Kamp Rehberi: Son Dönemlerin Yükselen Seyahat Trendi Radarımızda
Ay ve güneşin dansı ile değişen gökyüzünün renkleri, sohbetimize eşlik eden kamp ateşi cızıltıları ve nereye çıkacağını merak edip durduğumuz patikalar… Şehrin kaosuna uyum sağlayabilmek için kendi iç sesimizi ihmal etmek zorunda kaldığımız zamanlar olsa da doğaya kaçabildiğimizde ağaçların arasında esen rüzgâr, kuş sesleri ve kendi nefesimiz arasındaki armoniyi uğraşmadan fark ederiz. Orman banyosu, ekoterapi, su terapisi gibi doğada iyi yaşam kavramlarını sıklıkla konuştuğumuz bugünlerde biz radarımıza son dönemlerin yükselen seyahat trendlerinden kampları alıyoruz!
İskoçyalı çevre filozofu ve yazar John Muir, doğanın içerisinde yürüyüşe çıkan her kişinin attığı adımlarda baktıklarından fazlasını göreceğini söyler. Şehrin hızı bizi her zaman daha fazlasını istemeye yöneltse de kamp ihtiyacımız olan her şeyin bir çantaya sığabileceğini gösterir. Tam da kendimize iyi gelmek için yeni yollar aradığımız bugünlerde şehirden kaçıp doğaya sığınabildiğimiz kamp inzivaları hiç olmadığı kadar yükselişte. Biz de bu yükselen seyahat trendine dahil olabilmek için bir kamp rehberi oluşturmaya karar verdik. Şehirleşmenin sonucu uzak kaldığımız doğayı bir kez daha evimize çevirebilmek adına biz ilk en sevdiğimiz spor markası Decathlon’a uğruyor, kampa çıkmadan önce ihtiyacımız olan her şeyi tek bir çantada topluyoruz! O zaman Türkiye’nin en güzel kamp rotalarından bilmemiz gerekenlere kadar bizimle şehirden kaçmaya ve kendinize dönmek için yeni bir alan açmaya ne dersiniz?
Kampa Çıkmadan Önce Yanımıza Neler Almalıyız?
Şehirde ihtiyacımız olan her şeye dakikalar içerisinde ulaşabiliyor olsak da söz konusu doğa olduğunda önceden hazırlıklı olmamız önem taşıyor. Eğer bizim gibi doğaya dönerken kendinizi ve çevrenizi keşfetmek için güvenli, özgür ve konforlu bir alana ihtiyaç duyuyorsanız; doğru yerdesiniz! Spor malzemeleri ve kıyafetleri için daimî durağımız Decathlon, kampta da bizi yalnız bırakmıyor! Kendisinin bütün detayları önceden düşünen özgür ruhundan aldığımız ilham ile kampa gitmeden önce yanımıza almamız gereken temel eşyaları araştırıyor, kamp eşyası alırken dikkat etmemiz gerekenleri aşağıda açıklıyoruz!
