“Yaşlanmak doğal bir şey ve her birimizin başına gelecek… Benim tek istediğim her zaman kendim gibi veya en azından kendimin daha yaşlı bir versiyonu gibi görünmek. Bence, çok fazla kozmetik zımbırtılarından yaptırdığında bir başkasına dönüşüyorsun.” / Halle Berry. Yeni yılın ilk farkındalığı biraz can alıcı oldu; benim de artık kazayaklarım var!

30 yaşından itibaren vücudumuzdaki kolajen üretiminin azaldığını biliyordum ama bu kadar dakik olacağını hiç tahmin etmemiştim. Senelerdir cildime özenle bakar ve buna ciddi bütçeler ayırırım. İşte tam olarak bu noktada yapmış olduğum bir hatayı fark ettim; henüz vücudum sağlıklı bir şekilde kolajen üretirken bile, bir dönem kolajen desteği sağlayan hücresel bakım kremleri kullanıyordum. Derler ya, “eğer vücuduna ihtiyacından fazla vitamin veya hormon yüklersen, tembelleşip doğal üretimini yavaşlatır” diye. Korkarım bu sendrom gerçekleşti. Yani sen sen ol boyundan büyük kremlere kalkışma!

Sevgili kazayaklarımı fark eder etmez, tabii ki ilk işim bir botoks randevusu almak oldu. İkinci ve uzun vadede daha etkili olduğunu düşündüğüm aksiyonum ise nemlendirme özelliği olan kremimin yerini, ince çizgilerde etkili olan bir göz çevresi kremiyle değiştirmek oldu. Sonuçta botoks geçici bir süre boyunca (ortalama 3-6 ay) uygulama yapılan bölgeyi uyuşturarak mimiği engelliyor ve dolayısıyla çizgiler derinleşemiyor fakat bir yandan yaşım ilerlerken, natürel olmayan bir görünümle yaşlanmak da istemiyorum. Hele hele dolgulara falan hiç giresim yok. Ben, ben olarak, kendi doğal ifademle yaş almak istiyorum. Dolayısıyla cildimin ihtiyacı olan vitamin ve mineral desteğini karşılayacak seçeneklere yönelmeyi tercih ediyorum.

Öncelikle, göz çevresinde oluşan çizgilere karşı etkili bir çözüm arıyorsak eğer peptit gibi onarıcı içeriklere sahip formüllere yönelmeliyiz çünkü o çizgi olarak görünenler aslında epidermiste oluşan ince bir yaranın yüzeye çukur olarak yansımaları.

Çok da uzun sürmeyen araştırmalarımın sonucunda dikkatimi çeken 4 farklı göz kremi oldu. Bu kremler 30’lu yaşların başından itibaren kullanmaya uygun fakat belirtmem gerekir ki yaşınız her ne olursa olsun, yaşam şekli ve beslenme alışkanlıklarının oluşturduğu bir cilt yaşı var ve cilt bakım ürünleri seçerken buna odaklanmak en doğrusu. Kendimce, hafif çizgilerde etkili bir kremden başlayıp, derin çizgilere de etkili ürünlere değinerek, konuyu zirvede bırakacağım.

Superfood Peptide Eye Cream

İlk dikkatimi çeken, Superfood olarak adlandırılan müthiş besinlerle zenginleştirilmiş, hafif yapıdaki Superfood Peptide Eye Cream oldu. Doğa ve hayvan dostu Youth to People markasının bu kremi, vitaminler açısından çok zengin olan Kale, Ispanak ve hem derinlemesine nemlendirici hem de onarıcı Aloe Vera içeriyor. Çok fresh bir kokusu ve dokusu var ve göz çevresine bakım yapmanın yanı sıra süper bir göz makyaj bazı oluşturuyor.

Satın almak için tıklayın.

