Lipa Restoran: Pendik'te Bir Boşnak Masalı
Bundan birkaç ay önce, internetin kuytu köşe sayfalarında bir Boşnak restoranından bahsedildiğini görmüş ve yorumları öyle heyecanla okumuştuk ki, Lipa hemen gidilecek mekanlar listemize eklenmişti.. Gel gelelim rezervasyon yapmak için mekanı aradığımızda bir Perşembe gününü seçmiş ve mekanın kapalı olduğu tek güne rastlayıvermiştik.. Sonrası malum, hayat koşturmaları yüzünden uzayıp dursa da, sonunda uygun bir zaman diliminde bu nefis mutfağı deneyimlemeyi başardık!
–Bu yazı Ekim 2018’de güncellenmiştir.-
Lipa Restoran, Pendik Sapanbağlar mevkiinde… Alabildiğine salaş, lambirilerle kaplanmış duvarlarında envai çeşit eşya, av hayvanlarının postları ve resimler asılmış. Masaları örtüsüz, kalabalığı bol. Kulakları Zeki Müren ile şenlendiren, aşırı lezzetli yemekler vadeden, akıl edilemeyecek kadar güler yüzlü bir meyhane! İbrahim (onların aksanı ile İbraaam) abi mekanın gülen yüzü. Diğer çalışanların da ondan kalır yanları yok. İlgi, alaka ve servis konusunda kusursuzlar diyebilirim. İletişim kurmasanız bile tüm çalışanların simalarından sıcaklıklarını hemen hissedebiliyorsunuz..
Lipa’da öncelikle ve kesinlikle kuru et yemelisiniz! Lakin, Lipa mutfağının tartışmasız en birinci lezzeti kuru et ve sevenleri de sevmeyenleri de kendine aşık edecek kadar lezzetli!
Sooka, müthiş bir lezzet. Süt ve manda kaymağı ile hazırlanmış bir çeşit biber turşusu diyebiliriz kendisine. Öyle lezzetli ve kütür kütür ki, insanın yedikçe yiyesi geliyor!
Lipakur ya da Lipa salatası; ismini duyunca tahmin yürüteceğiniz gibi yeşil bir salata degil, közlenmiş patlıcan ve kırmızı biberin yoğurtlanmış hali. Ancak lezzeti diğer restoranlarda rastladıklarımızın çok çok üzerinde!
Sucuk, Lipa mutfağının bir diğer vazgeçilmezi. İbrahim abi “böylesini yememişsinizdir lakin bizim sucuklarımız isli” diyor. Doğru da söylüyor! İs kokusu mis gibi… Lezzetini kaçırmadan masaya gelir gelmez sıcak sıcak yemelisiniz.
Kiremitte hazırlanan et yemekleri Pleskavica‘yi ana yemek olarak düşünebilirsiniz. Önünüze tek parça köfte gelecek ama içi kaşar ve kuru et parçaları ile doldurulmuş, köftenin altı ise müthiş lezzetli bir soğan ve patates ile kaplanmış durumda olacak. Köftenin üzerine de eritilmiş kaşar takviyesi yapıyorlar. Pleskavica yanında mutlaka kuru etli bulgur pilavı ve çoban salata yenmeli! Bulgur pilavı deyip geçmeyin, bir bulgur pilavı bu kadar mı güzel pişirilir dedirtiyor insana. Salatası ise suyunu kaşık kaşık içmek isteyeceğiniz nefis bir el lezzeti.
Alkol kullanıyorsanız mekanın alkollü olduğunu bilmelisiniz. Bir çok masada göreceğiniz ve rakı bardağında içilen sarımsı içecek Boşnaklarin erik rakısı Sljivovica. Seneler evvel Rakija adı ile Dubrovnik şehrinde tanıştığım bu aşırı sert içeceği ister shot, ister kadeh şeklinde sipariş edebiliyorsunuz..
Gecenin finali için mekanın ikramı standart… Yemek sonrası siz talep etmeden, fındık ve bal ile kaplanmış muz dilimlerini masanıza getiriyorlar. Yanına da bir tabak karışık mevsim meyvesi..
Lipa, tüm bu lezzetler uğruna İstanbul’un hangi bölgesinde olursanız olun trafik çilesine katlanmayı göze alıp, ziyaret edilmeye değer bir mekan. Dahası, henüz sofradan kalkmadan bir sonraki ziyaret zamanını konuşmaya başlıyor insan.
Not: Biliyorum ki aklınızda en önemli detay olan “fiyat” konusu var şimdi. Söyle düşünün; İstanbul’un iyi yemek yenebilecek lokal (alkollü) mekanlarının yanında Lipa’nın fiyatları inanılmaz. Zaten yemek sonrası lezzet-fiyat değerlendirmesi yaptığınızda aradaki orantısızlığa ciddi olarak şaşırıyorsunuz. Tüm tavsiye ettiğim tabakları büyük bir aşk ile tüketip kişi başı çok cüzi bir miktar ödediğimizi gururla söylemeliyim.
Şimdiden afiyet olsun!
İlginizi çekebilir: İstanbul Flaneur’den Her İstanbullu’nun Bilmesi Gereken 10 Yöresel Lokanta
İlk yorumu siz yazın!