Kamp sırasında evimizin oturma odalarının ormana, ıssız koylara dönüşmesi çok heyecanlı olsa da gün içerisinde doğayı keşfetmek için ihtiyacımız olan enerji; iyi bir uykudan geçiyor. Tam da bu noktada doğru çadırı, uyku matını ve yastıkları seçmek önem taşıyor. Serin bir sabaha uyanabilmek için bizim tercihimiz açık renkli dışı ile güneş ışıklarını dışarıya doğru yansıtırken içerisindeki koyu tonlar ile karanlıkta uyumamıza olanak sağlayan MH100 Fresh & Black 2 Kişilik Çadır’ dan yana oluyor. Kamp sırasında yanımıza alabileceğimiz malzemeler sınırlı olduğu için biz yatak tercihimizi otomatik şişen MT100XL Mat‘tan, yastık tercihlerimizi ise sertliğini kendi tercihimize göre ayarlayabildiğimiz MT 500 Şişme Yastık‘tan yana yapıyoruz. Bu ürünler yer kaplamadıkları için yanımızda kolayca taşınabilirken yatak odalarımızdaki konfora en yakın deneyimi de sunuyorlar! Her şişme ürününüz için en az bir adet Şişme Mat Onarım Seti almanızı da mutlaka öneriyoruz. Ayrıca dediğimiz gibi oturma odalarımıza dönüşen doğada uzun ve keyifli vakit geçirebilmek için yanımıza kamp sandalyesi almayı unutmamamız gerekiyor! Kamp sandalyesinde sürdürülebilir tercihler yapmayı ön plana koyanları Katlanır Kamp Sandalyesi bekliyor. Bu sandalyeleri; ıssız koy keşiflerinizde de yanınıza alabileceğinizi ve kol koyma yerleri, içecek bölmesi sayesinde gittiğiniz her yerde rahatça vakit geçirebileceğinizi de ekleyelim!
Bizim için kampın ilk kuralı her duruma hazır olacak güvenlik önemleri almaktır! Şehir hayatında elektrikten uzak kaldığımızı düşünmek zor olsa da doğanın içerisinde ışığa, elektriğe ulaşamadığımız anların olması muhtemel. Bu durumlarda bizim tercihimiz uzun batarya ömrüne güvenebileceğimiz BL 100 Kamp Lambası oluyor. Az yer kaplayan ve gerekirse yanımızda da taşıyabileceğimiz bu lamba, su geçirmiyor; 100 lümende 26 saat, 50 lümende 60 saat ve kırmızı modda 130 saat kullanılabiliyor! Ayrıca, her duruma hazır olmak ve hava karardığında da özgür keşiflerine güvenli bir şekilde devam etmek isteyenler için kişi başı en az bir adet el feneri alınması gerektiğinin de altını çizelim. Güvenlik konusunda dikkat etmemiz gereken öncelikli bir başka konu ise sağlığımız. Kampa çıkmadan önce her zaman kullandığınız veya kullanma durumunuz olan ilaçları ve ilk yardım için çantanıza sığabilecek Acil Durum Çantası’nı almayı unutmayın!
İhtiyacımız olan kısımları bitirdiysek gelelim kampın en keyifli yanına! Doğanın içerisinde geçirdiğimiz vakti en keyifli şekilde geçirmek için bizim Decathlon’un kataloğundan tercih ettiğimiz birçok ürün bulunuyor. Bu ürünlerin en başında ise alışkanlıklarımızı devam ettirebileceğimiz ve her ateşte kullanıma uygun Çaydanlık geliyor; çünkü biz ağaçların arasından üzerimize vuran güneş ile uyanmayı seviyor olsak da güne kahvesiz veya çaysız başladığımızı hayal edemiyoruz! Ve tabii ki kahve ve çaylarımızı içerken kamp ruhunu devam ettirebilmek için biz tercihimizi doğada geçen macera filmlerinin yıldızı Paslanmaz Çelik Bardaklar‘dan yana yapıyoruz. Doğada geçirdiği vaktin keyfini bir adım daha öteye taşımak isteyenleri ise Decathlon’da iki ağacın arasında rüzgârın eşliğinde sallanırken kitap okuyabileceği, minik bir uykuya dalabileceği hamaklar bekliyor! Bizim hamak tercihimiz bu deneyimi sevdiklerimiz ile paylaşabilmemiz adına iki kişilik olsa da dilerseniz Decathlon’da Tek Kişilik Hamaklar da bulunuyor.
Peki, Doğayı Daha Fazla Keşfedebilmek İçin Yanımıza Neler Almalıyız?