Plantscription Anti-Aging Eye Treatment

Fotoğraf: @OriginsViệtNam

Cilt bakım kremlerinin içeriklerine birazcık merak saldığınızda bitkilerin vücudumuza ne kadar faydalı olduğunu hemen fark edersiniz. İkinci önerim The Origins markasının Plantscription Anti-Aging Eye Treatment kremi. Ana içeriği olan Anogeissus Leiocarpa bitkisi sayesinde doğrudan çizgilere odaklanıyor ve ciltteki kolajen üretimine destek oluyor. Aşırı nemlendirici olan bu kremin ince çizgilerdeki etkisi, iki haftalık düzenli kullanım sonucunda fark ediliyor. Fakat eğer göz altı torbası ve morluğu şikayetiniz varsa bu ürün sizi tatmin etmeyecektir. Nispeten daha kalın yapıda olduğu için özellikle aşırı kuru ciltleri çok mutlu edeceğini düşünüyorum.

Satın almak için tıklayın.

Powerful Wrinkle Reducer Eye Cream

Fotoğraf: xameliax.com

Çizgiler tamam da, bu şişkinlik ne olacak dediğini duyar gibiyim. Öncelikle belirtmem gerekir ki, kremlerin yanlış uygulanması sonucunda da göz çevresinde şişkinlik oluşabilir. Kremleri gözümüzün içine uygula-mı-yo-ruz! Göz çukurunun etrafındaki kemikli bölgeye uyguluyoruz ve sihirli formüller ilgili yerlere kendilerini iletiyorlar. Burada anlaştığımıza göre, göz çevresinde oluşan çizgilerin yanı sıra, içerdiği kafein sayesinde şişkinlik problemine de etkili olan Kiehl’s markasının Powerful Wrinkle Reducer Eye Cream’ini tavsiye edebilirim. İnce dokusu hızlıca cilde nüfuz ediyor, bakır ve kalsiyum içererek hem çizgilerin görünümünü azaltıyor, hem de derinlemesine nemlendiriyor.

Satın almak için tıklayın.

Benefiance Wrinkle Resist24 Intensive Eye Contour Cream

Fotoğraf: ebay.com

Son ve 5 yıldızlı önerim Shiseido’nun Benefiance Wrinkle Resist24 Intensive Eye Contour Cream ürünü. Shiseido, özellikle hayran olduğum ve şimdiye kadar hangi ürününü denediysem çok memnun kaldığım bir marka. Benefiance serisiyle malum, ilk defa tanışıyorum. Aşırı zengin yapısı ve içerdiği Hiyalüronik asit sayesinde çok kuru ciltleri bile kolaylıkla tatmin edecektir. Bunun yanı sıra Wrinkle Resist24 isimli özel formülü sadece kaz ayaklarının değil tüm göz çevresindeki çizgilerin görünümünü azaltıyor. Bu kremi mutlaka kaş ortasına da uygulamanızı tavsiye ederim. Temiz cilde önce tonik sonra nemlendirici uyguladıktan sonra, son adım olarak göz çevresine toplam bir bezelye tanesi kadar uyguladığınızda elde edeceğiniz pürüzsüz, ipek gibi ve aydınlık sonuca inanamayacaksınız!

Hemen belirteyim, ilk kazayaklarım oluştuğunda düzenli olarak kullanacağım ilk krem bu değil. Şimdilik daha hafif formüller beni tatmin edecektir. Buna değinmemin sebebi ilk saydığım ürünler ile Shiseido’nun arasında olan, teknoloji ve içerikten kaynaklı fiyat farkı.

Satın almak için tıklayın.

Kazayaklarını Sev!

Kazayaklarımı ilk gördüğümde “Eyvah!” şeklinde tepki vermiş olabilirim ama düşününce, iyi ki ilk çizgi endişem alnımın ortasında veya kaşlarımın arasındaki çizgilerin derinleşmesi olacağına, çok gülmekten dolayı ortaya çıkan kazayaklarım oldu. Demek ki senelerim endişe, sinir, gerginlik içinde değil; çoğunlukla neşe ve kahkahayla geçmiş. Beni tanıyanlar bilir zaten, gülmeye ve güldürmeye pek meraklıyımdır. Hadi bakalım, sev kaz ayaklarını ve varlıklarına teşekkür et sevgili 30+!

İlginizi çekebilir: Deniz Konuk’tan Uyku Maskeleri