Leyan Senay ile: Müziğe ve “Hit Like A Girl”e Dair Bir Sohbet
Kadın olmakla ilgili sevdiğim çok fazla şey var ama sanırım en sevdiğim şey diğer kadınlarla olan ilişkilerimiz. Kız kardeşlik gerçekten içi boş bir kavram değil. Kadınlardan cesaret olmanın, bir ‘community’ olmanın ve onlardan öğrenmenin keyfini hiçbir deneyimimle kıyaslayamam. İşte Leyan‘la da bir sergide mavi saçlı kız ve mavi farlı kız olarak birbirimizin dikkatini çekip ardından oturup sohbet ettiğimiz gün de bu deneyimlerden biriydi. Sonra onun bir baterist olduğunu ve “Hit Like A Girl” projesini yürüttüğünü duyunca sizin de mutlaka tanımanızı istedim!
Dilersen hikâyeyi biraz geriye alalım ve senin bateriyle ilk buluşmandan başlayalım. Bize baterist olarak yolculuğundan söz eder misin?
Davulcu olarak yolculuğum aslında doğrudan davulun kendisiyle başlamadı. Sanki hayat, yaşadığım deneyimler, anılar beni bu geleceğe hazırlıyor gibiydi en baştan beri. Önce piyano çalıyordum küçük yaştan beri, sonra onda yeterince kendim olamadığımı fark ettim. Sonrasında İngiliz Edebiyatı bölümünü kazandım ve kendimle yolculuğum burada başladı. Davulu gördüm, hayli etkilendim, denemek istedim basit bir hobi gibi. Ama hemen akabinde davulun beni nasıl iyileştirdiğini ve tamamladığını gördüm, ondan asla vazgeçemedim. Önce birkaç yıl özel ders aldım ama asıl serüvenim 2016 yılında radikal bir kararla kendi stüdyomu kurup sahne almaya başlayınca start verdi. Müziklerini dinleyerek büyüdüğüm isimlerle beraber aynı sahneyi paylaştım, workshoplar verip Türk müziğini tanıtarak üç ülke gezdim. Hayallerim büyüdükçe daha çok hayallerime koştum inatla. İlham aldım ilham oldum, en güzel ‘iyi ki’lerim hep davulla, o benim hem dostum hem suç ortağım!
“Hit Like A Girl” uluslararası bir organizasyon ve sen bu organizasyonun Türkiye ayağını yürütüyorsun.
Bize “Hit Like A Girl”ün mottosunu ve yapmaya çalıştıklarını nasıl özetlersin?
Hit Like a Girl aslında 13 yıldır gerçekleşen uluslararası bir kadın davulcular yarışması ve dayanışma topluluğu. Bense 3 yıldır bu güzel topluluğun ve yarışmanın Türkiye temsilcisi ve organizatörlüğünü yürütmekteyim. Kısacası özetleyecek olursam Hit Like a Girl Türkiye; üç yıldır ülkemizde daha çok kadına hayallerinin peşinden koşması adına ilham ve cesaret veren, profesyonel amatör fark etmeksizin 7’den 70’e davul tutkunu tüm kadınları bir araya getiren bir dayanışma topluluğu ve uluslararası bir davul yarışması. ‘Birlikte daha güzel, daha güçlüyüz!’ mottomuzla topluluğumuzu büyütebilmeyi ve önyargıları yıkarak güçlü kadınlarla beraber müzik sektöründe yeni farkındalıklar yaratmayı amaçlıyoruz.
Dayanışma topluluğu tarafına çok daha önem verdiğim de bir gerçek, çünkü bu ülkede sanata ruhunu adamış kadınlar olarak verdiğimiz hayat mücadelesi gerçeğini göz ardı etmemek gerekir. Ayrıca sonraki nesillere bu güzel birlik beraberliğimizden doğan yıkılmış önyargıları ve özgürlüğü miras bırakmayı hedefliyoruz… Birbirimize ilham ve güç olarak sayımız katlanarak artıyor, Türkiye bölgesel yarışmalar içinde yıllardır en yüksek katılımcıya sahip ülkeler arasında Türk kadınının bateri alanındaki azmi ve gücünü dünyaya kanıtlamış durumda, çünkü ne demiştik; birlikte daha güzel, daha güçlüyüz!
Sence Türkiye’de kadınların müzikle ve özellikle bateri gibi bir sebepten “erkek enstrümanı” olarak görülen müzik aletleriyle arasına giren mesafelerin nedenleri neler?
