Kraków: Orta Çağ'ın Ruhunu Yaşatan Efsaneler Şehri
Kraków, hem masalsı hem canlı hem hüzünlü bir şehir… Meşhur Wawel Ejderhası, UNESCO Dünya Miraslar Listesi’ne girecek güzellikleri ve köklü tarihi ile insanı gerçekten etkiliyor. Ayrıca Polonya’ya taşındığımda ilk ziyaret ettiğim şehir olduğu için de yeri bende hep çok özel oldu. Ben de ilk yazımı Avrupa’da henüz çok da keşfedilmemiş bu güzel ve büyülü şehir hakkında yazmak istedim.
Kraków’un Meşhur Wawel Ejderhası
Wawel Ejderhası Efsanesi, Polonya’nın en ünlü efsanelerinden biriymiş. Bu efsaneyi sık sık Polonyalı arkadaşlarımdan da dinleme fırsatı yakaladım ve doğrusu çok ilgimi çekti. Tabii her efsane gibi bu efsanenin de birçok farklı anlatım şekli var. 🙂
Efsaneye göre, Kraków kentinin altındaki mağarada yaşayan bir ejderha varmış. Bu ejderha, şehrin yakınlarında yer alan çiftliklerdeki sürüleri avlıyor ve her gece şehre zarar veriyormuş. Kraków halkı ve dönemin kralı Krak, ejderhanın saldırılarına karşı çaresiz kalmış. Hiçbir şövalye ejderhayı yenemiyormuş. Bir gün bir kunduracının aklına dahice bir fikir gelmiş. Sahte koçlar yapıp içlerini zehirle doldurmuş. Yaptığı bu koçları ejderhanın mağarasının önüne bırakmış. Koçları gören ejderha onları bir güzel yemiş. Ardından zehrin de etkisiyle boğazında, midesinde bir yanma hissi belirmiş. Bu yanma hissinin verdiği çaresizlikle Vistula Nehri’nin sularını içmeye başlamış. İçindeki susuzluğu geçmeyen ejderha zehrin etkisiyle patlayarak bugünkü Vistula Nehri’ne şeklini vermiş. Bu haberi alan köy halkı çok sevinmiş ve kunduracıya teşekkürlerini sunmuş. Kral Krak da bu kunduracayı ödüllendirmiş. Köy halkı huzura kavuşmuş.
Bu ejderhanın, Wawel Tepesi’nin altındaki mağaranın girişinde, ziyaretçilerin görebileceği bir heykeli de yer alıyor. Hatta bu heykel zaman zaman ağzından ateş de püskürtüyor. Bu nedenle de özellikle çocukların ilgisini çekiyor. 🙂 Aynı zamanda şehrin birçok noktasında ejdarha oyuncakları, figürleri ve magnetleri satılıyor.
Kraków’da Nerelere Gidilir?
Old Town(Rynek Glowny)
Old Town bölgesinin, Kraków gezinizin ilk durağı olmasını önerebilirim. Burada birçok simgesel yapıyı görme şansınız var. Ayrıca birçok gotik ve barok mimari yapıyı barındıran bu meydan turistlerin en uğrak noktası. Burada görebileceğiniz en önemli yapılardan bazıları: Azize Meryem Bazilikası, Rynek Belediye Kulesi, Cloth Hall (Kapalı Çarşı) ve Florianska Caddesi.
Old Town bölgesine gelir gelmez farklı bir dünyanın kapılarını aralamış gibi hissediyorsunuz. Bu meydanda yürümek, kafelerinde kahve içmek ya da bir şeyler atıştırmak gerçekten çok keyifli.
Polonya’da Bir “Leonarda da Vinci”: The Princes Czartoryski Museum
Polonya’ya taşınana kadar bu kadar değerli bir eserin Kraków’da olduğundan hiç haberim yoktu. Leonarda da Vinci’nin meşhur “Kakımlı Kadın”ı Kraków’da sizi tüm zerafeti ile bekliyor. 🙂
Louvre Müzesi’ni ziyaret etmiş ve Mona Lisa’yı yakından görmüş biri olarak söylebilirim ki bu tablo da gerçekten çok etkileyiciydi. Eğer Kraków’a yolunuz düşerse birbirinden değerli birçok sanatçının eserini barındıran bu müzeye gelmeli ve meşhur Kakımlı Kadın’ı görmelisiniz.
Wawel Kalesi
Ve Polonya’nın efsanelere konu olan Wawel Kalesi‘ne geldik. Old Town’da keyifle vakit geçirip Kakımlı Kadın’ı ziyaret ettikten sonra Florianska Caddesi’ne yürüyüşümüzü tamamlayıp soluğu Wawel Kalesi’nde alabiliriz. En azından benim rotam bu şekilde olmuştu.
