Türkiye’nin turistik rotalarından ne zaman bahsedilse genelde sohbetler hep aynı şekilde sonlanıyor: “Türkiye cennet gibi ülke!”. Yazı, kışı, ilkbaharı, sonbaharı için birbirinden farklı ve görsel şölen sunan rotalara sahip ülkemizde başımın tacı kesinlikle Kaş. Arkasına Toroslar’ı almış, kafanızı çevirdiğinizde yemyeşil dağları ve Akdeniz’in masmavi sularından başka bir şey görmediğiniz ve kendinizi izole hissettiğiniz ancak son 4-5 yılda inanılmaz popüler hale gelmesi sebebiyle de kalabalığın içinde kaybolduğunuz harika bir destinasyondan bahsediyorum. 2021 yazını nasıl geçireceğimiz meçhul ama siz 2022 yazı için; koylarıyla adeta bir cennet simülasyonu olan Kaş’ı listenize alın derim!

Cennet Simülasyonu Kaş

Ulaşım

Kaş’a nereden ve hangi şekilde geliyor olursanız olun yolculuk yapmaktan fenalaştığınız 7. saatin sonunda, muhtemelen söyleceğiniz ilk şey; “Bir yolculuk bu kadar meşakkatli olmamalı” yönünde olacak. İstanbul’dan araçla 12, Ankara’dan ise ortalama 10 saat süren yolu uçakla gelerek konforlu hale getirmeye çalışmak gibi yanılgılara düşebilirsiniz. Ancak Kaş’a en yakın havalimanı olan Dalaman Havalimanı yaklaşık 150 km, Antalya Havalimanı ise yaklaşık 190 km uzaklıkta. Yolların da oldukça virajlı olduğunu göz önünde bulundurunca uçaktan sonra da ortalama 3 saatlik bir yolunuz kalıyor. Tüm bu zahmete rağmen, Kaş sapağından döndükten sonra sizi karşılayacak manzara karşısında da tek bir şey söyleceğinize eminim “Elf gözlerim neler görüyor?”

Kaş’a kadar gelmişken Saklıkent’e de gideceğim, ordan da Fethiye’ye devam ederim, yol üstünde de Patara’yı gezerim, bir de denize girer ferahlarım gibi sürekli hareket halinde olmayı planladığınız bir tatil hayal etmiyorsanız Kaş’a arabayla gelmenize gerek yok. Yaz aylarında birçok otobüs firmasının Kaş’a seferi bulunuyor. Merkezde kaldığınız sürece hemen hemen her yere yürüyerek ulaşabilirsiniz. Yürümek istemediğinizde de taksi ve dolmuş seçeneklerini kullanarak Kaş içinde çok rahat hareket edebilirsiniz. Aynı şekilde Kaputaş ve Kalkan’a da ulaşabileceğiniz için arabaya çok da ihtiyacınız kalmayacaktır diye düşünüyorum. 

Konaklama

Kaş’ta konaklama yapacağınız yere karar vermeden önce Çukurbağ Yarımadası’nda mı, yoksa merkezde mi kalacağınıza karar vermeniz gerekiyor.

Çukurbağ Yarımadası

Huzurlu ve “otelde vakit geçirme” odaklı bir tatil yapmak istiyorsanız Çukurbağ Yarımadası’nı tercih etmeniz sizin için daha doğru olabilir. Yarımada daha çok otel odaklı bir konaklama imkanı sunuyor ve fiyatlar da bu sebeple merkeze oranla biraz daha yüksek. Ben Çukurbağ’da kalacağım ama merkezin de tüm nimetlerinden yararlanacağım derseniz de dolmuş veya taksilerle kolaylıkla ulaşım sağlayabilirsiniz. Merkez ile Çukurbağ arası yaklaşık 5 km, yani öyle gözünüzde de mesafeyi çok büyütmenize gerek  yok.

Merkez

Kaş’ın ana merkezi Andifli Mahallesi birçok butik otel, pansiyon ve kiralık havuzlu villa imkanı sunuyor. Kendinize uygun olan seçeneği tatilinizden yaklaşık 3-4 ay önceden kararlaştırıp rezervasyon yaptırırsanız, “Maalesef, yerimiz yok.” cevabı aldığınız, heves kıran bir süreç yaşamak zorunda kalmazsınız. Mekanlara, limana ve çarşıya daha yakın olmak, hızlıca kalabalığa karışmak istiyorsanız, merkezde kalmayı düşünebilirsiniz.

Küçükçakıl

Merkezde denize girme seçeneği pek olmadığı için ve denize de biraz daha yakın olayım diye düşünürseniz; Küçükçakıl taraflarında konaklamayı tercih edebilirsiniz.

Konaklama meselesini hallettiğimize göre, sıra geldi kendimizi Akdeniz’in mavi sularına bırakmaya.

Her Gün Başka Bir Koy 

Küçükçakıl

Kaş merkezde yer alan Küçükçakıl’da plaj yok ve tüm tesisler iç içe, kayalıkların üzerine konumlanmış durumda. Herhangi bir tesisten faydalanmak istemezseniz de beach’ler arasındaki küçücük bir aralıktan da denize girebilirsiniz. En popüler olan iki beach; Nur Beach ve Derya Beach’e gitmeyi planlıyorsanız da rezervasyon yaptırmakta fayda var. 

