Kuş Öpücüğü: Bir Tiyatro D22 Harikası
Biz tiyatroseverler, bu sezon yeni ve iyi oyunlar konusunda oldukça şanslıyız. Bunu en çok, başarısına emin olduğumuz tiyatro gruplarının oyunlarını izledikten sonra anlıyoruz. Örnek vermek gerekirse, Tiyatro D22 yeni oyunu Kuş Öpücüğü ile yine yapmış yapacağını ve şimdi bu şansı izleyen herkese yaşatıyor.
Tiyatro D22, bu sezona imzasını Berkay Ateş’in yazdığı Kuş Öpücüğü ile atıyor. Berkay Ateş’in kalemi bizi şaşırtmıyor. Bir yandan halat misali sağlam metni elimize tutuşturuyor, bir yandan da hikayenin derinliğiyle oyunun içine bir girdap gibi çekiyor. Akordeon çalan Mehmet ile yanına yıllar sonra yerleşen annesi Hatice Hanım’ın hikayesini tek göz odalı bir evde başlatıyor ve sonra hikayedeki yarayı sarmak üzere onları bir yarışmada ağırlıyor. Ne oluyorsa işte burada oluyor ve biz, acı bir gerçekle karşılaşıyoruz. Sonu ise içimizi acıtıyor mu ısıtıyor mu henüz karar vermiş değilim. Oyun bize bir ailenin dramını değil toplum olarak bize yaşatılan dramı anlatıyor. Umut fakirin ekmeği diyoruz ama medya bizi öyle bir hale sokuyor ki, bu ekmekten bir dilim bile alamıyoruz. Televizyon programlarının ikiyüzlülüğü ve melek gibi görünüşlerinin altındaki vicdansızlığı, aşıladıkları umudu küçük bir çocuğun elinden oyuncağını koparırcasına çalmaları bu oyunda gözler önüne seriliyor. İnsanların en hassas duygularıyla oynayan, onları önce bir gökdelenin tepesine çıkartıp sonra hiç acımadan aşağıya atan bu programlara muhtaç olunması da ayrı bir konu. Bunun sonu ne olacak ve bağladığımız gözlerimizi ne zaman açacağız bilmiyorum ama o zamana kadar verdikleri yarabantlarıyla idare edeceğimiz kesin.
Kuş Öpücüğü tek perde oyun olsa da kendi içinde iki perdelik bir oyun. Önce aile temasıyla anne-oğlun evini, düzenini ve evin dışındaki yaşamını izliyor sonra da bir stüdyoya konuk olarak umut teması etrafında yaptıklarına şahit oluyoruz. Yarışmanın kamera önünde ve arkasında yaşananlar içimizi oyuyor ama ağlanacak halimize gülmekten kendimizi alamıyoruz. Finalde ise öylece kalıyoruz, acı bir tebessümle… Oyunu bu kadar etkileyici ve sahici yapan şey ise dekoru. Dışarıdaki polis baskınları ve biber gazı bile sahici duruyor. Verilen sözün yerine getirilmesi için hep birlikte stüdyoya geçiyoruz ki oyunu benim için en etkili yapan bölüm de burası. Daha önce de stüdyolarda bulunmuş biri olarak acaba hangi kanalın stüdyosundayız diye kendime sordum. Yarışma programında ne varsa hepsi burada. Yarışmacıların tanıtıldığı bol ajitasyonlu ve deniz manzaralı VTRlerden tutun da “bu bir tanıtıcı reklamdır” bölümüne kadar. Işık ve ses sisteminden bahsetmiyorum bile! Bir de kostümler var ki, tek başına bir karakter haline geliyor. Mehmet’in şapkasından gömleğine; annenin eteğinden kırmızı başlıklı pelerinine kadar her şey ancak bu kadar aslına uygun olur. Sonuç olarak önce yönetmenler Can Kulan ve Emir Çubukçu‘yu, sonra da hem oyunun perde arkasında hem de sahnede gördüğümüz bu ekibin üyeleri Ataberk Öğe, Fırat Bozan, Yasin Gültepe, Osman Paksoy, Ömer İzgin, Rabia Aslaner, Servet Oğuzyer‘i ayakta alkışlıyoruz.
Mehmet rolündeki Berkay Ateş, annesi Hatice rolündeki Güneş Hayat ve yarışma programının sunucusu Mesut Özkeçeci, performanslarıyla kendilerine hayran bırakıyor. Berkay Ateş, Mehmet’in asi ve travmatik halini çok iyi yansıtırken Mesut Özkeçeci ise oyunculuğunu sadece sesiyle sergiliyor. Sahneye selam vermek için geldiğinde gözümde canlandırdığım sunucu Cenk Bey’in aynısını gördüm ve inanamadım. Oyunda unutamadığım karakter ise anne ve onu canlandıran Güneş Hayat oldu. Gözümü kırpmadan izledim ve nasıl etkisinde kalmışsam hala canlandırdığı anneyi düşünüyorum.
Oyunla ilgili tek olumsuz yorumum sahne düzeniyle ilgili olacak. Tiyatro D22, sahneyi ortaya izleyicileri ise salonun dört köşesine alıyor. Hangi köşesine yerleşiyorsak, oyuncuları o açıdan izliyoruz. Bulunduğumuz yere göre oyuncuların sırtı bize dönük olabiliyor ya da gözümüz ister istemez karşımızdaki veya iki yanımızdaki izleyicilere kayabiliyor. Bu da, konstantrasyonumuzu haliyle etkiliyor. Bu düzen, oyundaki yarışma bölümü için ideal olsa da yine de dikkatimin dağılmasına engel olamıyor. Sahneyi iyi açıdan görebileceğim bir yerde izledim ama diğer taraflarda olsaydım aynı dikkatle takip edebileceğimden emin değilim.
Kuş Öpücüğü, “iyi oyunlar” listenize izler izlemez ekleyeceğiniz, yarışma gerçeğine sahne üstünde tanık olacağınız ve hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını bir kez daha anlayacağınız önemli bir oyun. Sezon bitmeden izleyin, izlettirin!
Şimdiden iyi seyirler…
İlk yorumu siz yazın!