgilerle kayıt almak için kendime ucuz bir çubuk mikrofon almıştım. O günden sonra daha fazla dinleyip daha fazla yazmaya başladım ve bunu yaptıkça çevrem bu yönde oluşmaya devam etti. Beni ve ilgimi tamamen çevreleyen şey rap oldu ve bu oldukça, ben de beni iyi hissettiren bu şeyin peşine daha çok düştüm.
İnsan özgürlüğüne düşkündür ve burası benim en özgür olduğum alandı. İstediğimi yazıyordum istediğim şekilde kaydediyor ve saçma sapan efektlerle onlarca kayıt alıyordum. Üzerimde hiçbir denetlenme, sorgulanma baskısı hissetmediğimden içime kapanacağım anlarda bile kendimi bir şeyler yazıp kayıt alırken buluyordum. Bunu büyük bir tutkuyla yıllarca yaptıkça da bu benim için bir refleks haline dönüştü. Bir organım gibi. Kendimi ifade edebildiğim en güvenli alan burası.
Peki senin müziğin ne anlatıyor? Hangi duyguları barındırıyor?
Her şarkım o dönemimin atmosferine bağlı olarak oluşuyor. Duygu ve durumlar değişebildiğinden bunların temsilcisi olan şarkılarımın konuları da değişiyor. Etten kemikten bir insandan çıktığından dolayı da tüm duyguları barındırıyor. İşin aslında bu kısımda dinleyicinin yorumu önemli. Çünkü benim duygularımı temsil eden bazı sözleri ve melodileri benim bıraktığım yerden bir başkası başka hislerle başka şekillerde alabiliyor. Dinleyicinin bile farklı anlarında faklı anlamlar çıkarabilmesi olası olan bir konu olduğundan bu sorunun cevabı için şarkılarıma davet ediyorum.
O halde röportajın bu noktasında hep birlikte Kamer’in Spotify hesabına bu linkten ışınlanalım. (Favori şarkımı yazının sonuna saklarken bir diğer favorim Dene İstersen şarkısını dinlemenizi mutlaka öneririm.)
Türkiye’de ve dünyada dinlediğin/örnek aldığın rapçiler kimler?
Herkesi bir temsilci olarak gördüğümden örnek almaktan ziyade ilham alıyorum diyebiliriz. Ülkemde Ceza, Sagopa Kajmer, Fuat gibi gibi isimlerden başlayıp Da Poet, Indigo, Raziel Nisroc’a uzanır ve Ezhel, Şehinşah, Khontkar ile devam eder. Aslında sayabileceğim çok daha fazla isim var fakat fikir vermesi açısından bu temsilcileri belirtmek istedim.
Dünyada ise Global listelerin başındaki isimleri tabii ki dinliyorum fakat bu sefer diğerlerine nazaran biraz daha bana göre saklı kalmış isimleri paylaşmak istiyorum. Morray, Hatik, THEY, $kinny, A Boogie Wit da Hoddie ve Kalash…
Türkiye’de rap dünyasının yükselişini neye bağlıyorsun? Sence rap müzik gelecekte de listelerin üst sıralarında yer almaya devam edecek mi?
Ben daha da katlanarak büyüyeceğine inanıyorum. Çünkü amatör insanlar için üretimi diğer müzik dallarına göre daha ulaşılabilir. Bunu biraz daha açayım. Kendi dünyasını oluşturmak ve bunu sunmak isteyen biri için internetten indireceği bir beat, ucuzundan edineceği bir mikrofon ve yine internet üzerinden öğreneceği program bilgisi yeterli olacaktır ilk etapta. Bu da oyuna birçok katılımcıyı dahil edecektir. Tabii bundan sonrası için kendini geliştirmek adına çok daha fazla araştırmak ve dinlemek gerektiğinden aslında her üretici diğer yandan da tüketici olarak devam edecek. Nicelik ile birlikte niteliği de büyütenler oldukça bundan ilham alıp etkilenenler bir süre sonra etkileyen tarafa geçecektir. Tutkusu güçlü olanlar ve kendini geliştirenler daha iyi işler ortaya koydukça ilham alan yeni oyuncular oyuna dahil olup birilerine ilham verecektir. Ben bu döngünün bu şekilde devam edeceğini düşünüyorum.
Senin için bugüne kadar yapılmış en iyi 3 rap/hip-hop şarkısı nedir?
Soruyu cevaplamadan önce şunu belirtmek istiyorum. Hiçbir şeyi %100 veya %0 ihtimalle düşünmem çünkü her şey değişken olduğundan her zaman bir ihtimal bırakırım. O yüzden bu soruda da asla yerinin değişmeyeceğini düşünerek sabit 3 şarkı söylemek yerine son zamanlarda tekrar tekrar dinlediğim 3 parçayı listelemek istiyorum.
Morray – Quicksand / The Weeknd – Initiation / PNL – A l’Ammoniaque
Son olarak gelecek planlarını sorayım. Yakın zamanda çıkarmayı düşündüğün şarkı/albüm var mı? Senin bir rap sanatçısı olarak bu endüstride hedeflediğin nokta ne?
Dokuz Sekiz Müzik / Hiphoplife Pro bünyesinde yayınladığım “Vertigo” ve “İçinde“den sonra Haziran ayının ortalarında “Kenarında” isimli parçamı yayınlayacağım. Sonrasında da Eylül ayı civarında bir albüm yayınlamayı düşünüyorum. Tabii o boşlukta da en az 1 şarkı daha yayınlamayı düşünüyorum. Artık kendime, müziğe daha fazla kanalize olabildiğim bir ortam yarattığım için üretimim devam edecek. Üretimim devam ettikçe de birilerine ilham kaynağı olabilmeyi hedefliyorum.
Sorular için sana ve buraya kadar okumayı layık gören herkese teşekkür ederim.
Ben de Kamer’e soruları özenle cevapladığı ve bizi bu güzel şarkılarla buluşturduğu için teşekkür ediyorum ve yazıyı benim favori Kamer şarkım Salıncak ile bitirmek istiyorum:
Kapak Fotoğrafı: Kamer
İlginizi çekebilir: Ayça Yenigün’den Jah Khalib
İlk yorumu siz yazın!