Lisboa de mil amores… Mafalde Veiga’ya ait hoş bir şarkı. Benim de sevdiğim Portekizce şarkılar arasında yer alır. Fado müziği… Fado müziğinden de yeri gelmişken değinmeliyim; ne de olsa bahsettiğimiz yer Lizbon, fadoyu atlamak olmaz. Portekiz’in geleneksel müziği olan Fado oldukça hüzünlü bir müzik, özellikle de kuzeyde. Ancak güneye indikçe daha sıcak olur, hareketli ezgiler duyabiliriz. Portekiz’in ruhudur Fado, tarihi, kültürü, dokusu ve denizin öyküsü. Dinlemenizi tavsiye ederim, özellikle de Amalia Rodrigues ya da Mariza’dan.

Lizbon Gezilecek Yerler
Lizbon Gezilecek Yerler | Fotoğraf: insider

Lizbon   Konum

Avrupa’nın batısında, İberya yarımadasındayım. Avrupalı ve Akdenizli özelliklerini hem taşıyan hem de taşımayan bir ülke, Portekiz. Başkenti Lizbon, sıklıkla İstanbul’a da benzetilir ya, bu durumun etkisi bu teşbihte bence oldukça büyük. Oysa ki ben bu görüşe çok da katılamıyorum. İnsanı etkileyen farklı bir havası var Lizbon’un. Gittiğim, gezdiğim diğer yerlerden ayrı, kendine has bir dokuya sahip. 

Lizbon'da Gezilecek Yerler
Lizbon’da Gezilecek Yerler | Fotoğraf: onceuponajrny.com

Unutmadan eklemekte fayda var; yolunuz Portekiz’e düşerse, hele ki, Lizbon veya Porto’ya, yanınıza alacağınız olmazsa olmaz üç şeyden biri spor ayakkabısı olmalı. Şaka değil! Yorucu bir gezi olacağına şüpheniz olmasın. Öte yandan şunu da söylemeliyim; bu şehirde yürümeye doyamayacaksınız. Bir şehri gezmenin en güzel yolu da başka ne olabilir ki zaten? Şurası da kesin; Lizbon’da yorulduğunuza fazlasıyla değecek!

Portekiz insanı sıcak, yardımsever ve biraz yavaş. Sizi şaşırtacak ölçüde hem de! Yol tarif etmek için gideceği yoldan dönüp sizinle gideceğiniz yere kadar gelecek yardımsever, sıcak insanlar ile bile karşılaşabilirsiniz. Burada insanların aceleleri asla yoktur. Her şey yavaş işler emin olun. İspanyollar’ın Siesta kültürünün yansımasını görebiliyoruz bir bakıma. Portekizce’ye gelince… Evet, grameri benzer, Latin dilleri grubunda doğru fakat zor bir dil! “Ş, J, I’” sesleri sıkça duyuluyor. Okumak ve yazmaktan çok anlaması bana biraz daha zor geliyor.

Lizbon’da Gezilecek Yerler

Elevador de Santa Justa     Konum

Elevador de Santa Justa, Lizbon
Elevador de Santa Justa, Lizbon | Fotoğraf: lisbongo

Elevador de Santa Justa‘nın tepesinden bakıyoruz şehre. Gustave Eiffel’in öğrencisi, Portekiz doğumlu Fransız mimar Raul de Menser du Ponsard tarafından inşa edilmiş.

Nitekim Eiffel Kulesi’nin mimarisini andırmıyor değil. Beyaz renk çarpıyor gözüme boylu boyunca, bir de Tagus Nehri. Bir de yamaçlardan inen dar sokaklar ve bu sevimli sokaklara serpiştirilmiş masalar sandalyeler… Kısaca Lizbon’un en iyi panoramik görüntüsünü görmek isterseniz birebir. Ziyaret sonrası daha da ısınıyorum bu şehre.

25 Nisan Köprüsü Konum

25 Nisan Köprüsü
25 Nisan Köprüsü | Fotoğraf: travel.sygic

Gece hayatının kalbinin attığı yer Barrio Alto Bölgesi’nden, Belem’e doğru gidelim biraz da. Nehre doğru gidiyoruz ve hemen orada upuzun bir köprü çarpıyor göze tüm güzelliği ile. Salazar ya da yeni adıyla 25 Nisan Köprüsü. Buradan hareket eden tramvay ile yaptığımız yolculuktan sonra oradayız, Belem’de.

Belem Kulesi Konum

Belem Kulesi, Lizbon
Belem Kulesi, Lizbon | Fotoğraf: thousandandwonders.com

Şehrin bu kesimi en çok görmek istediğim yer. İşte Lizbon’un tanıdık simgelerinden biri de burada: Belem Kulesi. İnce işlemeleri ile dikkat çeken bu kule, 1520 yılında Manueline tarzında Tagus Nehri’nin girişini savunma amacı ile inşa edilmiş ve daha sonraları birçok alanda kullanılmış. 1983’te de UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne girmiş.

