Kapadokya denildiğinde akla ilk gelenler nelerdir? Bizim aklımıza ilk gelenler Peribacaları ve balonlar olsa da testi kebabından seramiklere ve şaraba uzanan binlerce özelliği var Kapadokya’nın. Hadi gelin Kapadokya Gezi Rehberi ayrıntılarında neler var bakalım!

Kapadokya Gezi Rehberi
Kapadokya Gezi Rehberi | Fotoğraf: Petiteguide

Kapadokya  Konum

60 milyon yıl önce Erciyes, Hasan Dağı ve Güllü Dağı’nın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların, milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgar tarafından tüflerden oluşan yapıyı aşındırılmasıyla ortaya çıkan, Pers dilinde Güzel Atlar Ülkesi anlamın mucizevi bir güzellik Kapadokya. Bu kurak bölge, inanamayacaksınız ama bundan milyonlarca yıl önce bir iç denizmiş. Volkanik hareketlilikle birlikte, denizi kurumuş ve denizin bulunduğu yerdeki çukur bölge lav ile dolmaya başlamış. Yani Peribacaları’nın oluşmasındaki en büyük ve birinci etken lavların çukur bir bölgede birikmiş olması. Bu lav tabakaları, tek seferde değil de birçok defa lav püskürmesi ve soğuması döngüsüyle oluşmuş. Her ne kadar bu tabakalar sertleşmiş olsalar da rahatlıkla oyulabilecek kadar da yumuşak olduklarını söyleyebilirim. Çok ilginç değil mi?

Hasan Dağı, Kapadokya Gezi Rehberi
Hasan Dağı, Kapadokya Gezi Rehberi | Fotoğraf: Petiteguide

Yanardağlar söndükten sonra her şey bitmiyor tabii ki. Akarsular devreye giriyor. Sertleşmiş lavın üzerinden akan akarsular kayayı aşındırarak derin vadiler oluşmasını sağlıyor. Bu derin vadilerin yamaç kısımları değişik yönlerden esen rüzgarın aşındırması nedeniyle dalgalı bir görünüme sahip oluyor. Rüzgarın aşındırması devam ettikçe bazı bölümler ana parçadan ayrılıyor ve bildiğimiz Peribacası görünümü oluşuyor.

Kapadokya’da İdeal Mevsim

Kapadokya Gezi Rehberi
Kapadokya Gezi Rehberi| Fotoğraf: Petiteguide

Kapadokya’ya her mevsim gidilir desek yanlış olmaz. Kapadokya’da her mevsimin ayrı güzelliği, ayrı bir havası var; büyüsüne kapılıp gidiyorsunuz. Hatta biraz ağız açık dolanıyor insan hayranlıktan. Hem tarihine hem kültürüne kendini hayran bırakıyor. Gezerken, o tarihe dokunmak, oradaki insanlardan tarihi dinlemek, sabahın erken saatinde kalkıp o balonların yükselişini izlerken güneşin doğuşuna şahit olmak inanılmaz haz veriyor insana. Biz biraz ters rüzgar olayından korktuğumuz için balona binmedik ama siz bize bakmayın ve deneyin deriz. 🙂

Kapadokya Çömlekleri
Kapadokya Çömlekleri | Fotoğraf: Petiteguide

Balon öncesinde şu çamurların güzel dünyasına da mutlaka bir bakın; harika! Kapadokya Bölgesi’nde dolaştığınız sürece bu güzelliklerle adım başı karşılaşmanız mümkün.

Balona binmek isterseniz yine de yapılması ve bilmeniz gerekenler;

