Çizgi Romanlar: Edebiyat Uyarlamaları Arasından Favorilerim
Çizgi romanlar okuma hayatımda henüz çok yeni ama bağımlılarını anlamak pek de zor değil. Özellikle yoğun, uzun ve yorucu okumalar arasında soluklanmak için tercih ediyorum. Seçilen türlere göre hem göze hem ruha hitap ediyor. Daha ne olsun!
Çizgi roman listelerini inceleyin:
D&R | Idefix
Aylık kitap önerileri yazılarımda yer alan çizgi romanlar:
***
Çizgi Romanlar
Antonio Altarriba, Kim – Uçma Sanatı
Bu harika çizgi romanda Antonio Altarriba, babasının hayatını anlatmakta. Arka planda İspanya İç Savaşı varken, babasının yaşadığı köyden kaçışı, kendini bulma ve yeni bir hayat kurma çabaları, sevinçleri, hayal kırıklıkları, annesiyle olan evliliği ve ölümü konu alınıyor. Bir insan 90 yaşında neden intihar eder?
Antonio Altaribba, Kim – Kırık Kanat
Altarriba bu sefer de olayları annesinin tarafından anlatıyor, Kim ise bunları çiziyor. Yine çok dokunaklı bir hikaye var karşımızda. Bir kadının mücadelesine, bir annenin ve bir eşin hayatına tanık oluyoruz. En az ilki kadar dokunaklı ve hüzünlü buldum kitabı. Özellikle -her iki kitapta da- Altarriba’nın anne- babasıyla ilgili yazdığı şeyler çok hüzünlendirdi beni. Kitaplar kaç zamandır kütüphanemde bekliyordu, bilseydim daha evvel okurdum.
Hakan Dedeoğlu & Sadi Güran – Tırnova 1883: Rumeli Kabusu
1883’te Takvim-i Vakai’de yayımlanan bir mektup herkesin ilgisini çekmişti… Osmanlı’nın Rumeli Toprakları’nda bulunan Tırnova’da geçen, esrarengiz ve bir o kadar korkutucu olan olay Dedeoğlu ve Güran sayesinde, aslına sadık kalarak çizgi romanlaştırılmış. Çizimler çok güzel, metinler de öyle… Dil ve üslup açısından da, dönemin diline yakınlığı ve anlaşılırlığı, akıcılığı açısından da çok beğenerek okudum. İnsanlar oldum olası vampir, hortlak yahut canavar gibi birtakım şeylere meraklılardı demek ki… Ayrıca kitabın sonunda mektubun kendisi de paylaşılmış.
O.Pantoja, M.Bustos, F.Camarso, T.Cordoba – Gabo
Bu ayın çizgi romanı, çok sevdiğim, severek okuduğum kitapların yazarı Gabriel Garcia Marquez’in çocukluğundan, Nobel Ödülü aldığı döneme kadar olan zamanın resmedildiği ‘’Gabo’’. Anne ve babasından ayrı büyüyen Gabo, uzunca süre anneannesi ve dedesiyle yaşar. Hassas ve gözlemci bir çocuktur. İleride yazacağı romanların tohumları çocukluk anılarıyla atılır. Aşık olur, evlenir, çocukları olur, çalışır, dönemin önemli isimleriyle yolları kesişir ve bir yandan da yazar. Marquez’in hayatı üç farklı çizer tarafından resmedilmiş. Okuması da çizgilere bakması da keyifliydi.
Etienne Davodeau – Cahiller
Vedat Milor’ün önsözünü yazdığı çizgi roman, çizgi roman yazarı ile şarap üreticisinin birbirlerinin mesleki serüvenlerine şahit olarak aydınlanmalarını konu alıyor. Çizimler güzel, diyaloglar keyifliydi fakat ne çizgi roman dünyasına ne de şarap üretimine meraklı olmadığımdan okurken biraz sıkıldım. Aslında en başta bir şeyler öğrenecek olmak hoş gelmişti. Kitabın ortasına kadar bu yüzden ısrarla okudum ancak sonrasında kendimi sıkmak istemedim. Çizgi roman sevenler ve ilgili konuları merak edenler için keyifli bir okuma olabilir.
Benjamin Flao – Kililana Şarkısı
Uzun zamandır çizgi roman okumuyordum. Fiyatları pahalı olduğu için dikkatli seçmeye çalışıyor çok fazla almıyorum. Yeni yılla birlikte, aralarda, tekrar okumaya başlayacağım. Bu senenin ilk çizgi romanı olarak Naimîn hikayesini seçtim… Naim, Kenya’da teyzesiyle yaşayan yetim bir çocuktur. Medreseye gitmek istemediği için sık sık kaçarak ağabeyini öfkelendirir. Takım adaların birinde, çalılıklarda yaşayan Ali adındaki meczup adamla yolları keşisince olaylar başlar. Halkın yaşadıkları bitmezmiş gibi bir de başlarına, kıyılara tatil beldesi yapmak isteyen Fransızlar çıkar… Hikaye çok etkileyici olmasa da çizimler harikaydı. Değişik bir tarz okumak da iyi geldi uzun zaman sonra.
Zeina Abirached – Kırlangıç Oyunu
Birkaç aydır çizgi roman okumuyor, dolayısıyla yazılarımda da bahsetmiyordum. Bu ay çok ağır kitaplar okuyunca, son günleri biraz daha hafif ve rahatlatıcı şeyler okumaya ayırmak istedim. Lübnan asıllı yazar ve çizer Abirached, 1984 yılında Lübnan’da yaşanan iç savaşı, Beyrut’taki bir apartmanda bir grup insanın yaşadıklarından yola çıkarak okuyucuya sunuyor. Ölen insanlar, bomba sesleri, ailesine ulaşamayan çocuklar, birini kurtarmaya çıkıp geri dönemeyen komşular gibi yaşanmış olayların anlatıldığı çizgi roman oldukça hüzünlü ve dramatik. Kitap, Fransa’da oldukça ses getirmiş. Kimilerine göre ‘Persepolis’ten daha iyiymiş. Onu henüz okumadığım için bilemiyorum ama ‘Kırlangıç Oyunu’nu tavsiye ederim.
