3 Haziran 2018’de Succession adlı bir dizinin pilot bölümü yayımlanıyor ve karşımıza daha önceki kurgusal karakterlere hiç benzemeyen biri çıkıyor. Çok geçmeden Logan Roy adlı bu kişinin eşi benzeri bulunmayan bir narsist olduğunu anlıyoruz. Hem anlıyoruz hem de dört sezon boyunca televizyon tarihine inanılmaz etkiler bırakan bu diziyi soluksuz bir şekilde seyrediyoruz. Succession’ın bu sürükleyiciliğinin arkasında hiç şüphesiz birden çok etmen var. O etmenlerden biri de Logan Roy gibi bir narsisti kusursuz ve son derece tutarlı bir şekilde ele alması.

Narsistler için en önemli şeylerden biri imajları yani görünüşleri. Her ne olursa olsun yarattıkları bu imajın bozulmadığı bir dünyanın gerçekliği içinde kalmak istiyorlar. Başarıya ve güce bağımlı bu kişiler için başarılı olmasalar bile başarılı, güçlü olmasalar bile güçlü görünmek büyük önem taşıyor. Logan Roy gibi eşsiz bir narsistin ve usta bir manipülatörün de tüm satır aralarında ve eylemlerinde, imajına ne kadar düşkün olduğunu görüyoruz.

Editör Notu: Yazının devamı spoiler içermektedir.

Dizinin hemen başlarında Logan, otoritesi sarsılabileceği için geçirdiği rahatsızlık sonrası çocuklarının onu hasta halde görmesini istemiyor. Daha sonraki bölümlerde bu durumun farklı şekillerde gerçekleşen bir örüntü olduğunu fark ediyoruz. Zor bir çocukluk geçiren Logan, vücudundaki şiddet izlerini çocukları görmesin diye onların yanında hiç yüzmüyor. İlk sezondaki terapi bölümünde çocukları evi terk ettikten sonra eşi Marcia’nın yardımıyla havuzdan çıkıyor ve hemen bornozuna sarılıyor. Tabii ki bu sırada kamera, Logan’ın yara izleriyle dolu sırtını gösteriyor. Kendince zayıflıklarını saklayarak gücünü koruyor.

Çocuklarına gösterdiği bu tavrın yanı sıra Logan’ın etrafındaki diğer kişilere de imaj ağları kurduğunu görüyoruz. Toplumsal kalıpları kendi lehine kullanmaktan hiç çekinmeyen Logan Roy, onları yıkıyor gibi göründüğünde bile aslında onları yine kendi çıkarı için kullanıyor. Nan Pierce, onun yaşındaki zengin erkeklerden genel beklentinin genç kadınlarla birlikte olmak olduğunu ima ettiğinde Logan, defterine bir başarı daha ekliyor. Çünkü eşi Marcia ile yakın yaşlarda olduğu için takdir edilmiştir ve görünüş ile gerçekliği başarılı bir şekilde çarpıtmıştır. Tam da onun istediği gibi… Tabii buradaki örüntüyü anlamamız için son sezona kadar sabretmemiz gerekecek.

Logan’ın, asistanı Kerry ile ilişki yaşamasıyla Nan Pierce’in yanıldığını anlamaya başlıyoruz ancak altın vuruş Logan’ı en iyi tanıyan insandan geliyor. Logan’ın eski eşi Caroline Collingwood, Logan’ın kendisini de asistanıyla aldattığını söylüyor. Yani aslında Logan, yarattığı imajın aksine genç kadınlara ilgi duyan, asistanlarıyla birlikte olan, eşlerini aldatan ve hayatındaki kadınları da tıpkı diğer insanlar gibi kullanmaktan çekinmeyen birisi. Yarattığı imajı test ettiği başarısına bir övgü de oğlu Roman’dan geliyor. Matsson’ı ziyaret ettiklerinde babasının son derece “sağlıklı” olduğunu kanıtlamak için Kerry’i ima ederek “Onun kiminle cinsel ilişkide bulunduğunu biliyor musun?” diyor. Logan buna gülümsüyor çünkü bir kez daha bu imaj oyununda ne kadar iyi olduğunu kanıtlamış oluyor.

Görünüş ile gerçeklik tezatlığı ve sterotiplerin Logan Roy tarafından nasıl başarıyla kullanıldığının bir örneği de Logan’ın kızı Shiv ile olan ilişkisinde saklı. İlk sezonda Kendall’dan duyduğumuz kadarıyla Logan’ın en çok sevdiği çocuğu, tek kızı Shiv. Gerçekten de Shiv’e bir lakap takması (Pinky, İngilizce’de serçe parmak anlamına geliyor. Shiv, kardeşlerinin en küçüğü olduğu için Logan tarafından bizdeki kazandibi ya da tekne kazıntısı anlamına gelen Pinky ile çağrılıyordu. Bu ifadeyi çoğunlukla Shiv’e manipülasyon yapacağı zaman kullanması ise cabası. Ayrıca farklı yorumlar arasında onu hâlâ çocuk gibi gördüğü, tecrübesi olmadığı için böyle seslendiği de var.) ve ona ‘’Sana ağabeylerine davrandığım gibi davranmadım.’’ demesi ile bir süre Logan’ın gerçekten birini sevebileceğini düşünüyoruz. Ancak narsistler kendileri dışında kimseyi sevmezler. Logan Roy sadece meşhur baba-kız dinamikleri ile hareket ederek muhteşem bir performans sergiliyor.

Yeri geldiğinde Shiv’le kavga eden, onu ağlatan ve küçük düşüren Logan, kızını da diğer evlatlarından ayırmayarak manipüle ediyor. Shiv’in kardeşlerinden tek farkı, kadın olduğu için (eşi Marcia ile) Logan’ın dünyasında gerçekten kullanışlı olması. Modern ve eşitlikçi bir dünyayı savunan insanların ve kadın bir CEO’nun (Rhea) olduğu Pierce ailesine giderken sağında Shiv solunda Marcia ile el ele yürümesi, bu görüşmeden önce CEO’luğu Shiv’e teklif etmesi ve Rhea’yı yanına çekmek için onunla birlikte olmasıyla baştan aşağı tutarlı ve çok zeki bir karakter; Logan Roy.

Rhea ile birlikte olduğunda bizler de Roman gibi Kendall’ın Logan’ı basacağını veya az da olsa uygunsuz bir şekilde yakalacağını düşünsek de Logan, yataktan saçları bile taranmış halde son derece uygun bir şekilde çıkıyor. İmajı gerçek anlamda da her şeyi onun… Hayatta yaptığı her şeyi çocukları için yaptığını söyleyen Logan Roy, evinin her köşesini çocuklarının fotoğraflarıyla doldururken hiç şüphesiz ‘’baba’’ imajını kuvvetlendirmenin peşinde. Yakınları gerçeği bilse bile…

Kapak Fotoğrafı: Radio Times

İlginizi çekebilir: Chic Magger’dan Succession ve Sessiz Lüks