Kaşifler Anıtı Konum

Kaşifler Anıtı
Kaşifler Anıtı | Fotoğraf: premiere.tours

Bir başka ziyaret edilmesi gereken yer Kaşifler Anıtı. Lizbon’da benim en sevdiğim yerlerden biri de burası. Belem Kulesi’ne oldukça yakın bir anıt. Kaşifler Anıtı olarak çevrilebilir diye düşünüyorum. Nehrin kenarındaki Discoveries Monument 1960 yılında inşa edilmiş. Ünlü Portekizli kaşiflerin heykelleri buraya işlenmiş; Vasco de Gama, Pedro Alvares Cabral ve daha birçok Portekiz tarihinin önemli isimleri, ihtişamlı bir görünüm sergiliyor.

Jeronimos Manastırı Konum

Jeronimos Manastırı, Lizbon
Jeronimos Manastırı, Lizbon | Fotoğraf: Pinterest

Hemen yakınında Jeronimos Manastırı’nı dışarıdan görebiliyoruz. Etkileyici, heybetli, zarif bir mimariye sahip diye düşünüyorum. Beyaz taşlardan yapılmış, oldukça popüler eserlerden biri. 16. yüzyıl eserlerinden, barok ve Rönesans tarzını bir arada barındırıyor. Yine UNSECO Dünya Mirası Listesi‘nde olan bir eser. Burası üç önemli Portekiz edebiyatçısı; Luís Vaz de Camões, Alexandre Herculano, Fernando Pessoa ve gemici Vasco da Gama’nın mezarını barındırıyor. İçini de gezemeyecek olmak üzüyor beni. Ancak dışarıdan da olsa mutlaka görülmeli.

Akvaryum Konum

Akvaryum
Akvaryum | Fotoğraf: lisbonforyou.com

Farklı bir deneyimde sıra şimdi de. Tarihi eserler fazla ilginizi çekmiyor olabilir tabii. O halde, kesinlikle Akvaryum’a… Daha doğal ortamlardan hoşlanan biriyseniz, bizim gibi, Lizbon’daki akvaryum ilginizi kesinlikle çekecektir. Lizbon’a gidip de kaçırmamanız gereken ve gittikten sonra da asla pişmanlık duymayacağınız bir yer burası. Dünyanın en büyük akvaryumlarından biri, binlerce canlı barındırıyor içinde. Teknoloji ile donatılmış, okyanusun hemen kenarında yer alan bu ortamda kendinizi tam da okyanus hayatının içinde bulacaksınız.

Bairro Alto Konum

Tram 28
Tram 28 | Fotoğraf: timetravelturtle

Akvaryumda geçirdiğimiz unutulmaz 3 saat sonrası, Vasco de Gama Alışveriş Merkezinde bir ara veriyoruz. Sonrasında, tekrar şehir merkezine, Barrio Alto’ya gidiyoruz. Yemek için iyi bir yer arıyorsanız, doğru bölgedesiniz. Yemeklerde genelde deniz ürünleri oldukça popüler, özellikle Bacalhau balığının binbir türü yapılıyor. Portekiz yemeklerine aşinayım ve sevmediğim nadir noktalardan biri de bu ne yazık ki. Portekiz yemeklerini fazla yağlı ve tek düze buluyorum ama neyse ki Lizbon’daki küçük kafeler ve sayısız pastaneler imdadımıza yetişiyor bu noktada.

Bir de Lisbon’daysanız, Tram 28’i yakalamalısınız. Böylelikle şehrin en güzel noktalarını, bu nostaljik ulaşım aracı ile en iyi şekilde görebilirsiniz.

Sintra, Estoril, Cascais… Lizbon’un hemen yakınında bulunan lüks yazlık yerler arasında; bir diğer şehir, Fatima ise önemli dini merkezlerden biri; Obidos, antik kentleri hatırlatan bir yapıya sahip. Kısaca, bu küçük şehirlerin her birinin keyfi ayrı. Adı geçen bu şehirler, Lizbon’dan çok da uzak değil. Vaktiniz olursa ben özellikle Sintra’yı görmenizi ve kentin kalesini ziyarete gitmenizi tavsiye ediyorum. 

Uzak olduğu kadar, Avrupa’da gördüğümüz bir çok şehirden farklı bir yer Lizbon… Gidilmesi, görülmesi ve iyice sindirilmesi gereken bir şehir.

Kapak fotoğrafı: intelligenttransport

İlginizi çekebilir: MagPorter’dan Lizbon’da Yaşam