Logicomix – Apostolos Doksiadis
Britanyalı ünlü filozof, matematikçi ve tarihçi Bertrand Russell’ın yaşamından yola çıkarak felsefe, mantık ve matematik konularına eğilen çizgi roman, okuduktan sonra anladım ki, boşu boşuna bu kadar övülmüyormuş! Russell’ın dışında, Frege’den Gödel’e, Hibet’ten Wittgenstein’a 20. Yüzyılın felsefe devleri, hikayede kendini gösteriyor. Mantık ve matematik dünyasının kafasında deli sorular, çılgın filozoflar, kafayı üşüten matematikçiler, Russell’ın özel hayatında yaşadıkları, savaşın düşündürdükleri ve davası için bir ömür harcayan insanlar… Bu kitap bir harika dostum! Herkes sever mi bilmem ama ben, daha önce okumadığıma pişman oldum.
Fabio Moon & Gabriel Ba – Güngezgini
Bras de Oliva Domingos adlı, ölüm ilanları yazarak hayatını kazanan bir adamın, hayat hikayesinin çeşitli varsyasyonlarının anlatıldığı bir çizgi roman ‘Güngezgini’. Görünen o ki, camiada bayağı beğeniliyor ve ilgi görüyor, hayranı çok. Ben henüz o camianın içinde değilim. Ancak, ikiz kardeşlerin kurgusunu ve çizimlerini, diyaloglarını pek beğendim. Hikayenin birinde Bras, küçük bir çocukken ölürken, diğerinde ünlü bir yazar olarak hikaye başlar. Birinde evli çocuklu bir adamken, diğerinde yalnız bir geçtir. Yani aslında, biz insanların ‘Böyle olmasaydı ne olurdu acaba?’ diye düşünüp durduğumuz olur ya, işte bu çizgi romanda bunun üzerinde gidilmiş. Çizimler zaten muhteşem, ilgilenenler beğeneceklerdir.
Etgar Keret & Asaf Hanuka – Bilek Kesenler
Desiree ve Zia’nın aşkı biter, ayrılırlar. Zia acılar içindedir ve sonunda hayatına son vermek ister. İntihar ederek kurtulacağını düşünür ancak pek de öyle olmaz. Gözlerini açtığında kendisini, kendi gibi sadece intihar edenlerin bulunduğu bir evrende bulur. Acıları ise aynıdır. Derken bir arkadaş edinir ve eski sevgilisi Desiree’nin de intihar ettiğini tesadüfen öğrenir. Hayat bitmiştir ama aşkı kalmıştır. Zia, sevdiği kızın peşine düşer… Absürd bir hikaye ‘Bilek Kesenler’ ama çok da keyifli. Çizgi roman olarak okumak da hoşuma gitti. Belki filmini izleyenler vardır aranızda, benim bilindiği üzere pek film kültürüm yoktur. Çizgi roman sevenler beğenebilirler.
Sorel&Seksik – Stefan Zweig’ın Son Günleri
Bu ayla birlikte okuma konusunda yeni bir deneyime yelken açıyorum ve çizgi roman okumaya başlıyorum. Hayatım boyunca hiç okumadığım bir tür olduğundan ne seçeceğimi bilemedim ama sağ olsun dükkan sahibi yardımıma yetişti ve bana birbirinden güzel çizgi romanlar önerdi. Bunlardan biri de çok sevdiğim Zweig’ın son günlerinin anlatıldığıydı. Zweig’ın ikinci eşiyle Brezilya’da geçirdiği günlerin anlatıldığı çizgi romanı okumak hem hüzünlü hem de keyifliydi bir deneyim oldu benim için. Çizimlerin olması ne kadar hayal gücünü etkilese de, farklı bir tecrübe olduğu kesin ve ben bundan hoşlandım. İçinizde ilgisini çekenler olursa internet üzerinden araştırabilirler.
Joao Amaral – Filin Yolculuğu
Jose Saramago’nun, bir filin Portekiz’den Avusturya’ya yaptığı altı aylık yolculuğu anlattığı kitabının çizgi roman versiyonu ‘Filin Yolculuğu’. Kitabı okumadığım için, çizgi romanla kıyaslayamıyorum ama yazar Saramago olması açısından, hikayenin çizgi romanda tam manasıyla anlatılabildiğini sanmıyorum. Hikaye güzel, çizimlerse müthiş… Keyifle okuduğumu söyleyebilirim ama esas yorumu, kitabın orjinalini okuduktan sonra yapabileceğimi sanıyorum.
Onfray & Le Roy – Nietzsche, Özgürlüğü Yaratmak
Bu ayki üç çizgi romanımdan en çok sevdiğim şüphesiz ki buydu! Nietzsche’nin hayat hikayesinin etkileyiciliğinin yanı sıra çizimler de muhteşemdi! Özellikle en etkilendiğim çizimler, o dayanılmaz baş ağrıları çeker, korkunç rüyaları görürken resmedilenlerdi. Çok etkileyici bir çizgi roman olduğunu söyleyebilirim. Nietzsche’nin hayatının en kritik yerlerine, en önemli sözlerine yer verilmiş. Doğumundan ölümüne kadar bir Nietzsche çizgi romanı… Kitaplarının ancak 2000’li yıllarda okunup anlaşılacağını söylüyordu, iyi ki bu yılları görmedi.
İlk yorumu siz yazın!