Zihninizi Tazelemek İçin Minik Öneriler
Dinlenmek ve nefes almak istediğimde kaçtığım ilk yer doğa oluyor. Ancak her yorgunlukta, zihnimizi bir türlü boşaltamadığımızda “kaçmak” veya “uzaklaşmak” fiziksel olarak mümkün olmuyor. Böyle zamanlarda bizim güzel kurtarıcımız, hayatımızın en güzel parçası sanat yardımımıza koşuyor. Farklı açılar, fikirler ve bambaşka gerçeklikler bizi uzaklaştırıyor en ihtiyacımız olan anlarda. Güzel bir uykuyla veya dinlenmekle geçmeyen o zihinsel yorgunluklar bir anda geçiveriyor; bakış açımızı değiştiren veya genişleten o ışıltılı keşiflerle tazeleniyoruz.
Yaz sıcaklarına rağmen klima karşısında gün boyu köşe koltukta yatarak dinlenmek yerine sokağa çıkmaya hazırsanız zihninizi açacak ve sizi dinlendirecek önerilerim var! Gün sonunda hafiflemiş hissedeceğiniz minik bir tur…
Bu zihinsel yenilenme için size ilk tavsiyem Pera Müzesi’nin film gösterimlerine göz atmanız olacak. Bu haziran ayında sıcak yaz mevsimimize Nordik esintiler getiriyor Pera Film, o keyif dolu yaşıyorlar diye bildiğimiz o güzel insanların hayatlarını izlemek, kendi karmaşanızdan uzaklaşmak için en ideal yöntemlerden olabilir. Belki hayata karşı hırssız oluşlarından, belki göz kamaştıran manzaralardan etkilenerek kuzeye yolculuk hayaliyle oradan ayrılabilirsiniz. Yaz mevsiminde serin ve sessiz günler için tam yerinde hayalleriniz olacak yani! Pera Film’in bu film programından (Beyaz Gecelerin Alacakaranlığında) önce geçtiğimiz hafta ARTER ve Başka Sinema işbirliğiyle düzenlediği Sinemada John Berger başlıklı film gösterimini kaçırdığınıza üzüleceksiniz… Çünkü bu filmler bir başka durağınız olan ARTER‘deki Görme Biçimleri adlı sergi ile bağlantılıydı. Adını birçok insanın sanat bakışını şekillendirmiş yazar, ressam ve eleştirmen John Berger’in 1972′de yayımladığı aynı adlı Görme Biçimleri kitabından alan sergi görme eylemini yeniden deneyimlemenize sebep oluyor. Farklı bir bakış açışıyla, tarih ve politikayla, bildiğinize inandıklarınızla anlam kazanan bir eylem oluyor görmek Arter’de. Farklı form ve işlevleri olan eserler izleyicinin bilinçli veya otomatik olarak algıladıklarını fark etme, yarattığı gerçekliği dışarıdan görme deneyimini güçlendiriyor.
Burada beni en çok oyalayan ve keyif veren eser son katta bulunan Grayson Perry’nin A Map Of Days isimli haritası oldu. Bende en ince ayrıntısına kadar inceleme arzusu uyandıran içindeki bir dolu gönderme bulunan, farkına varması heyecan veren detaylar içeren eser bu sergideki favorim oldu. Grayson Perry hayatın her alanına göndermeler yapan, sıradanlıktan tamamen uzak, ayrıntılı, zengin ve önünden ayrılması mümkün olmayan bu eser ile beni fazlasıyla etkiledi. Grayson Perry’nin daha önce karşıma çıkan eseri The Walthamstow Tapestry olmuştu, Kopenhag’da bulunan modern sanat müzesi Arken’de gördüğüm bu eser yine fazlasıyla aklımda kalanlar arasındaydı. Eğer A Map Of Days size de keyif veren bir eser olursa, Grayson Perry’nin işlerini takip etmenizi öneririm! Çünkü eserleri birbirinden bambaşka, ancak aynı derecede lezzetli… Pera Film’in gösterim programında kendinize uygun bir şeyler bulduğunuz anda, ARTER sonrası bir yemek veya kahve molası sonrası Pera Müzesi’nde filminizi görmeye geçebilirsiniz! Eğer zamanınız olursa iki harika sergi görmeniz mümkün burada da; José Sancho, Erotik Doğa ve Çiftdüşün – Çiftgörü.