Wawel Kalesi’nin bulunduğu bölgeye geldiğiniz zaman kendinizi bir masal dünyasında hissedeceksiniz. Özellikle yaz aylarında bu kalenin bahçesi o kadar keyifli oluyor ki… Zaten eğer Polonya’yı ziyaret edecekseniz kesinlikle ilkbahar veya yaz aylarını seçmelisiniz. Çünkü kış aylarında eksi derecelere kadar düşen bir soğukla yeni yerler gezmek ve keşfetmek bir hayli zor olabiliyor. Ama yine de bu güzel şehri özellikle Christmas zamanı da görmenizi öneririm.
Wawel Tepesi üzerine kurulmuş olan bu kale yüzyıllar boyunca birçok krala ev sahipliği yapmış çok görkemli bir yapı. Dilerseniz bu kalenin içerisindeki bölümleri ziyaret de edebilirsiniz. Biletleriniz önceden internet üzerinden almanızda fayda olacaktır çünkü turistik zamanlarda biraz sıra beklenemiz gerekebilir. Wawel Kalesi Biletleri‘ne kendi sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz. Eğer kaleyi gezmek istemezseniz bu görkemli yapının bahçesi de göz banyosu yapmanıza yeterli olacaktır. Ayrıca burada Vistula Nehri‘ne karşı bir şeyler yiyip dinlenebileceğiniz kafeler de var.
Kazimierz
Şehrin en güzel dokusuna sahip yerlerinden biri olan bu bölge, 2. Dünya Savaşı öncesinde Avrupa’daki Yahudilere merkezlik yapmış önemli bir bölge. O zamanlardan günümüze kadar kalan sinagogları da şu an hala ziyaret edilebilirsiniz. Bu mahallenin de kendine has bir dokusu ve çok güzel bir ruhu var. Ayrıca keyifle vakit geçirebileceğiniz kesinlikle uğramanızı önerdiğim “Księgarnia Austeria” isimli çok tatlı bir kitapçısı var.
Kazimierz’de keyifle vakit geçirebileceğiniz birçok kafe de var. Benim hem tatlılarına hem kahvelerine hem de enerjisine bayıldığım “Mleczarnia”yı önermeden geçemeyeceğim. Kısa bir mola vermek ve soluklanmak için harika bir yer.
Kraków’da Ne Yenir?
Kraków, yeme-içme konusunda hemen herkese hitap edecek kafe ve restoranların bulunduğu bir şehir. İster klasik Polonya mutfağına ait lezzetler tadın. İsterseniz dünya mutfağında bir şeyler tatmak isteyin. Kraków hepsine sahip.
Bana soracak olursanız Kraków’a kadar gelmişken tatmadan dönmemeniz gereken Polonya’ya ait bazı lezzetler var. Sanırım bunların en başında benim için “pierogi” geliyor. Pierogi bir çeşit mantı aslında. İç harcı çeşit çeşit yapılıyor. Tercihe göre kızartılarak ya da haşlanarak servis ediliyor. Bence her iki türlüsü de çok leziz ve denenmeli. Ayrıca yine Polonya’nın bir çeşit donutu olan paczki isimli tatlısı da kesinlikle denenmeli. Bir de hemen hemen her sokak başında görebileceğiniz seyyar satıcıların sattığı Kraków’a özgü bir çeşit simit olan obwarzanekiyi de mutlaka tatmalısınız.
Ayrıca Kraków’da şimdiye kadar deneyimlediğim ve çok sevdiğim birkaç kafe ve restoranın listesini de sizlerle paylaşmak istiyorum. Mutlaka en az birini denemenizi öneririm.
- Charlotte Bistro (Kruvasanları)
- Camelot (Mekanın ambiyansı ve kişleri)
- Pod Aniolami (Pierogisi ve tavuk şaşlığı)
- Cafe Lisboa (Nataları)
- Moaburger (Hamburgerleri)
Bonus: ICE Kraków
Kraków’un modern kongre merkezi. Eğer şehirde birkaç gününüz varsa buranın takvimini kontrol etmenizi öneririm. Son ziyaretimde “Kuğu Gölü Balesi”ni izleme şansı yakaladım ve açıkçası çok etkilendim. Umarım Avrupa’nın gizli kalmış güzel şehirlerinden biri olan Kraków’a bir gün yolunuz düşer ve bu masalsı şehirde keyifle vakit geçirebilirsiniz.
Kapak Fotoğrafı: Büşra M. Öztürk
İlginizi çekebilir: Merve Sayın’dan Zalipie
Harika bir yazı olmuş. Önerilerinize göre gezimi düzenleyeceğim 🙂