Kırmızı perdenin ayakta alkışlar eşliğinde kapanışı ve sonu gelmeyen coşkulu alkışların ardından koşarak geri dönüp yüzünde haklı bir gururla bir kere daha selam veren bir oyuncu kadrosu.. Yanımda genelde annem, ablam, babam ve çocuk aklımla başlattığım her oyuna bir koku atfetme çabası sonucu aklımda kalan her oyuna ait belirgin bir koku… Şimdi ise bu deneyim online olarak bir karşılık bulmaya çalışıyor. Bu yazımda da bu yeni deneyimlerden birinden bahsedeceğim: Köpek Kalbi.

Köpek Kalbi | Fotoğraf: 724kultursanat.com

Anlayacağınız tiyatroda hep güzel anılarım var. İlkokuldan liseye kadar sıklıkla okuldaki gösterilerde sahne aldıktan sonra lisede ne oldu bilinmez birden bire sahneye çıkmak beni korkutur oldu. Ama tiyatroya olan sevgim hiçbir zaman azalmadı. Kendim oynayamadım belki ama sahne tozunu yutmuştum bir kere, kendisinden hiçbir zaman vazgeçemedim. Hepimizin zorlu zamanlar geçirdiği bu günlerdeyse hayatıma hep pozitif şeyler katan tiyatroyu çok arar olduğumu fark ettim. Bu esnadaysa yardımıma Moda Sahnesi koştu. Bir gece artık tüm içeriklerini sömürdüğüm Netflix eşliğinde sıkkın bir vaziyette e-postalarıma bakarken Moda Sahnesi’nin oyunlarını canlı gösterime açtığını gördüm. Sitelerine girerek istediğiniz oyunu seçebiliyor ve tabir-i caizse gönlünüzden ne koparsa ödeyerek kimi sezonlar asla bilet bulamadığımız bir nevi kapalı gişe oynamayı huy edinmiş oyunlara bile bilet alabiliyorsunuz.

Biz bu durumu fırsat bilerek ailecek Köpek Kalbi’ni izledik. Mihail Bulgakov’un eserinden uyarlanmış Köpek Kalbi, tek perdelik harika bir satir. O kadar uzun zamandır beni bu denli düşündüren bir şey izlememişim ki, tiyatro sonrası oyunun üstüne konuşmak, kitaptan bazı kısımları okuyup tartışmak beynim ve ruhum için taze ve derin bir nefes gibi geldi. ‘Netflix and chill’den yanmış beynim bana teşekkür etti diyebilirim.

Peki oyunda ne oluyor derseniz, konumuz şöyle: Çılgın doktor Profesör Filipoviç hastalarını gençleştirmek üzerine değişik deneysel çalışmalar yapmaktadır. Bunun için üzerinde çalışmak üzere yardımcısıyla birlikte bir sokak köpeği olan Şarik’i laboratuvarına getirirler. Şarik’in hipofiz ve testis bezlerini bir insanınkiyle değiştirilir. İşte bundan sonra Şarik’te yaşanan değişimleri gözleriz. Hipofiz bezinin sahibinin özelliklerini taşımaya başlayan Şarik önce yavaş yavaş konuşur, okur, ayaklanır ve sonunda “Yurttaş Bay Şarikov’a” yani bir insana dönüşür. Ne yazık ki hipofiz bezinin geldiği kişinin kabalık, sarkıntılık, tembellik gibi tüm kötü özelliklerine sahip olan Şarik doktor için ciddi sorun yaratırken dönemin Rus bürokrasisi ise kendisine hemen kucak açar. Bu noktada ise Bulgakov’un dahiyane eleştirel bakışı devreye girer. Kendisi sokak köpeği Şarik üzerinden usta bir şekilde dönemin yeni komünist sınıfını eleştirirken bir yandan doktor üzerinden de aristokrat sınıfı hicvetmeyi başarır.

Eğer siz de benim gibi politik satirlerden hoşlanıyorsanız bu kısımları çok seveceğinizi garanti edebilirim. Ayrıca tiyatroda yaratıcı dekor ve sahnelerin kullanılmasını ve bale ile tiyatronun harmanlanmasını çok seven biri olarak Emre Tandoğan’ın kurguladığı bu oyunu beğenmemek ve kendisini takdir etmemek mümkün değil. Şayet siz de Netflix’i bitirdim diyenlerdenseniz veya belki sahne özleminiz ağır basıyorsa veya sanal da olsa biraz sahne tozu yutmak istiyorsanız bu zor günlerde Moda Sahnesi’ne bir şans vermenizi tavsiye ederim.

Şahsen ben her şey normale döndüğünde küçük bir kafede güzel bir kahvenin ardından Moda Sahnesi’ne gidip günlük hayatın telaşından biraz kaçarak kendimi ilham verici bir oyuna kaptırmayı heyecanla bekliyorum. Ancak bunun için her şey normale döndüğünde bizi bekleyen bir Moda Sahnesi olması şart. Bu ise benim, sizin, kısacası tiyatroyu seven ve tiyatro sayesinde hayatı birazcık da olsa renklenmiş  herkesin elinde. 

Sizleri Bulgakov’dan çok sevdiğim bir alıntı ve biricik tiyatrolarımızın her zaman bizimle kalması temennisiyle uğurluyorum: “Şunu anlayın ki, asıl korkunç olan artık köpek kalbi değil, insan kalbi taşıması. Yani doğada var olanlar arasında en rezilini.”

Moda Sahnesi’nden bilet almak için

İlginizi çekebilir: Eda Geven’den Sahne Tozu Dijital Platformlarda