Koronavirüs İle Bireysel Mücadele: Psk. Fatma Yıldız Anlatıyor
Tüm dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs sebebiyle günlük rutinlerimiz değişti. Öğrenciler için eğitim bir süre evden devam edecek, çoğu mağaza bir süreliğine kapandı, kimi iş yerleri de çalışanlarına evden çalışma imkanı verdi. Hayatımızın “yeni normaline” alışmaya ve kendimizi akışa bırakmaya çalışırken ruhumuz ve psikolojimiz de bu değişikliği kabul etmeye çalışıyor. Yetişkinler kadar çocuklar da bu süreçten etkileniyor. Kendimize ve çocuklara evde nasıl bir rutin oluşturabiliriz? Yaşadığımız kaygı, korku ve endişeyle nasıl başa çıkabiliriz? Bu süreci çocuklara nasıl anlatabiliriz? Tüm bu soruları Psikolog Fatma Yıldız ile konuştuk.
Yıldız, öncelikle derin bir nefes alıp şu anda içinde bulunduğumuz durumu kabul etmemiz gerektiğini söylüyor. Tüm dünyanın aynı süreçten geçtiğini düşünmenin de bizleri az da olsa rahatlatacağını belirten Yıldız, “Yaşadığımız sürecin normal ve geçici olduğunu bilmek, ailecek sohbet etmek, sevdiklerimiz ile online ortamda görüşerek duygularımızı paylaşmak psikolojik sağlamlılığımızı artırabilir” diyor.
Zorlu yaşam olaylarında kişilerin stres tepkileri göstermesinin, normal akışın dışında oldukları için farklı tepkiler vermenin, davranış ve düşünceleri kontrol edememenin olağan ve beklendik bir durum olduğunun altını çizen Yıldız, evde kalma sürecinin insanları olumsuz duygu durumları hissetmelerine sebep olabileceğinden bahsediyor. Bu sürecin duygu durumunu belirgin bir şekilde etkilememesine dikkat edilmesi gerektiğini vurguluyor; bilimsel ve doğru bilgi edinmenin, virüsten korunmanın yollarını araştırmanın ve özellikle sosyal medyayı sağlıklı kullanmanın olumsuz duygu ve düşünceleri bir kenara bırakmak için yardımcı olabileceğini ifade ediyor.
Bu yaşanılan durumun insanlarda şok etkisi yarattığını söyleyen Yıldız, bunun üstesinden gelebilmenin mümkün olduğunun altını çiziyor ve yetişkinler için öneriler sunuyor: “Her sabah güne müzik ve spor eşliğinde başlayıp ardından nefis bir kahvaltı hazırlanabilir. ‘Vaktimiz yok’ diye sitem etmek yerine, yapmaya fırsat bulunamayan her şeyi bu zaman diliminde yapmak mümkün. Yarım kalmış kitaplar bitirilebilir, dolaplar düzenlenebilir, cilt bakım rutini oluşturulabilir, film izlenebilir ya da resim yapılabilir”. Zor ve yıkıcı bir süreçten geçiyor olmanın ileride yaşanacak güzel günlerin hayalini kurmaya engel olmadığını belirten Yıldız, bunun için yoga ve meditasyon videoları izlemenin ve uygulamaya çalışmanın da ruha iyi gelebileceğini söylüyor.
Psikolog Fatma Yıldız, aynı zamanda; bu süreçte çocukların da rutininin değiştiğini unutmamamız gerektiğini ve onlara süreç hakkında doğru ve yalın bilgiler verilmesinin önemini vurgulayarak, ebeveynlerin çocuklarının yaş grubuna göre durumu ifade etmelerinin doğru olacağını belirtiyor.
Kendi cümleleriyle: “Küçük yaş gruplarında (3-6 yaş) öncelikle virüsün ne olduğunu anlatıp daha sonra resmetmesi istenilebilir. Virüs hakkında konuştan sonra antiseptik sprey ya da su ve sabun karışımı ile resimdeki virüs yok edilmeye çalışılabilir. Ya da parmak/el kuklalarıyla canlandırmalar yaparak ve virüsleri konuşturarak durum somutlaştırılabilir. El yıkama zaman dilimleri oluşturup sürecin daha keyifli hale dönüşmesi için şarkılar söylenilebilir. 7-12 yaş aralığında ise anlamlandırma seviyeleri daha yüksek olacağı için çizimlerden, çocuklar için oluşturulmuş videolardan ve günlük sohbet diliminizde basit bir anlatımla virüsün ve korunma yollarının neler oluğunu anlatmanız mümkün olacaktır.”
