Klimt, Schiele ve Daha Fazlası: Leopold Museum
Varışımı saymazsak şehirdeki ilk günüm ve sabah erkenden kalkıp daha önceden hazırladığım listeyi çıkarıyorum dosyanın arasından. Günü MuseumsQuartier adı verilen müzelerin olduğu bölgede geçireceğim kesin ama hangi müze görülecek, karar vermek zor. Egon Schiele aşkı ağır basıyor ve günü Leopold Museum’a ayırıyorum.
Avusturya’nın ünlü ressamlarından Egon Schiele, hafif sansasyonel bir yaşama sahip olan bir ekspresyonist. Bir savaş ve bir mahkumiyet dönemi var hayatında ve o da genç yaşta hayatını kaybeden sanatçılar kervanından aslında. 28 yaşında, 1918 yılında hayatını kaybediyor.İlk yıllarında Klimt ve Kokoschka’dan –her iki sanatçının da eserlerini müzede görmek mümkün- etkilenen Schiele, zaman geçtikçe kendi özgün tarzını yakalıyor.
İlk olarak bir defterin kapağında “De Kus” eserinin baskısını görerek tanıştığım Gustav Klimt ise bir sembolist. Gathering Storm, Philosophie ve Death and Life ise sergilenen eserlerinden birkaçı.
Koloman Moser, ressam olmasının yanı sıra cam ve seramikten tasarımlara sahip bir sanatçı. Otto Wagner Kilisesi için tasarladığı Angel Window müzede boy göstermekte. The Lovepotion ve Venus in the Grotto adlı eserleri ise kesinlikle görülmeli. En azından sanata dair sayfalar arasında gezinirken iç geçiren beni, bu eserleri görmek çok heyecanlandırdı.
Anton Kolig, Egon Schiele ile çalışan ve sonrasında Avusturyalı sanatçıların oluşturduğu bir topluluk olan Neukunstgruppe’nin bir parçası oluyor. Nü çalışmalarıyla ünlü. Diğer bir ilgimi çeken sanatçı ise Rudolf Wacker oldu. The Hysterical Doll ve Doll with Fixative Bottle kesinlikle bakmadan geçemeyeceğiniz türden.
Günün yarısından çoğunu geçirdiğim Leopold Museum’da daha nice sanatçı ve eser bulunmakta. Yolunuz Viyana’ya düşerse ve sanata biraz ilginiz varsa ya da müzeleri seviyorsanız mutlaka buraya uğramalısınız!
İlk yorumu siz yazın!