  • Öncelikle balon turu için fiyatlardan ziyade deneyimli pilotlarla çalışan firmaları tercih edin ve firmayı iyi araştırın.
  • Yolculara uçuş sigortası yapılıp yapılmadığını sorun.
  • Firmaları bulmak için önerimiz; kaldığınız otelin işletmecilerine veya önceden giden arkadaşlarınıza sormanız. Araştırdığımız kadarıyla “SkyWay Balloons” en iyi firmalardan bir tanesi olarak görünüyor ve bu firma ile uçuş deneyimi yaşayan kişilerin olumlu yönde yorumları bulunuyor. Diğer tercih edilebilir firmalar da “Voyager” ve “Royal Baloon“. Otel işletmecileri hem sorumluluk alacağından hem de indirim yaptırabileceğinden onlara sormanızı tavsiye ederiz.
  • Uçuş rotası, havanın durumuna göre farklılık gösterebiliyor ve uçuş yine hava şartlarına bağlı olarak yaklaşık 1 saat sürüyor ama havanın kötü olması durumunda erken iniş gerçekleşebiliyor. Genel olarak “Avanos” ve “Göreme” arasından kalkış yapılıyor.
  • Balonun kalkış saati, sadece sabah gün doğumundan önce olarak bilinse de yoğunluk dönemine göre gün doğumu, gün doğumu sonrası ve gün batımı olarak 3 ayrı zamanda da yapılabiliyor.
  • Gün doğumu için 03:00 gibi uyanmanız gerekiyor. Transfer aracı sizi 04:00 civarı alıyor ve o güzel deneyimi yaşayacağınız yere götürüyor.
  • Balon turu için en ideal aylar: Nisan, Mayıs, Ekim, Kasım ve Ocak diyebiliriz.

Balon turu detaylarından sonra gelelim Kapadokya Bölgesi’nin nasıl gezileceğine!

Kapadokya Gezi Rehberi

Üçhisar Kalesi Konum

Üçhisar Kalesi
Üçhisar Kalesi | Fotoğraf: Fotoğraf: Petiteguide

Kaldığımız otel, tam Üçhisar Kalesi’nin önündeydi, dolayısıyla ilk durağımız bu kale oldu. Bir kere Kapadokya’yı gezecekseniz tırmanmaya, yürümeye, merdiven çıkmaya kendinizi hazırlayın deriz. Üçhisar Kalesi’nde Müze Kart geçtiği için şanslıydık çünkü bölgenin hemen hemen her yerinde Müze Kart kullandık. Eğer Müze Kart’ınız yoksa da mutlaka çıkartmanızı tavsiye ederiz. Gezeceğiniz yerlerdeki bilet alım gişelerinden de rahatlıkla Müze Kart temin edebilirsiniz. Kale, en yüksek yerleşimi olan nokta olduğu için panoramik olarak da bölgenin seyir noktalarından bir tanesi. Bölgeye hakim bir noktada olduğundan mütevellit stratejik önemi büyük. Kalenin bazı bölümleri çökmüş ve dolayısıyla içerisindeki odaların çoğuna ulaşılamadığından belli alanlarını gezebiliyorsunuz ve dışarıdan kalenin zirvesine de ulaşabiliyorsunuz. Panoramik olarak güzel bir seyir noktası olduğu gibi gün batımını da izlemeniz için güzel bir tercih olacağına eminiz.

Derinkuyu ( Yeraltı Şehri)  Konum

Derinkuyu
Derinkuyu | Fotoğraf: Petiteguide

Gelelim gezerken insanın ağzını açık bırakan Yeraltı Şehri‘ne. Yukarıdan baktığınızda hiçbir yeri belli olmasa da yer altına indiğinizde inanamayacağınız büyüklükte olan bu şehir, benzeri bulunmayan bir yer. Bölgede yaşayan insanlar yerin 20 metre altına inşa ettikleri ve sadece %8’inin ziyarete açık olduğu şehrin tarihi M.Ö. 3000 yılına dayanıyor. Hititler’in inşa ettiği, Roma ve Bizans dönemlerinde oyma işlemi devam ettirilerek genişletilmiş olan bu kentte, koridorlarla birbirlerine bağlanan oda ve salonlar, şarap depoları, su mahzenleri, mutfak, erzak depoları, havalandırma bacaları, su kuyuları, kiliseler ve dışarıdan gelebilecek tehlikeleri de önlemek amacıyla kapıyı içten kapatan sürgü taşı yer alıyor. Yeraltı Şehri’nden kiliselere uzanan gizli tünellerin bulunmasının yanı sıra içeriye girdiğinizde yürüme yerleri ne kadar dar olursa olsun havalandırma sistemi bütün Yeraltı Şehri’ne yetecek ve her noktasına gelecek şekilde yapılmış. Giriş katında ahır ve mutfak bulunan şehirde olabilecek saldıralar için yaptıkları sürgü taşlarının ortasındaki delikse bir yandan düşmanı görmek, diğer yandan da kızgın yağ dökerek düşmanı uzaklaştırmak için yapılmış. Kapadokya’nın genelinde ve Derinkuyu’da ışıklandırma için kandilleri koyabilmek adına duvarların üst bölmelerinde oyuklar oluşturulmuş. Yürüme yolları sadece bir kişinin geçebileceği şekilde, kimi zaman da eğilerek geçmek gerekecek şekilde inşa edilmiş. Şehre indikten sonra fenalık basmaması adına inmeden önce bunları bilmenizde fayda var. Tabii ki detaylı tarih bilgisi için Yeraltı Şehri’nin girişinde bulunan tur rehberlerinden de yararlanabilirsiniz. Yine burada da Müze Kart geçtiğinin bilgisini verelim.

