Kuzey Ege'den Notlar: Baharı Hissedeceğiniz Oteller
Dört teker üstünde yol alırsınız, efsaneler takip eder sizi Kuzey Ege’de. Homeros’tan İlyada ve Odysseia başta olmak üzere. Menelaos, içindeki öfkeyle hem eşi Helen’i geri almak hem de Troya kentini yerle bir etmek istiyordur. Tabi ki bu savaşa tanrılar da dahil olur. Baş kahramanlar Priamos, Paris, Hektor, Ares, Agamemnon, Atreus… Hepsini hatırlar ve tek tek selamlarsınız bu yolculukta.
Kulağınızı Fazıl Say’ın Troya Sonatı’na vermenizi dilerim tam burada.
Geçen sene ilk kez seslendirildiğinde, ben de Çanakkale Çimenlik Kalesi’nde dinledim sonatı. Homeros’un ölümsüz destanı başta olmak üzere; farklı kaynaklardan, olaylar, kişilerden ve sahne eserlerinden, filmlerden beslenerek oluşturduğu eserinin tüm dünyaya ulaşması Fazıl Say’ın bu eser için en büyük dileği. 10 bölüm ve 42 dakikadan oluşan eseri bir nefeste dinledim. Ege rüzgarı da benim gibi dinliyordu, usulca.
Toplam 10 bölüm şöyle; Ozan anlatıyor: Homeros, Ege rüzgârları, Troya kahramanları, Sparta ve Helen: Aşk, Troya, Aşil, Savaş, Truva Atı, Sonsöz. Kaderinden kaçamayan kahramanlar gözlerimizin önünde belirdi adeta. İyi ki üreten, gülümseyen, her şeye rağmen güzel olan insanlar var hayatta. Fazıl Say da onlardan biri, iyi ki!
Sonatı yanımıza aldıysak kasabaları dört mevsim eşsiz manzaralarla bizi bekleyen cennet köşelerine adım atalım Kuzey Ege’de. Yemeklerinden denizine, tarihinden sokaklarına, adalarından antik şehirlerine kadar özlem duyduklarınıza cevap verecek güzellikleri ayaklarınızın altına serecek burası. Her mevsim ziyarete açık, o nedenle ilkbahar için birkaç güzel alternatif sıralamak istiyorum size. Yine seveceksiniz, yine gelmek isteyeceksiniz, yine ayrıldıktan sonra çok özleyeceksiniz.
Kuzey Ege’de Konaklama
Sarıkonak Butik Otel Konum
Kuzey Ege otelleri arasındaki ilk huzurlu durak; Güre’de, tüm Edremit Körfezi’ne hakim, sakin, doğanın tam ortasındaki Sarı Konak. Hem kahvaltısını hem oda manzaralarını çok seveceksiniz. İşte buna eminim! Yapmanız gereken uzun zamandır okumak istediğiniz o uzun ve güzel romanı almak, Sarı Konak’ın balkonuna kurulmak.
Hünnaphan Konum
Adatepe’de ismini bahçesindeki 200 yıllık hünnap ağacından alan otel, esasında 18. yüzyıl Osmanlı mimarisinden günümüze kadar gelen bir eser. Bölüm bölüm yenilenen ve güzelleşen otel, hem doğayı hem de tarihi buluşturuyor. Zeus’un Truva savaşlarını izlediği zirvede bulunan Hünnaphan; ağaçların, sık ormanların arasından Ege Denizi’ne bakıyor, hem de binlerce yıldır. Gelin, belki siz de asırlarca geriye gider, Zeus gibi izleyebilirsiniz denizi Hünnaphan’dan.
İda Blue Konum
Refika Café’si, çevre turları, leziz mutfağı ile İda Blue nefes almayı yeniden keşfetmenizi sağlıyor. Bölge üreticilerinden aldığı ürünlerle mutfağını her daim zengin tutan İda Blue, taş odaları ve yalınlığıyla göze çarpıyor. İda Blue deneyiminizi ister Asos veya Bozcaada turları ile zenginleştirin, ister bir fincan kahve eşliğinde derin derin soluk almanın farkına varın.
Zeytinbağı Otel Konum
Ramiz Dayı desem o çok meşhur diziden bir karakter canlanır değil mi zihninizde? Hatta bir sözünü anımsatsam; “Sevdiklerimize çok yakından bakarız. Bu yüzden kusurlarını görmeyiz.”