Belki güneşin denizin üzerinden battığı bir koyda belki de yemyeşil bir ormanda ağaçların arasına her detayını düşündüğünüz çadırlarınızı çoktan kurmaya başlamışsınızdır. Fakat bizim için kamp, sadece doğanın içerisinde olmak değil; merak ettiğimiz patikaları takip etmek, doğayı ve kendimizi güvenli sınırlar içinde sonuna kadar keşfetmek anlamına da geliyor. Bu noktada ise doğa içerisinde çıktığımız yürüyüşlerde, tırmanışlarda güvenliğimizi ve konforumuzu korumak için yanımıza almamız gereken malzemeler bulunuyor.
“Ayağına kara sular inmek.” deyimini ne sıklıkla kullanıyorsunuz? Biz bu deyimin, yanlış ayakkabılar giyen bir kişi tarafından ilk kez kullanıldığına eminiz. Çünkü sadece doğada değil şehirde ya da spor salonunda olsak bile yürüyüş yaparken doğru yürüyüş ayakkabısını seçmek en başta sağlığımız için önem taşıyor. Yürüyüş ayakkabısını seçerken öncelikle ayakkabının esnek ve hafif bir kumaştan üretilmiş olduğuna dikkat etmek gerekiyor. Doğru yürüyüş ayakkabısı seçiminde yürüyüş yapılan parkurun süresi ve bizim tercih ettiğimiz tempo önemli bir rol oynuyor. Doğada yürüyüş yaparken doğru bir kıyafeti seçmenin ilk kuralı ise bulunduğunuz arazinin yapısını ve iklim koşullarını iyi bilmekten geçiyor. Decathlon’un farklı arazilere ve iklim koşullarına özel hazırladığı ve olumsuz durumlardan korunmayı ön plana aldığı farklı Outdoor Kıyafetleri bulunuyor. Bu kombinler, yalnızca doğa yürüyüşüne çıkacaklar için değil; doğa fotoğrafçılığı, kuş gözlemciliği ve tırmanış gibi farklı aktiviteler için de özel olarak hazırlanılıyor.
Doğanın rehberliğinde gerçekleştirdiğimiz aktivitelerde güneş ile olan ilişkimize dikkat etmemiz gerekiyor! Doğru miktarda alınan güneşin; zihin ve beden sağlığına yararları bulunurken fazla güneş ışığına maruz kalmak ciddi sağlık riskleri taşıyor. Bu yüzden de doğanın içerisinde olduğumuz her an yüksek korumalı güneş kremi sürmemiz kritik bir önem taşıyor. Doğada tercih ettiğimiz güneş kremlerinin ise terlemeye dayanıklı olması gerekiyor. Biz bu sebepten ötürü güneş kremi tercihimizi Decathlon’un suya ve tere dayanıklı güçlü bir koruma sağlayan SPF50 kremlerinden yana yapıyoruz. Güneşe karşılık başımızı ve yüzümüzü korumak için ise geniş bir gölge sunan Su Geçirmez Şapka en iyi seçeneği oluşturuyor. Su Geçirmez Şapka‘nın üzerinde bulunan havalandırma delikleri ise güneşin altında uzun yürüyüşler yaptığımız zaman terlememizi önlüyor.
Nerede olursak olalım bizim için doğru bir miktarda su içmek, kendimize bakmanın ilk adımını oluşturuyor. Bu yüzden de doğa yürüyüşlerine çıktığımız zaman bizim tercihimiz suyumuzun sürekli soğuk kalacağı Paslanmaz Çelik Doğa Yürüyüşü Termosu’ ndan yana oluyor. Bu termosu ayrıca kışın kamp tatiline veya doğa yürüyüşüne çıkacağımız zamanlar kahvelerimiz ve çaylarımız için de kullanma fırsatımız bulunuyor. Ayrıca doğa yürüyüşüne çıkarken doğru bir çanta seçimi önem taşıyor. Yürüyüşlerinizde sizi yormaması için çantalarınızın hafif kumaşlardan üretilmesi ve arazinin koşullarına dayanıklı olması gerekiyor. Biz bu sebepten dolayı Decathlon’un ayarlanabilir askılar ile yürürken farklı şekillerde takmamıza olanak sağlayan ve darbelere karşı dayanıklı Outdoor Sırt Çantaları’nı tercih ediyoruz. Son olarak ise Decathlon’da sürdürülebilir bir seyahat yapmamıza kolayca katkı sağlarken kamp alanlarımızı da güvenli kılacak Taşınabilir Güneş Paneli bulunuyor. Sadece 285 gram ağırlığında olan bu ürünü yürürken çantanıza takarak kamp alanında kullanacağınız elektriğe destek sağlayabilirsiniz.
