Son yıllarda Danimarka’nın başkenti Kopenhag‘da butik fırın ve pastanecilik anlamında bir devrim yaşanıyor. Şehrin farklı noktalarında bulunan ve adından sıkça söz ettiren fırın, pastane gibi butik işletmelere her yıl yenileri ekleniyor. Danimarka’da yükselen bu trend, 3. dalga fırıncılık olarak ifade edilmeye başlanmış. Kahveciliğin dönüşümüne atıfta bulunan bu tanımlama bize gösteriyor ki; merkezinde un, su ve yumurta bulunan ve tarihin en eski uğraşılarından olan fırıncılık, Danimarka’da yeniden keşfedilip, modernize ediliyor. Bu yazımda da sizlere 3. dalga fırıncılık etkisi altında gelişen Kopenhag’da üç butik fırın önerisi sunacağım.

kjh-06
Cardamom Bun | Fotoğraf: Instagram/@hartbageri

Geçtiğimiz sene Aralık ayında Kopenhag’da yaşanan bu dönüşümü yerinde görme fırsatım olmuştu. Fırınların hem işletmecileri, hem de çalışanları ağırlıklı olarak gençlerden oluşuyor. İyi okullardan mezun, potansiyelli gençlerin beyaz yakalı kariyer hayalleri yerine, butik fırın ve pastane işletmeciliğini tercih ediyor olmalarına doğrusu hayret etmiştim.

Oturduğumuz kafelerden birinde sohbet etme fırsatı bulduğum bir Danimarkalı yaşanan dönüşümü şöyle izah ediyordu: “Son birkaç yıldır fırınların önünde oluşan ekmek kuyrukları görmeye başladık. Bu durum soğuk İskandinav ülkelerinde çok görmeye alışık olduğumuz bir şey değil. Şaşkınız ama şikayetçi değiliz, çünkü burada her şey çok lezzetli.

Kopenhag’da 3 Butik Fırın Önerisi

Deneyimleme şansı bulduğum 3 butik fırını size kısa kısa anlatmak istedim. Bir gün belki yolunuz Kopenhag’a düşer ve bu fırınlara uğrarsınız. Merak etmeyin hepsi için kefilim, asla pişman olmayacaksınız!

Hart Bageri Konum

Hart Bageri çok sevimli bir mahalle fırını. Kurucusu Richard Hart, uzun yıllar San Francisco’nun dünyaca tanınan fırını Tartine Bakery’de baş fırıncı olarak çalışmış. 2018 yılında da Kopenhag’a taşınmasının ardından Hart Bageri’yi, dünyanın en iyi restoranları arasında gösterilen Noma’nın da aynı zamanda sahibi olan René Redzepi ile ortaklaşa açmışlar.

Vitrin adeta görsel bir şölen sunuyor, ne yiyeceğinizi seçmek hiç kolay değil. Benim favorim Kardemommebolle – cardamom bun – olmuştu. Bunu kakule çöreği ve kruvasan karışımı gibi düşünebilirsiniz. Dış kısmı çıtır çıtır ve karamelize dokuya sahip, iç kısımda ise burnunuza mis gibi tereyağı ve kakule kokuları geliyor.

Juno the Bakery Konum

Birçoklarına göre Juno the Bakery tartışmasız şehrin en iyisi. Benim için seçim yapmak hem zor hem de manasız, çünkü bu 3 yer de birbirinden özel lezzet durakları. Buranın fark yaratan mamulü çıtır kruvasanı. Paris’te dahi daha iyisini bulamayacağınız söyleniyor. Dünyanın en çok takip edilen yemek bloglarında da buna benzer yorumları görmek mümkün. Klasik kruvasanın haricinde fıstıklı ve bademli avuç büyüklüğünde daire şeklinde kruvasan çeşitleri de mevcut.

Buranın sahibi de eski bir Noma şefi olan İsveçli Emil Glaser. Benim favorim ise saffran snurre. Türkçe safran burgusu olarak düşünebiliriz. İsveç’e ait bir leziz bir hamur işi, silme safran ile dolu.

Mirabelle Bakery Konum

Mirabelle Bakery’nin sahibi şef Christian Puglisi. Puglisi, René Redzepi ile birlikte Danimarka’nın dünya gastronomisinin başkenti olmasındaki en önemli pay sahiplerinden. Puglisi’nin Kopenhag’da birçok lezzet durağının da işletmeciliğini yapıyor. İtalyan restoranı Bæst, kokteyl ve snacks bar Rudo, fine-dining konseptine sahip Relæ bunlardan sadece birkaçı.

Mirabelle’de ballı, badem dolgulu kruvasanı tatmıştım, oldukça başarılıydı. Burada İtalyan esintilerini de hissetmek mümkün. Taze biberiye ve domates ile servis edilen focaccia’sı ve ekşi mayalı ekmeği şahane. Mirabelle aynı zamanda kahvaltı yapmak isteyenler için de çok doğru bir adres.

Kapak Fotoğrafı: Pinterest

İlginizi çekebilir: Pınar Erkan’dan Kopenhag’da Yeme-İçme Önerileri