GİRİŞ YAP
KAYIT OL
Aradığınız kelime ile ilgili bir sonuç bulunamadı.
Popüler Etiketler
Magger, Publisher
Koç Lisesi, ardından Koç Üniversitesi mezunu. Seyahat etmeye, İstanbul'a, Paris'e, San Francisco'ya, Toskana'ya, yeni lezzetler tatmaya, keşfetmeye aşık. Hayat felsefesini Catcher in the Rye, Bohemian Rhapsody, Supergirl ve the Sound of Silence'tan etkilendikleriyle oluşturmuş biri. Aynı zamanda theMagger.com'un kurucusu ve yayın yönetmeni.
theMagger.com'a kayıt olduğunuzda,
• theMagger’a keşiflerinizle katkıda bulunarak, yazar olup dilediğiniz konuda yazılarınızı yayınlayabilir ve kendi blog sayfanızı oluşturabilirsiniz,
• Yazılarını kaçırmak istemediğiniz yazarları, sevdiğiniz kategorileri ve ilginizi çeken etiketleri takip edebilirsiniz,
• Takip ettiğiniz yazar, kategori, etiket ve okuduğunuz yazılara göre size özel ana sayfa akışınızı oluşturabilirsiniz,
• İlginizi çeken yazıları sonra okumak için kaydedebilirsiniz,
• Yakınımdakiler bölümünden çevrenizdeki mekanlarla ilgili theMagger.com'da yazılmış yazıları görebilirsiniz,
• Yazılara yorum yaparak merak ettiklerinizi yazara sorabilir; fikirlerinizi yazar ve okurlarla paylaşabilirsiniz,
Bizimle birlikte pek keyifli bir keşif yolculuğuna çıkacağınızdan emin olabilirsiniz. Şimdiden hoş geldiniz!
theMagger, sponsorluk ve reklamlarla gelişen bir platform.
AdBlock'unuzu kapatarak beraber büyüdüğümüz markaların yaratıcı reklamlarını görebilir; siz de bizlere dolaylı olarak katkıda bulunabilirsiniz.
Müthiş bir gezi olmuş Selin! Gerçek bir yeşil çay hayranı olarak bu geziyi umuyorum ben de bir gün yapabilirim. Eline, kalemine sağlık. Sayende Asya'yı keşfediyoruz. ❤️
Aldık biletleri. 10 Şubat’ta gidiyoruz 🙂
San Francisco'ya iki kere gittim. Haight-Ashbury'i tabi ki her turist gibi severek gezdim. Vintage plaklar aldım, bol bol fotoğraf çektim. Ama North Beach kısmına gitmedim. Bu keyifli yazı için teşekkür ederiz Umut ^^ San Francisco'ya gidecekler için harika bir alternatif olmuş.
Katılıyorum!!
Yazını okuyup şu an başladık izlemeye, bakalım nasıl çıkıcak 🙂
Her cümlene ayrı ayrı katılıyorum Emre. The Two Popes'u film olarak çok sevdim. Anthony Hopkins ve Jonathan Pryce'ı seyrederken de inanılmaz keyif aldım. Keşke bu filmdeki gibi sempatik, affedilir olsaydı durum. Anthony McCarten, bu sefer de Kilise'nin avukatlığını üstlenmiş resmen. 2010'larda yaşanan tüm skandallar ve Spotlight filminden sonra çok doğru bir avukat seçmişler, onu söyleyebilirim. The Two Popes, Kilise ve muhafazakarlar için müthiş yerinde olmuş. 2020'ye kafaları çok daha rahat giriyorlar, onyılı "aklanmış" şekilde bitiriyorlar bu film sayesinde. Her şeye rağmen, iyi ki seyrettim The Two Popes'u. Her sahnesinden, papalar arasındaki güzel sohbetlerden gerçekten çok keyif aldım..
İzlenecekler listesine hızlı bir giriş yaptı. 🙂 Önceden nasıl kaçırmışım hayret ettim. Çok teşekkürler paylaşımın için!
Sevgili Melike, bu listeye Cinema Paradiso'yu (1990) da eklemelisin. 🙂 Müthiş bir filmdir. İzlemediysen tüm kalbimle öneriyorum 🙂
Pazar günü deneyeceğim! Gingerbread kokusu senenin en sevdiğim kokusudur. Heyecanlandım 🙂
Gerçekten müthiş bir yazı olmuş... Yazını okurken heyecanlandım, duygulandım, mutlu oldum, huzur doldum. Evet bunların hepsini yaşadım okuduğum 3-4 dakika içinde 🙂 Kalemine sağlık!