Toplumda bazı kalıplaşmış, görünmez önyargılar olduğunu düşünüyorum; bazı meslek isimlerini söyleyince doğrudan zihnimizde istemsizce canlanan eril imajlar gibi… Taksi şoförü, baterist, pilot bunlara örnek olabilir. Bu hayali özdeşlikleri varlığımızla, başarılarımızla, kendimize inancımız ve yılmayışımızla bizler yıkıyoruz aslında. Böylece toplum bu alanda da güçlü kadın figürlerini daha sık görmeye ve yeterliği sorgulamadan varlığını kabullenmeye başlıyor.
Spor ve sanat bence bedenimizin görünüşünden ziyade becerilerine odaklanabilmenin harika bir yolu.
Baterist olmak senin kendine bakışında neler değiştirdi?
Davul benim için hem bir hayat amacı, hem de araç. Kendimi keşfetme, kim olduğumu tanıma ve kendimi sevme aracım aynı zamanda. Zaten dış görünüşe çok takılan bir yapım yoktu en başından beri ama beni kendimle hem fiziken hem mental anlamda daha barışık hale getirdi davul. Çünkü kendimi çok soyut ve sonsuz bir yolculukta buluverdim; bu gördüğümüz ve işittiğimizin, kısacası bu dünyadaki realitenin çok daha fazlası… Bu yüce duyguların yanında beden sadece sanatımı gerçekleştirmek için araç, ruhumu kağıda dökebilmeye kullandığım bir kalem, elimden onu sevip şefkat göstermekten başka hiçbir şey gelmez. Çok fazla şeyi keşfetmemi sağladı sanat, beni ben yaptığı için ona çok şey borçluyum.
Son olarak; Özlem Tekin’in Dağları Deldim şarkısına üç bateristle birlikte eşlik ettiğin videoyu defalara izlediğimi söylemek istiyorum. Bize biraz o projeden ve video sürecinden söz eder misin?
Bu belgesel yıllardır şüphesiz en büyük hayallerimden biriydi! HLAG Türkiye’yi ilk kurduğum andan beri böyle ilham verici, insanların hayatına dokunacak bir şeyin hayalini kurdum ama sanırım bu belgesel hayallerimin de ötesinde oldu🥲Bu geçen üç yıl boyunca topluluğumuzdaki kadınların hayat hikayelerini, aştığı zorlukları, tutkularını teker teker dinlemeye ve onları yakından tanımaya başladıkça bu yarışmanın ülkemizde bir davul yarışmasından çok daha fazlasını ifade ettiğini gördüm, bu topluluğun ve bu enstrümana duyduğumuz tutkunun bizleri nasıl bir aile gibi birbirimize kenetlediğini gördüm ve bunu en güzel şekliyle resmederek daha çok kadına aramıza katılması için, hayallerinin peşinden koşmaya devam etmesi için ilham olmasını çok istedim.
Topluluğumuzda da her yaştan ve tarzdan bir çok arkadaşımız bulunuyordu. İzleyen herkesin kendinden bir parça bulabileceğine inandığımız kadınları bir araya topladık ve bu projeyi hayata geçirdik. Tabii ki bu yolculukta bana her zaman inanan ve tüm desteği sağlayan sponsorum Az Celtic Films olmasaydı böyle inanılmaz bir belgesel de ortaya çıkmazdı! Özlem Tekin gibi bana çocukluğumdan beri büyük ilham ve idol olmuş güçlü bir kadının desteğini hissetmekse çok ayrı bir mutluluktu benim için. İlkokulda avaz avaz söylediğim şarkıdaki ‘Yaşatırım ben bu aşkı’ kısmının 15 yıl sonra bana böyle büyük bir anlam hissettireceğini hayal dahi edemezdim! 💙 Dört güçlü kadın, erleri yendim kız başıma dedik ve bizim davullara vuruşumuzu izleyen yüzlerce kadın topluluğumuza katıldı. Tam olarak hedeflediğimiz ve hayalini kurduğumuz amaca ulaştık, daha büyüklerini de hedefliyoruz! Çünkü birlikte daha güzel, daha güçlü olacağız!
Kapak Fotoğrafı: Leyan Senay
İlginizi çekebilir: Gizem Kalaç’tan Nisan Ak ile Müzik Dünyasına Dair Gerçekçi Bir Sohbet
İlk yorumu siz yazın!