Selime Manastırı  Konum

Selime Manastırı
Selime Manastırı | Fotoğraf: Petiteguide

Ihlara Vadisi’ni ararken, “Allah’ım bu da ne!” diyerek geldik Selime Manastırı‘na. İyi ki de Ihlara Vadisi’ni ararken önce buraya gelmişiz. Çünkü vadiden önce buraya enerji harcamak daha iyiydi. Size de vadiden önce burayı gezmenizi tavsiye ederiz aksi halde Selime Manastırı’nı gezmeye haliniz kalmayabilir. Instagram hesabımızda manastırdan bahsetmiştik, ama gelin görün ki manastır hakkındaki bilgiyi olabildiğince kısaltmaya çalışmıştık. Selimiye Manastırı, Ihlara Vadisi’nin hemen bitişinde bulunuyor. Tarihi açıdan büyük öneme sahip olan bu katedralde ilk yüksek sesli ayin ve askeri toplantıların yapıldığı biliniyor. Katedral, Roma, Selçuklu, Hitit, Pers, Asus, Bizans, Danişment ve Osmanlı Devleti’nden izler taşımasının yanı sıra birçok din adamının yetiştirilmesine ev sahipliği de yapmış. Manastıra ulaşmak için biraz tırmanmak gerekiyor. Merak etmeyin düşme tehlikesi yok, korkmadan çıkabilirsiniz. Katedral içindeki mutfak, kilise, şapel, kervan yolu, avlu, şarap evi bölümleri gerçekten dikkat çekici ve hayran bıraktırıcı diyebiliriz. Bu katedral, Roma baskılarına maruz kalan Hristiyanlar’ın ibadetlerini gizli olarak yerine getirmek amacıyla inşa ediliyor. Katedralin hemen karşısında da Selime Sultan Türbesi bulunuyor.

Ihlara Vadisi Konum

Ihlara Vadisi
Ihlara Vadisi | Fotoğraf: Petiteguide

Ihlara Vadisi’ne gittiğimizde aşağı insek mi inmesek mi diye önce düşündük. Sebebi; fotoğraftan da anlayacağınız gibi her çıkışın bir inişi var adlı merdiven eseri. “Bu kadar geldik inelim, dinlenir öyle çıkarız.” dedik ve iyi ki de öyle yapmışız. Tabii ki inmek ve vadinin içinde gezmek kolaydı ama çıkış! “Aman Tanrım!” dedirtip kalbinizin yerinden çıkacak şekilde çarpmasına sebep… “Amaan abartma!” demeyin, gerçekten spor yapıyor olmamıza rağmen (yani kondisyon var, patates değiliz.) yukarı çıkış ha geldik ha geleceğiz şeklinde geçti. Ama değdi mi? Değdi. Buraya geliyorsanız 3-4 saatinizi gözden çıkarmalısınız.

Zaten gezdikten sonra 2 saat oturup dinleniyor insan. Vadi, Hasan Dağı’ndan püsküren lavların soğuması ve Melendiz Çayı’nın aşındırması ile oluşmuş. Burası en büyük kanyonlardan bir tanesi olarak biliniyor ve vadinin içinde oyularak oluşturulan manastır ve kiliseler bulunuyor. Kiliseler size Melendiz Çayı boyunca eşlik ediyor. Açıkçası biz kiliseleri gezmeden önce Melendiz Çayı’nın hemen üzerinde bulunan ahşaptan yapılmış tatlı mı tatlı ördeklerin olduğu, sadece su sesinin duyulduğu Cennet’e geldik diye şöyle bir yayılıp gözlememizi yiyip nar suyumuzu içip sonra da çayımızı yudumlayarak keyif yapmayı tercih ettik. Kafeye gidene kadar zaten Vadi’nin bir kısmını gezmiş oluyorsunuz. Kafeden sonra birkaç kiliseyi gezdik ve dönüş yoluna geçtik. Vadi’nin içerisinden yukarıda bahsettiğimiz Selime Katedrali’ne kendinize güveniyorsanı yürüyerek gidebilirsiniz, sadece 14 kilometrelik bir yol. 🙂