Türkiye’nin En Güzel Kamp Alanları
Şimdi gelelim işin en heyecanlı kısmına! Eğer kamp çantalarınızı hazırladıysanız; bizi takip edin, yola çıkıyoruz!
İstanbul’a Yakın Kamp Rotaları
Şehirden hızlı bir kaçış aradığınızda araba ile birkaç saat içerisinde ulaşabileceğiniz İstanbul’a yakın kamp rotaları arasında; Kırklareli’nde milli park statüsüne sahip olan ve tek bir alanda deniz, orman, göl, dere gibi doğanın bütün güzelliklerini deneyimleyebileceğimiz İğneada Longozu, Tekirdağ’da eski bir Rum köyünün içerisinde farklı hikâyeler ve doğa ile yan yana geldiğimiz Uçmakdere, Kocaeli’nde mavi bayraklı denizlere sahip koyların kayalıklar ve ağaçlar ile gizlendiği Kerpe, Sakarya’da geniş bir yaylada tamamen kendimiz ve doğa ile baş başa kalma fırsatı bulduğumuz bir inziva noktası Acelle Yaylası, tekrar Sakarya’da dönem dönem kampçılara kapanabilen fakat kuş gözlemciliği, ATV safari, bisiklet turları gibi etkinlikler de sunan Poyrazlar Gölü, Düzce’de ormanlarla çevrili bir gölün etrafında kamp kurarken kendimizi bir macera filminde gibi hissettiğimiz Pürenli Yaylası ve son olarak Bolu’da kamp zorluk seviyesini bir adım arttırarak tamamen el değmemiş bir doğanın içerisinde kamp yapmak isteyenlerimiz için Sülüklü Göl yer alıyor.
Güney’e Doğru Bir Kamp Rotası
Rotasını doğaya ve tarihe doğru uzun bir kamp seyahatine çevirmek isteyenler için Güney’in en sevdiğimiz kamp alanları arasında; Bodrum’da doğanın antik dönemin savaşçı topluluğu Lelegler’in kalıntıları ile iç içe geçtiği Leleg Yolu, Muğla’da sadece kamp için değil ayrıca kite yapmak ve grup hâlinde doğanın içerisinde yapılan yoga pratiklerine de dahil olabilmek için tercih ettiğimiz Akyaka, Fethiye’de denizin mavisinin ağaçların yeşiline karışmasını yüksek noktalardan seyrederken doğanın çeşitliliğine de hayran kaldığımız Kelebekler Vadisi, Fethiye’den Antalya’ya doğru yaklaşık 520 kilometre süren Likya Yolu, son olarak ise Antalya’da Yunan Mitolojisi’ne göre Tanrıların yaşadığı yer olarak düşünülen ve her sene dünyanın birçok farklı noktasından gelen özgür ruhlu kampçıları ağırlayan Olympos yer alıyor.
Şehirden kaçmaya ve doğanın içerisinde kendimizle tanışmaya sadece bir adım uzaklıktayız! Kampa çıkmadan önce çantanızı hazırlamak ve doğa sporları için ihtiyacınız olan her şeye ulaşmak için Decathlon’a bakın. Bol keşifler!
Kapak Fotoğrafı: Decathlon
İlk yorumu siz yazın!