Büyükçakıl

Kaş merkeze 1,5 km mesafedeki Büyükçakıl’a gitmek istiyorsanız, Küçükçakıl’dan denizi yürüyerek takip edebilir, yani kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Küçükçakıl kadar popüler olmayan Büyükçakıl kafa dinlemek için daha uygun bir koy. Yine küçük bir koy olan Büyükçakıl’da şezlong ve şemsiye kullanabileceğiniz küçük işletmeler mevcut. 

Limanağzı

Deniz ulaşımı hariç ulaşım imkanı olmayan Limanağzı’na Kaş Limanı’ndan yarım saatte bir kalkan küçük tekneklerle 15-20 dakika yolculuk sonunda ulaşılabiliyor. Limanağzı’nda bulunan beach’lerden en popüler olanları Nuri’s Beach ve La Moda Beach. Tekne tek tek her beach’in iskelesinde duruyor, siz inmek istediğinizde iniyorsunuz. Oldukça popüler olması nedeni ile gitmek istediğiniz beach’e rezervasyon yaptırmakta fayda var. Sabah saatlerinde durgun olan deniz, akşama doğru oldukça dalgalanıyor. Dolmuş tekneler biraz ufak oldukları için de ciddi anlamda sallanıyorlar, dönüşte daha büyük tekneleri tercih etmenizi tavsiye ederim.

Kaş Camping

Merkezden Çukurbağ Yarımadası’na doğru giderken Kaş Camping’in denizi es geçmemeniz gereken yerlerden biri. Deniz altı canlı çeşitliliği ile de oldukça ünlü olan Kaş’ta, özellikle Kaş Camping’in kayalıklı bir yapıda olması su altında görsel bir şölen yaşamanıza imkan veriyor. Gözlük ve şnorkeliniz bu tatilin en vazgeçilmez ikilisi olacak. 

İnceboğaz

İnceboğaz, Çukurbağ Yarımadası’nın hemen girişinde, yarımadanın inceldiği, bir tarafı Toroslar’a, diğer tarafı ise Akdeniz’in sonsuz sularına bakan harika bir koy. Karşıda Toroslar, solda Çukurbağ’ın kıvrımı dolayısıyla dört tarafınız dağlarla çevrili bir göle giriyormuş gibi hissettiren İnceboğaz’ın bir diğer benzerini de Fethiye Kumburnu’nda görebilirsiniz.

Hidayet’in Koyu

Çukurbağ Yarımadası’nın en popüler koyu olan Hidayet’in Koyu’na ev sahipliği yapan tek beach Blanca Beach. Küçücük bir koyda metrekareye 237 kişi düştüğü için şezlong bulmak neredeyse imkansız olduğu gibi denizde de birine temas etmeden rahatça yüzebilmeniz mümkün değil. Tüm bu dezavantajının yanı sıra mavinin tüm tonlarını barındıran bu harika koyu değerlendirmek istiyorsanız, sabah erken saatlerde gidip öğlen rotanızı başka bir koya çevirebilirsiniz. 

Kaputaş Plajı

Kaş – Kalkan yolu üzerinde bulunan Kaputaş, görenleri her defasında tekrar tekrar büyüleyen bir kanyon ağzı plajı. Turkuaz suları ve bakir doğasıyla tam olarak kendinizi kızgın kumlardan serin sulara bırakmak isteyeceğiniz türden bir yer. Ufak bir kafeterya, şezlong ve tuvalet imkanı mevcut olan plaja 187 basamak inerek ulaşabiliyorsunuz. İnerken hevesle indiğiniz merdivenleri çıkarken iyi anmayacağınıza emin gibiyim. Burası da gün ortasına doğru oldukça kalabalıklaştığı için ve özellikle arabalıysanız park yeri bulmak ve daracık dağ yolunda anlamsız trafiklere maruz kalmamak için sabah erkenden gidip öğlene doğru ayrılmanız gereken yerlerden.

Kekova Tekne Turu

Kaş koyları gerçekten insanı kendine hayran bırakıyor, mavinin tüm tonlarına doyduğunuz harika Kaş tatilinizi hem su altında kalan bir antik kenti görerek ve Roma dondurması da neymiş dedirtecek lezzetteki Kaleköy dondurmasını tadarak taçlandırmak isterseniz yapmanız gereken şey belli; Kaş Limanı’ndan kalkan Kekova tekne turlarına katılmak. Kekova’da batık kent kalıntılarını görmenizi sağlayacak zemini cam, akvaryum tekneler tercih etmeniz tekne turunuzu daha da unutulmaz kılacaktır diye düşünüyorum. Kaleköy’de verilen 1 saatlik molada ise hızlı davranarak, bu küçücük antik Likya kentini keşfedebilirsiniz. Tur teknelerinin demirlediği iskelenin solundaki yolu takip ederek batık kral mezarlarını görebilir, kaleye çıkarak eşsiz manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz. Teknenize geri dönerken de dondurmadan çok “dondurulmuş meyve” yiyormuşsunuz hissi veren, midenize bayram ettirecek ünlü Kaleköy dondurmasından yiyerek buradaki ziyaretinizi sonlandırabilirsiniz. 

Kapak Fotoğrafı: Mert Kahveci (unsplash.com)

İlginizi çekebilir: Esin Bilge Çelik’ten Kaş’ta Scuba Diving