Kumru Eren ile: Borusan Contemporary ve Çağdaş Sanat Üzerine
Borusan Contemporary, Rumelihisarı’nda yer alan tarihi Peri Köşk’te, yaklaşık 800 eseri sanatseverlerle buluşturuyor. Kendine has mimarisi ve ruhu ile boğazdaki diğer yapılardan oldukça ayrışan bu sanat merkezini, ilk defa Chronostasis sergisi ile deneyimlemiştim ve çok etkilenmiştim. Ben de Çağdaş Sanat hakkında merak ettiğim sorular üzerine Borusan Contemporary Müdürü Kumru Eren ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdim.
Çağdaş sanat yolculuğunuz nasıl başladı ve Borusan Contemporary ile yollarınız nasıl kesişti?
Mimar Sinan Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi ve sonrasında devam eden akademik eğitimim esnasında, Beril Anılanmert, Oktay Anılanmert, Tayfun Erdoğmuş, Mürteza Fidan, Ali Akay, Hüsamettin Koçan gibi 90’lı yıllarla başlayarak Türkiye’de çağdaş sanat ortamının gelişmesi ve kurumsallaşması süreçlerine, gerek sanat üretimleriyle, gerek teorik alandaki çalışmalarıyla, gerekse de imza attıkları büyük sergi organizasyonları ve sanatçı birlikleriyle öncü olan isimlerle çalışma fırsatını yakaladım. Farklı kurum ve koleksiyonlarla çalışma sürecinde ‘yeni medya ve lens bazlı’ pratiklere yoğunlaşmam, 2020 yılı itibariyle ülkemizdeki en geniş yeni medya koleksiyonuna sahip olan sanat kurumu Borusan Contemporary ile de yollarımın kesişmesini sağladı.
Borusan Contemporary’nin yer aldığı tarihi Perili Köşk aynı zamanda Borusan Holding’in ofisi ve bence gerek konumu, gerekse ruhuyla Türkiye’deki en güzel ofislerden biri. Burada çalışmak size neler hissettiriyor?
Borusan Holding ile birlikte Borusan Contemporary’e de ev sahipliği yapan Perili Köşk ‘Yusuf Ziya Paşa Köşkü’, Boğaziçi’nin kendine has kültür mirasının özgün örneklerinden biri. Böyle bir kültür mirasının bir parçası olmak ve Borusan Contemporary çatısı altında Perili Köşk içerisinde sunduğumuz ve sergilediğimiz her çalışmayla, bu kültür izleğinin bir devamı olduğumuzu hissetmek, yalnızca güzel bir manzaranın keyfini çıkarmaktan çok daha fazlasını hissettiriyor. Hoca Ali Rıza’ların, Osman Asaf’ların, Yahya Kemal’in, Melling’in belleğine yaslanmak, hem ilham veriyor hem de sorumluluk yüklüyor.
Borusan Contemporary’de yer alan güncel sergiler neler ve önümüzdeki sezonda bizi neler bekliyor?
2022-2023 sezonu kapsamında Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu ekseninde küratöryel pratikler geliştirmeyi hedefleyen koleksiyon sergisi “Hibrit Mekânlar” ve Britanyalı sanatçı kolektifi United Visual Artists’in (UVA) Julia Kaganskiy’nin küratörlüğünde gerçekleşen “UVA: Kaosun Eşiği” sergileri 27 Ağustos’a kadar Perili Köşk’te devam ediyor. Önümüzdeki sezon ise, sanat severleri oldukça heyecan verici bir sergi bekliyor: Golsmith’s College ekolünden gelen ve günümüz çağdaş sanatının 90’lı yıllardan bu yana önemli figürlerinden biri olan Mat Collishaw, Perili Köşk için özel siparişle üretilen bir mekana özgü enstalasyonu da kapsayan solo sergisiyle Borusan Contemporary’de olacak. Bizleri de oldukça heyecanlandıran bu sergiyi izleyicilerimizle buluşturmak için sabırsızlanıyoruz.
Çağdaş sanatta güncel gelişmeleri nasıl takip edip sergilerinize uyguluyorsunuz?
Güncel sanat durmaksızın yeni mecralar, yeni malzemeler, yeni pratikler ve en önemlisi de yeni söylemler üretiyor. Dünyayı takip etmek, kendi pratiğinizi de beslemek için büyük önem taşıyor. Yalnızca sanat alanını takip etmek yeterli değil; farklı disiplinleri, teknoloji, bilim, felsefe, sosyoloji alanlarını izlemek ve bu alanlardan da beslenmek işimizin olmazsa olmazları arasında.
Borusan Contemporary dünyanın her yerinden çok geniş bir koleksiyona sahip. Nasıl bir araştırma yapıp gelecek koleksiyonları belirliyorsunuz?
Borusan Contemporary’nin kalbi olan Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu dünyanın farklı coğrafyalarından 248 sanatçıdan yaklaşık 800 eserden oluşuyor. “Tarih, mimari ve kültürel miras; Çevre, İklim, Ekoloji ve Sürdürülebilirlik; Endüstriyel Malzeme ve Sanayi; Cinsiyet Eşitliği ve Kimlik” temaları altında inceleyebileceğimiz koleksiyonumuz, bu temalar üzerine, sanat pratiği ağırlıklı olarak ‘lens bazlı’ olarak tanımlayabileceğimiz sanatçıları odağına alıyor. Sergiler, sanatçıların yer aldıkları koleksiyonlar, çalıştıkları küratörler ve küratöryal pratikler göz önüne alınarak karar veriliyor.
Bu zamana kadar sizde en çok iz bırakan koleksiyon hangisiydi?
Çok değerli ve ilham verici pek çok koleksiyon kurumsal çağdaş sanat koleksiyonu var. Bunlar arasında en ilginçlerinden biri Madrid’de izleme şansını yakaladığım INELCOM koleksiyonuydu. Farklı bir dönemi ele almakla birlikte Fondation Beyeler Koleksiyonu benim gibi bir Rothko ve Francis Bacon hayranı için paha biçilmez.
Sizce sanatın topluma yayılması konusunda kuruluşlara ne gibi sorumluluklar düşüyor?
Sanat, özellikle de pentüre temellenen görsel sanatlar, tarihi akışta genel anlamıyla ‘mesenlik’ şemsiyesi altında, kilise, aristokrasi ve burjuvazi gibi bir sosyal yapılar tarafından desteklendi. Günümüzde ise mesenlik rolünü, filantropist iş dünyası üstleniyor. İş dünyasının sosyal sorumluluk kapsamında desteklediği kurumlar, sanatın satış/ticari kaygı taşımaksızın özgürce üretilmesi ve toplumda farklı kanallardan yaygınlaştırılmasını destekliyor. ‘Filantropi’ sözcüğünün Yunanca’daki etimolojik köklerini betimler şekilde, bilgi, sanat, bilim ve teknoloji alanlarında insanın potansiyelini gerçekleştirme idealini destekliyor, günümüzde bu idealin taşıyıcılığını ise kurumlar üstleniyor.
Kapak Fotoğrafı: Borusan Contemporary
İlginizi çekebilir: Melo Magger’dan 51. İstanbul Müzik Festivali
İlk yorumu siz yazın!