Çocuklar hangi yaş grubunda olursa olsun onların duygularını konuşmaya ve anlamlandırmaya ihtiyacının olduğunu belirten Yıldız, “Her gün mutlaka tüm aile üyeleri gün boyunca hissettiği duygular üzerine konuşmalı ve böylece var olan kaygılara birlikte çözüm bulunabilmeli“, diyor.
Yıldız, çocuklar için de evde bir rutin oluşturulması gerektiğini vurgulayarak, rutinin en önemli noktasının uyku düzeni olduğunun altını çiziyor. Çocuk eğer bir yetişkin gibi 23.00 ve sonraki saatlerde uyuyor, sabah da 11.00’den önce uyanmıyorsa; ilk önce bir uyku düzeni oluşturulması gerektiğini belirtiyor. Ailece ortak bir program oluşturup evde görünen bir yere asmanın işlevsel olabileceğinin öneminden söz eden Yıldız; bu programa uyanma saati, öğün araları, aktiviteler ve bireysel dinlenme saatlerinin yazılabileceğini ekliyor.
Ayrıca Yıldız, evde çocuklarla yapılacak birçok aktivitenin ve oyunların aile ilişkilerini güçlendirebileceğini ve aile üyelerinin birbiriyle ilgili belki de daha önce hiç fark etmedikleri özellikleri keşfetmelerini sağlayabileceğini söylüyor.
Çocuklar için de aktivite önerileri veren Yıldız şu örnekleri sıralıyor: Bitki bakımı yapmak, nesli tükenmekte olan canlılar ile ilgili belgeseller izlemek, her gün bir ressam/sanatçı hakkında bilgiler edinmek, (Pablo Picasso, Wolfgang Amadeus Mozart vb.) evde ekmek yapmak, tohum çimlendirmek, aile üyelerinin eski fotoğraflarına bakmak ve sohbet etmek, yeni masallar üretmek, online müzeleri gezmek, film izlemek, kitap okuma saatleri yapmak, mandala boyamak, uzaktaki bir aile üyesine mektup yazmak, pirinç ve mercimekleri önce karıştırıp daha sonra tek tek ayıklamak, puzzle yapmak, oyuncaklarını, eşyalarını ayırmak düzenlemek, odanın şeklini beraber değiştirmek ve günlük tutma alışkanlığı kazandırmak. Bu aktivitelerin çocuklara ve ebeveynlere faydalı olabileceğini belirten Yıldız, aynı zamanda da değişimlerine ortak olabileceğini söylüyor.
Psikolog Fatma Yıldız’a soruyorum: Uzaktan eğitim sırasında öğrencilere nasıl yaklaşılması gerekiyor? Kendisi şöyle cevaplıyor: “Ebeveynlerin öğrencilerine, okulların tatil edilmediğini sadece önlem amaçlı ara verildiğini anlatması bu süreçte çok önemli. Ders çalışacakları ya da online ders dinleyecekleri odanın uyaranının az olması, içeride aile üyelerinin bulunmaması (yaş küçükse sadece 1 aile üyesi bulunabilir), kuralların ve sınırların bu konuda net olması, online ders dışında ekran sürelerinde kontrol sağlanması, online eğitim sonrasında sohbet edilmesi ve bir sonraki günün ders programına bakılması, hazırlıklar yapılması dikkatlerinde bozucu etki yaratmadan süreci verimli bir şekilde geçirmemizi sağlayabilir” diyor.
Koronavirüs sebebiyle hayatlarımızın yalnızca bir süreliğine değiştiğini unutmayalım. Bu süreçte, yetişkin ve çocuk fark etmeksizin ruhumuza iyi gelen şeyleri yapıp besleyelim.
Kapak fotoğrafı: Unsplash / Engin Akyurt
İlginizi çekebilir: MagPorter’dan Koronavirüs Döneminde Yetişkin Psikolojisi ve Çocuk Psikolojisi
İlk yorumu siz yazın!