Ihlara Vadisi’nin hoşumuza giden ve kendine hayran bıraktıran bir tarafı da; Kapadokya Bölgesi’nde yapılan tüm ibadethane ve sığınakların birbirine bir şekilde bağlantılarının olması. Vadide her yer bozkırken Melendiz Çayı’nın olduğu alanda Akdeniz iklimine yakın bir iklim olması da bambaşka bir güzellik.

Göreme Açık Hava Müzesi    Konum

Göreme Açık Hava Müzesi
Göreme Açık Hava Müzesi | Fotoğraf: Petiteguide

Göreme Açık Hava Müzesi, dini eğitim ve düşünce merkezi olarak Kayseri Piskoposu Aziz Basil tarafından 4. yüzyılda kurulmuş ve Hristiyanlık düşüncesine birçok yenilik getiren Aziz Basil’in fikirleri ilk olarak burada öğretilmeye başlanmış. Müze girişinde Rahibeler Manastırı, yani kız öğrencilerin eğitim gördüğü yer bulunuyor. Bu manastırın hemen karşısındaysa Rahipler Manastırı, yani erkek öğrencilerin eğitim gördüğü yer bulunuyor. Bu manastırların içerisinde yemekhaneler, mutfaklar, şapel ve kiliseler bulunuyor. Katlar birbirine tabii ki tünellerle bağlanmış fakat katların hepsini gezme fırsatı olmuyor. Müzedeki şapeller çoğunlukla belli bir kişi için inşa ediliyor ve kiliselerden farklı olarak mezar bölümleri de bulunuyor. Kilise girişlerinde bulunan ve asıl bölümden kolonlarla ayrılan, önemli kişilerin gömüldüğü bir mezarlık görevi gören bu yereyse narteks deniyor. Yine buraya da Ihlara Vadisi gibi fazla zaman ayırmanızı tavsiye ederiz.

Göreme
Göreme | Fotoğraf: Petiteguide

Devrent Vadisi   Konum

Devrent Vadisi
Devrent Vadisi | Fotoğraf: Tripadvisor

Peribacası oluşumlarını görebileceğiniz özel bir yer Devrent Vadisi. Peribacaları’nın şekillerinin bazı canlılara benzetilmesi dolayı burası “Hayal Vadisi” olarak da biliniyor. Vadinin içerisine girmeden üstten görmek için tepelerden birisine çıkmanız gerekiyor.

Avanos Çanak Çömlek Yapımı

Çanak Çömlek Yapımı
Çanak Çömlek Yapımı | Fotoğraf: Pinterest

Kapadokya denilince akla gelen en önemli şeylerden bir tanesi de çanak-çömlekler. Hatta Avonas’ta erkekler çömlek yapmayı bilmiyorsa onlara kız verilmezmiş, sanırım bu yüzden çanak-çömlek konusunda ustalar. 🙂 Siz de burada bulunan atölyelerde yapımları hakkında bilgi alıp kendi çanak /çömleklerinizi yapabilirsiniz.

Kapadokya’da Ne Yenir?

Taka Ev Kahvaltısı
Taka Ev Kahvaltısı | Fotoğraf: Petiteguide

Biz, sabah kahvaltısını balonları izlemenin eşliğinde otelimizde tercih ettik. Gezme esnasında müzelerden sonra veya vadinin içerisinde de genelde gözleme yemeyi tercih ettik. Açıkçası gözleme dışında pek fazla bir seçenek de gözümüze çarpmadı diyebiliriz. Akşamlarıysa daha çok seçenek bulunuyor. Avanos’ta bulunan Bizim Ev Lokantası’nı ve Ürgüp’te Dere Suites’in içerisinde bulunan Lagarto Restoran’ı tercih ettik.

