İtiraf edeyim, mukavemete pek takatim yoktur ancak bu sefer tavrı tepemin tasını attırdı. Tutumunda serin kanlı bir aşağılama olduğu gibi, aynı zamanda ona gösterdiğim reddedilemez iyi muamele ve müsamaha düşünülünce, aksiliği iyiden iyiye nankörlük gibi gözüküyordu gözüme.” Kitabı okuduğumda en ilginç paragrafının bu olduğunu düşündüm. İnsanın iç çelişkilerini, insanlar arası iletişimin bağlamdan ayrı düşünülemeyeceğini ve kişilerin söylediklerinden öte duyanın yorumları ile hikâyenin nasıl şekillendiği üzerine uzun uzun düşündüm. Bunun üzerine kitabın modern başkaldırı, pasif direniş ve benim duyduklarım üzerinden değerlendirmesini yapmak istedim.

Herman Melville | Fotoğraf: The New Yorker

Kâtip Bartleby; anlatıcı avukatın işe aldığı ancak zamanla tüm taleplere nazik bir kayıtsızlıkla ‘Yapmamayı tercih ederim.’ diyerek karşılık veren bir kahraman olarak karşımıza çıkıyor. Herman Melville’in modern insanın içsel çelişkilerini bu eserde konu ettiğini düşünen pek çok düşünür ve yazar bulunuyor. Modern dünyaya karşı pasif direnişin simgesi; Katip Bartleby olarak değerlendiriliyor.

Kâtip Bartleby

Kâtip Bartleby’nin bu pasif direnişi (Bu tanımlama doğru olmayabilir. Kitabın bütünü değerlendirildiğinde “yapmamayı tercih ederim” sözü ile kâtip; pasif bir direniş mi sergiliyor, herhangi bir tutum sergilemiyor mu anlamak zor. Bu sebeple tanımlama üzerine okur düşünmeli) yalnızca çalışma hayatına değil, alışılagelmiş davranış kalıplarına ve modern insanın içsel çelişkilerine de ayna tutuyor olabilir. Bartleby’nin tercihsizliği, Stoacı kayıtsızlığa, sivil itaatsizliğe ve pasif direnişin sınırlarına dair bir okuma sunabiliyor. Avukat, Bartleby karşısında kendi konumunu sorgulamak zorunda kalıyor. Bartleby’nin sessiz direnişi kadar, ona yüklenen anlamlar da okuyucunun yorumuna kalıyor.

Anlatı modern insanın içsel çelişkilerine odaklanıyor gibi gözüküyor. Öykü hakkında düşünürken anlatıcı avukat modern insanın içsel çelişkisi, Katip Bartleby iç çelişkilere başkaldıran bir anti-kahramandı. Öykü bittiğinde, anlatıcı avukatın ve Bartleby’nin aslında modern insanın çelişkilerini farklı şekillerde temsil ettiğini fark ettim. Bunlar öyküye romantik (“romantik” kelimesini absürd, rastlantısal, hatta naif ve dramatik bir karşılaşma anlamında kullanıyorum. Romantik olması hakiki olmasında, hakiki olması ise anlam yaratmaya yeltenmemesinden kaynaklanıyor.) perspektifimi aktardığımı gösteriyor. Okumanın ve değerlendirmenin objektif değerlendirmeden açıkça yoksun olduğunu belirtmeliyim.  

Kâtip Bartleby | Fotoğraf: La Bottega di Hamlin

Kâtip Bartleby’nin “yapmamayı tercih ederim” sözü ve ona odaklanan anlatı; özgün olmakla beraber, direnç ile dirençsizlik çizgisinin belirgin olmadığı “şey”i kapsıyor. Alışılagelmişin dışında. Direniş göstermeyen biri ile tüm ilişki yollarını kapatan tutum sergilediğini düşündüm. “Yapmamayı tercih ederim” Bartleby’nin tutumu belirsizlikle baş etmekten korkan modern insanı hatırlattı.

Avukat, kıymeti kendinden menkul hoşgörü-aşağılama, merak-tiksinti gibi duygularla baş etmeye çalışır ve kendine makul hikâyeler uyduruyor. Hayatını ussallaştırıyor. Tutarlı davranıyor. Bartleby ile duygusal bağ kuruyor, onu çözmek istiyor ve ondan rahatsız oluyor.

Kâtip Bartleby | Fotoğraf: Las Furias Magazine

Katip Bartleby’nin “direnişinin kıymeti kendinden menkul”. Direniş bir yere işaret ediyor mu? Bize ne söylüyor? Beslendiği duygular neler? Kâtip Bartleby tercihi, direnç ve hassasiyet barındırıyor. Bu da öykünün ve anlamların kıymetini sorgulatıyor. Godot’yu beklemek gibi. Absürtün içinde anlam arama çabası ve Sisifos gibi. Bartleby pasif bir boşluk yaratıyor ve bu boşluk rahatsız edici. Kâtip Bartleby, Tombs’da (hapishane), yemek yememeyi tercih ettiği için ölüyor.

Bu direnişin kendisi mi kıymetli, ona atfettiğimiz anlam mı? Bartleby’nin direnişi sadece var olduğu için anlamlı mı? Bartleby’nin direnç göstermiyor ve boyun eğmiyor oluşu, okuyanların baş etme trajedisini sorguluyor. 

Karşılaşmalar, bana romantik geliyor. Hikayenin temel karşılaşmasını da romantik anlatı olarak değerlendiriyorum. Bu oldukça absürd bir karşılaşma ve oldukça hakiki! Anlam yaratmıyor, anlamın gerekliliğini sorguluyor.

Şimdilik yapmamayı tercih ediyorum.

Kapak Fotoğrafı: Eylem Kılıç

İlginizi çekebilir: Canan Keles’den Raymond Carver’ın Tekinsizlik Duygusu