Keşif Sineması’nın bu haftaki konuğu bir başka kusursuz İngiliz bağımsızı Tyrannosaur. Oyunculuğuyla tanıdığımız Paddy Considine kamera arkasında ilk denemesini yaparken, Olivia Colman da kolay kolay hafızalarınızdan silinmeyecek bir performans sunuyor. “İzleyen bir, izlemeyen bin pişman.” diye satmayı da unutmayalım.

Tyrannosaur-2

Sizler ne kadar ilgi duyuyorsunuz bilmem ama kamera önünden arkasına geçen oyuncuların bu kararı almalarındaki sebepleri pek merak ediyorum. Genelde saf değiştiren aktörler filmi çektikten sonra bir talk show’dan diğerine promosyon turlarına çıkınca esasında meslektaşlarının ne kadar da kaprisli olduğunu ancak yönetmen koltuğuna oturduklarında anladıklarını söylüyor. Paddy Considine, belki bir George Clooney ya da Ben Affleck kadar gürültülü olmasa da 2007’deki ilk kısa filminden sonra kendi yazdığı senaryosu için işin oyunculuk kısmını başkalarına bırakıp işin başına geçmiş. Henüz ikinci bir uzun metrajın haberi yok; fakat Tyrannosaur’un son yıllarda izlediğimiz en kuvvetli ilk filmlerden biri olduğunu söylemeliyim.

still-of-olivia-colman-in-tyrannosaur-(2011)

Film öfkeyle yoğrulmuş bir adamın günün birinde kendisine oldukça zıt karaktere sahip bir kadınla yollarının kesişmesini anlatıyor. Hannah isimli bu kadın kocasından her türlü kötülüğü görmesine rağmen oldukça naif bir ruha sahip. Sakin mizacıyla şiddet dolu çevresinin içerisinde adeta parlıyor. Çalıştığı markette satılan dini objeler bile Hannah’nın karakteriyle ilgili bize ipuçları veriyor esasında. Asla kendini savunamayacağını düşünüyor ve bu aldanma sebebiyle de filmin büyük bir kısmını efkarlanarak geçiriyoruz.

tyrannosaur

Diğer yanda ise Joseph var. Hannah’nın eşinin daha yontulmuş, daha bilinçli hali. Şiddetten ve öfkeden beslenen bir adam. Öyle ki ani çıkışlarına engel olamıyor, kendini kontrol etmekte güçlük çekiyor. İşte iki farklı dünyadan geliyormuş gibi gözüken bu insanlar buluşunca da ortaya nasıl bir şey çıkacağını merakla bekliyorsunuz. Uzunca bir süre sabit tansiyonda ilerleyen Tyrannosaur, özellikle son çeyreğinde sunduğu düşünülmüş sürprizleriyle benzerlerinden ayrılmayı başarıyor. Diyorum ya, son yıllardaki en kaliteli ilk filmlerden biri. Sırf bu sebepten bile izlenmeyi hak ediyor. Paddy Considine’ın yönetmenliğine de, senaristliğine de Tyrannosaur kalibresinde yeni halkalar eklemesi umarım mümkün olur.

Tyrannosaur-Film-Review

Filmin bu arada BAFTA’dan En İyi İlk Film; BIFA’dan ise En İyi Bağımsız İngiliz Filmi, En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Yönetmen ödüllerini aldığını ekleyeyim. Olivia Colman’ın o yıl The Iron Lady ile birlikte gelen engellenemez yükselişi ITV’nin çok konuşulan dizisi Broadchurch’de başrol kapmasını sağladığı için de ayrıca önem taşıyor. Bu kadar çene çalmamın üzerine izlersiniz artık diye umuyorum. Pişman olmayacağınızın garantisini vererek aramıza katılacak yeni Olivia Colman fanlarına şimdiden “Hoşgeldiniz.” demeyi de unutmayayım. Hiç olmadı biraz Leeds havası alır hayatınıza geri dönersiniz.

tyrannosaur-olivia-colman