Lagarto Restoran
Lagarto Restoran | Fotoğraf: Petiteguide

Lagarto Restoran’ın içerisinde canlı müzik bulunuyor, mekan şahane, hizmet, yemek, kalite 8 puan. (Şımarmasınlar diye 10 puan vermiyoruz.) Restoranda sanırım neredeyse herkesin doğum günüydü. 🙂 Işıklar kapanıyor, çalgı ekibi masanın yanına geliyor ve bütün mekan hep bir ağızdan tempo tutuyor. Çok tatlı bir ortamdı ama bütün masalara doğum günü vesilesiyle bu seremoninin düzenlenmesi kahkahalara sebep oldu. Birden fazla kez ışıklar kapanıp çalgı ekibi ve garsonun pastayla masaya gelmesi herkesi güldürdü.

En önemli noktaya geldik. Şarap!

Kapadokya denildiğinde nedense aklımıza kırmızı şarap geliyor ama yerlilerinden öğreniyoruz ki, bölgenin asıl üzümü “Emir” yani beyaz şarap. Turasan Şarapçılık, şarap alabileceğiniz, almadan önce tadım da yapabileceğiniz Ürgüp’te bulunan bir yer. Buraya gelmişken Asmalı Konak’a da bir bakıp çıkılabilir, lakin birbirlerine çok yakınlar.

Hacı Bektaş Veli Müzesi, Kapadokya Gezi Rehberi
Hacı Bektaş Veli Müzesi, Kapadokya Gezi Rehberi | Petiteguide

Geldik gezinin sonuna; istemeye istemeye dönüş yolu… Dönerken yine Kapadokya’dan bağımsız olsa da gezi turlarında olan Hacı Bektaş’a da uğrayabilir, Hacı Bektaş Veli Müzesi‘ni de gezebilirsiniz.

Kapadokya’da Konaklama

Kapadokya Gezi Rehberi
Kapadokya Gezi Rehberi | Fotoğraf: Petiteguide

Kapadokya Bölgesinde gezilecek önemli yerler Ürgüp, Göreme, Selime, Ihlara Vadisi, Güzelyurt, Üçhisar, Avanos ve Zelve. Üçhisar’ın konumu bu gezilecek yerlerin tam ortasında olmasından dolayı konaklama için ideal ve diğer yerlere göre daha sakin. Konaklamak için doğal mağara evleri tercih etmenizi öneririz. Üçhisar dışında konaklanabilecek diğer yerler; Göreme, Ürgüp ve Güzelyurt. Biz konaklamak için, odadan pencerenizi açtığınızda sabah erken saatte kalkıp balonları izleyebileceğimiz “Taka Ev“i tercih ettik. Burası butik ve çok güzel bir otel olmasının yanı sıra sonradan yapılmadığı için peribacalarının içerisinde kalma şansına sahipsiniz. O yüzden sizlerle gönül rahatlığı ile paylaşabiliriz. Bir göz atın ve gidecekseniz hemen rezervasyonunuzu yaptırın deriz!

Kapadokya’ya Ulaşım

Kapadokya'ya Ulaşım
Kapadokya’ya Ulaşım | Fotoğraf: Petiteguide

Kapadokya’ya ulaşabilmek için karayolu ve havayolu olarak iki seçeneğiniz bulunuyor. Biz araba ile İstanbul’dan 8 saatte Kapadokya’ya vardık. Uçakla nasıl gelirim derseniz; Nevşehir’e veya Kayseri’ye gelip ardından Havaş ile Kapadokya Bölgesi’ne gidebilirsiniz. Kayseri 1 saat, Nevşehir ise 30 dakika uzaklıkta. Kapadokya Bölgesi’ne geldiğiniz zaman elbette araca ihtiyacınız olacak. Eğer uçak veya otobüs ulaşımını tercih ettiyseniz, araç kiralamanızı tavsiye ederiz çünkü gidenler bilir; bölgede gezilecek yerler arasında mesafeler oldukça fazla. Bölgede toplu taşıma pek yaygın değil ve tahmin edersiniz ki taksiler de oldukça pahalı.

Bir diğer seçenek hakkında da sizi bilgilendirelim; Göreme – Üçhisar arasında dolmuşlar hizmet veriyor. Bölgenin kalabalıklığına göre, seferlerin olup olmadığı konusunda önceden bilgi almanızda yarar var. ATV kullanabilirseniz ATV ile gezme şansınız da mümkün. Ayrıca yerel tur firmalarının da günübirlik turlarına katılabiliyorsunuz. Demek istediğimiz bir şekilde her koldan ulaşım az da olsa mevcut. 🙂

Kapak fotoğrafı: Petiteguide

İlginizi çekebilir: Kapadokya İki Günlük Gezi Rehberi