Baştan söylemek istiyorum. Bahsedeceğim iki şehir İtalya’daki Floransa ya da Milano değil, aksine Karadağ’ın önemli turizm kentlerinden birkaç tanesi olan Kotor ve Budva. Burayı gezerken gitmeseniz bile kendinizi adeta İtalya’da hissedecek, Orta Çağ zamanına tanıklık edeceksiniz. Balkanlar’da yer alan küçük bir ülke olan Karadağ, yakında Avrupa Birliği üyesi olmayı bekliyor. Aslında gezilecek çok güzel yerler var ama ben gidebildiğim en güzel yerleri aktarmak istiyorum sizlere. O zaman Karadağ’a yapmış olduğum geziyi kısaca anlatayım. Hazırsanız başlayalım! 

Kotor ve Budva Gezi Rehberi

Kotor Saat Kulesi

Kotor’un saat kulesi bir Prag Saat Kulesi kadar ünlü olmasa da, her şehirde bulunan saat kuleleri o şehrin sembolüdür diye bir gerçek vardır ya hani… İşte bu saat kulesi de Kotor’un simgelerinden biri. Devasa yelkovanı, akrebi ve büyük taş yapısıyla görülmeyi hak ediyor.

Bu kulenin bulunduğu meydan ise ”Square of the Arms” olarak geçiyor. Buraya Kotor eski şehir merkezi diyebiliriz. Bu meydanda tarihi dokuyu bozmadan açılmış bir sürü güzel kafeler var. Bir Ağustos sıcağında gittiğimiz için biz de bu kafelerden birinde oturup, içtiğimiz limonatalar ile  günün yorgunluğunu attık. Bu yorgunluk ise çok tatlı bir yorgunluktu.😀

Kotor Kalesi

Her gittiğim ülkede hatta Türkiye’nin her şehrinde mutlaka bir kale vardır. Bu kadar çok olması normal çünkü o kaleler şehrin güvenliğini sağlamak için yapılıyor. Kotor Kalesi ise bunlardan bir tanesi. Buradan küçük ama şirin Kotor’u kuş bakışı izleyebilirsiniz. Kotor Körfezi ise oldukça muhteşem gözüküyor. Ben buraya zaman kısıtlığı yüzünden çıkamadım. Bir daha ki sefere mutlaka çıkacağım. Eğer siz de çıkmaya karar verirseniz, 1355 adımı çıkmayı göze almış olursunuz. Giriş ücreti ise 8 euro. Sabah saatlerinde erken giderseniz ücretsiz girme şansınız var çünkü görevli olmuyor o saatte. Bosna Hersek’e giderken yol üstünde sizi çok güzel manzaralar karşılıyor. Kotor Körfezi’nin Norveç Fiyortları’ndan bir farkı yok. Yol kenarında durup, buradan bir fotoğraf çekmelisiniz.

St.Tryphon Kilisesi

Eski şehre girince sizi karşılayan ilk katedral sayılır. Romanesk mimarisini göreceğiniz bu yapı Kotor’un en büyük ve en süslü yapıtlarından biri. Romanesk mimarisine ait zengin eserler koleksiyonu bulunuyor. Şimdi ise sırada Karadağ’ın Bodrum’u olan Budva’da!

Stefi Stefan

Karadağ’ın en güzel şehri bence Budva. Adriyatik Denizi olsun, ünlü tatlısı Krempita olsun beni benden aldı. En sevdiğim yer ise Sveti Stefan. Sveti Stefan, zamanında Budva ile Petrovac arasında karayla bağlantılı kendi halinde bir adaydı. Ta ki uzak doğulu bir sermayedar adayı, 30 yıllığına kiraladığı adanın üzerine Balkanların en pahalı otelini dikene kadar! Artık bu adaya gitmek için ya geceliği 800 euro olan ”Aman Sveti Stefan Oteli’nde” kalmanız, ya da oteldeki restoranlardan bir rezervasyon yaptırmanız gerekiyor ki bu restoranların menü fiyatları nasıldır siz tahmin edin.

Gelelim şehir merkezine. Budva tam kumarhane merkezi. Her afişte bir kumar, gazino reklamı görebilirsiniz. Budva sokaklarının ise Kotor’dan bir farkı yok bence. Çok küçük ve şirin bir kasaba. Sahilleriyle ve plajlarıyla ünlü. Budva eski şehre yürüme mesafesinde bir sahil isterseniz önerim: Mogren Beach. Şehrin arka kapısından çıkıp kayalıkların içinden küçük bir tünelden geçiyorsunuz ve Adriyatik Sahili hemen karşınıza çıkıyor.

Krempita Tatlısı 

Son olarak da Budva’nın ünlü bir tatlısından bahsetmek istiyorum. Ben gurme değilim. Pek de tatlı konusunda konuşmam ama beni benden alan Krempita tatlısını denemenizi öneririm. Yoğun bir krema var içinde. Çatalı batırdığınız anda hemen dağılıyor. Budva’nın her kafesinde var. Biz 4 kişi rahatlıkla bir porsiyonu bitirdik. Fiyatı ise 2 euro. Şiddetle öneriyorum.

Fotoğraf Kaynağı: geziko.com

İlginizi çekebilir: Damla Sekman’dan Kotor