Çok sevdiğimiz ve maalesef 2013 yılında kaybettiğimiz, sinema ve tiyatro oyuncusu, yönetmen, yapımcı ve senarist Tuncel Kurtiz, sevgili eşi Menend Kurtiz ile beraber Çamlıbel Köyü’nde aldıkları taş evi zamanla otele dönüştürmüş. Menend Kurtiz, “Biz hayallerimizi gerçekleştirdik, şimdi aynı özlemi taşıyan insanlarla paylaşmak için bekliyoruz sizleri” diyerek çağırıyor misafirlerini. Daha az tüketip daha çok üreterek, rahatça nefes alarak, mecbur olmayarak bir nevi ütopya kurulmuş Çamlıbel Köyü’nde. Gidip gördüğünüzde, bahçesinde nefes aldığınızda inanacaksınız, o dünya, bizler inandıkça ayakta duruyor.
Erguvanlı Ev Konum
Kaz Dağları eteklerindeki Yeşilyurt Köyü’nde bulunan Erguvanlı Ev’in güzel söylemi: “Güzellik fazlalıktan arınmışlıktır.” (Michelangelo)
Gerçekten de tüm fazlalıklardan arınmış, olağanca sakin, kuş cıvıltılarıyla dolu bir otel burası. Biraz aktivite de isteriz derseniz, doğa yürüyüşleri yapmak, çevrenin tarihi mekanlarını gezmek için ideal. Keyifle geziler yaptığınız bir günün sonunda huzurlu bahçesinde çam ve zeytin ağaçlarının, denizin yani kısaca muhteşem manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz.
Çetmi Han Konum
Efsane der ki; “… Ama o Zeus’u da görüyordu çok pınarlı İda’nın en yüksek doruğunda, görünce de korku kaplıyordu yüreğini. Hera dosdoğru yürüdü Gargaros doruğuna, İda’nın en yüksek tepesiydi bu.”
Mitolojide Gargaros olarak bilinen, bugünkü adıyla Yeşilyurt Köyü’nde ses olarak sadece rüzgarı dinlediğiniz, dağın eteklerinden esen imbatın size arkadaş olduğu, mutfağındaki leziz yemeklerle yüzünüzü güldüren Çetmi Han ile tanışmalısınız. Sadece doğanın sesi var Çetmi Han’da. İster bahçesindeki rahat sedirlerde zaman geçirin, ister keyifli balkonlarında uzun akşam yemekleri yiyin, ister ön bahçede koltuklara uzanın ama mutlaka Çetmi Han’da bir hafta sonu molası verin. Aynadaki aksinizin Çetmi Han’dan sonra daha huzurlu olacağına bahse girerim!
Her mekanda, her köyde aynı huzurdan bahsettim size. Çünkü Kuzey Ege otelleri hangisine giderseniz gidin her koşulda huzurlu, sakin ve mutlu edecek sizi. Yeşil de mavi de size bu dünyada neden var olduğunuzu anımsatacak. Toprağa dönmek, denize uzun uzun bakmak isteyeceksiniz. Kaotik betonların arasındaki insanlar olarak buna öyle ihtiyacımız var ki. Dertsiz tasasız bir fincan kahve içeceksiniz en nihayetinde. Bir köpeğin başını okşayacak, biraz zeytin ağaçlarına bakacaksınız amaçsız. Şanslıysanız yıldızları izleyeceksiniz, hem de yüzlerce yıldızı!
Plansız, akışına bırakarak, acele etmeyerek, yetişme telaşı olmadan günler geçireceksiniz Kuzey Ege’de. İç huzurunuzu bulacağınıza eminim. Kuzey Ege’de insanlar, deniz, zeytin ağaçları, çiçekler, dağlar, köyler, evler bir olmuş bizi yaşanabilecek başka bir dünyanın mümkün olabildiğine inandırmaya çalışıyorlar. Ölümünün ardından 70 yıl geçse de asla adını yazmaktan usanmayacağımız Sabahattin Ali’ye aşağıdaki dizeleri yazdırmış bu topraklar, biz seviyoruz çok mu?
“Başım dağ, saçlarım kardır,
Deli rüzgarlarım vardır,
Ovalar bana çok dardır,
Benim meskenim dağlardır.” (Dağlar adlı şiirinden)
İlginizi çekebilir: Serra Özkok’tan Çamlıbel Köyü
harika bir içerik, artık bahar gelmeli!