Ve son tavsiyem ise en güzel kaçış yollarından biri olan kitaplara dair olacak. Tavsiye edeceğim 3 kitap da beni şaşırtan ve farklı bakış açıları kazandıran teoriler içeriyordu. Bu yüzden Görme Biçimleri ve Çiftdüşün – Çiftgörü sergisinden sonra çok güzel gideceğine inanıyorum. Bunun yanında okuduğumda beni şaşırtan bu kitaplar bir yandan da keşfedecek, öğrenecek sınırsız bir dünya olduğunu hatırlatıp heyecanlandıranlar arasında yer alıyor. Yani, dinlenmek için koşar olduğumuz o ekranlardan çok daha dinlendirici ve zihin açıcı olan bu kitaplara bir göz atmalısınız! İlk tavsiyem John Berger’den Görme Biçimleri olacak, eğer okumadıysanız ARTER’deki sergiyi gördükten sonra John Berger’in kitaplarından okumak isteyeceğinizi düşündüğümden başlamak için Görme Biçimleri’ni seçmenizi öneririm. Sonrasında seçimi size bırakıyorum, zaten bundan sonra bakmaya ve görmeye yüklediğiniz anlam değişir ve tüm bunların üzerine düşünmek sizin için bir tutku haline gelirse John Berger okumayı bırakabileceğinizi düşünmüyorum. Ayrıca bu kitaba ek olarak Sinemada John Berger gösterimlerinde yer alan filmlere de göz atmanız gerektiğini de eklemek istedim. İkinci kitap tavsiyem Theodor W. Adorno‘dan Kültür Endüstirisi – Kültür Yönetimi; Adorno’nun kültüre, kültür endüstrisine dair yıllar önce yazdıklarının gerçekleşmiş olması rahatsız edici gelirken bir yandan da farkına varmanızı sağlayacak. Sanatın eleştirelliğini, bireyselliğini kaybederek maddi bir hale bürünmesini Adorno ile keşfetmek harika, zaman zaman kötümser bir ruh haline bürünmenize sebebiyet verdiği de atlamak istemediğim bir ayrıntı. Son önerim ise Metis Yayınları’ndan çıkmış olan, edebiyatın ve psikanalizin önemli isimlerinden alıntılar içeren ve hüsran, tatmin, deneyimler üzerine kafa yorduran kitap Adam Phillips – Kaçırdıklarımız. Kaçırdıklarımız‘ı tavsiye etme sebebim; kendinize, ilişkilerinize ve hayatınıza bakışınıza katacakları olduğuna inanmam. Yazarın tragedyalardan ve komedyalardan yola çıkarak yaptığı analiz ve açıklamalar duyguların temel, insani yanlarını hatırlatırken okuyucunun hayata dair atlamış olduğu birçok ayrıntıyı farkına varmasını sağlıyor; her zaman daha ileri gitmeye veya geçmişe dair bir şeyleri değiştirmeye çabalarken, benliğimizi, olduğumuz yerin varlığını ve gerçekliğini unutuyor oluşumuz gibi…
“Dünyanın içinden geçen yolu bulmak
Daha zordur dünyanın ötesine gideni bulmaktan”
– Wallace Stevens, Papini’ye Cevap
Son olarak, 2017 yazının keyifli, bol güneşli, zihninizi dinlendirebildiğiniz ve yeni yeni bilgilerle doldurduğunuz bir yaz olmasını dilerim!
İlk yorumu siz yazın!