Madame X ile Tanışma: Bir Madonna Albümü İncelemesi
Son Feci Bisiklet’in Viva La Vadi şarkısından bir mısra bu yazının nerden çıktığını – bir deli dalga- ve ne kadar ileri gidebileceğini – söylemek yasak – çok iyi anlatıyor.
(…)
Bir fikirle geldi bana bu deli dalga
Söylemek yasak ama sen anla.
(…)
Şöyle ki 2019’da kendi hayatımın çalkantısı sebebiyle kaçırmış olmalıyım ki Madonna’nın Madame X albümünü yeni dinledim. Sonra bir kez daha dinledim ve sonra bir kez daha. Kulaklıkla son ses. Kulaklıkla ve tüm sözleri takip ederek. Ve albüm için çektiği sinema filmi tadındaki klipleri izleyerek. Batuka’da gözlerim doldu, Medellin’de dans ettim, Dark Ballet’ ta sinirlendim ve daha bir çok duyguyu, düşünceyi bana yaşatan bir eseri keşfetmenin tatlı huzurunu da güzelce yaşadım. Bu yazı Madonna’ya dair değil, onun müzik hayatına veya geçmişine dair etraflıca araştırma yapılıp yazmaya koyulduğum bir yazı hiç değil. Bu yazı, Madam X’e ve onun cımbızla çekip aldığım, puntosunu büyütüp yarın boşu boşuna tekrar ve tekrar basılacak olan gazetelere manşetten sokmak istediğim cümlelerine dair…
Madame X’i şöyle tanıtıyor Madonna: “O bir ajan, tek gözü açık uyuyor, tek gözü kapalı geziyor. Kılıktan kılığa geçiyor.” Bahsedilene göre her daim değiştirdiği bir rol var. Killers who are partying şarkısında bahsettiği gibi, ezilen kimse, dışlanan, yuhlanan ve çok daha fazlası işkence gören, ötekileştirilen kimse onu temsil ediyor Madame X. Ki bizi almaya geldiklerinde ses çıkaracak birileri olsun yanımızda*.
Madame X Şarkılarına Daha Detaylı Bir Bakış
Future
Quavo ile seslendirdiği Future‘da “Not everyone is learning from past” cümlesini tekrar ettikçe aklımda bir kare belirdi. Mahkeme salonunda, Çilem Doğan, kendisini pazarlamaya çalışan kocasını öldürmekten suçlu. Tarihi savunmasını vereceği gün, mahkemede giymeyi tercih ettiği t-shirtün üstünde “Dear past, thank you for all the lessons.” yazıyor. Madame X ‘in bahsettiği dışarıda değil içeride bulacağımız fırtınayı keşfedip, sakin güneşli bir güne çeviren kadınlardan biri Çilem Doğan. “The storm isn’t in the air, it’s inside of us!”
Batuka
Lizbon’da yerli bir kadın grubu ile seslendirdiği şarkısı Batuka, Cape Verdean müzik tarzından esinlenme ve bir feminist manifesto ile başlıyor. Madonna’nın ilk kıtaya koymuş olduğu bir isim var: Fernalism.
“It’s a long day, It’s a long day, It’s a long day” Çünkü tam da şarkıda dediği gibi, gün uzun, yol uzun. Yarışı kazanıp kazanamayacağımız meçhul, derdimiz de kazanmak değil aslında derdimiz sömürülmemek karşı cins tarafından, öldürülmemek, işkence görmemek, bir farkımız olmadığını her defa anlatmak zorunda kalmamak, evlenmek zorunda olmamak, çocuk doğurmak zorunda olmamak, bunların da bir yaşam tarzı olduğunu fark etmek, taciz edilmemek, sosyal hayatta her statüde yer bulmak, yönetmek, ülkeyi yönetmek, dünyayı yönetmek, aileyi yönetmek… Karşı cinsle ortaklaşa. Arkeolojik devirlerde anaerkil sistemlerin sürdürülebilir sistemler olduğu ortaya çıktı. Şimdilerde sistem ataerkil ama doğa ana. Doğayla savaşırsak her daim kaybedeceğimizi yaşanan korona sürecinde bile anlamayanlar olduğuna eminim ama kimin neyi anladığıyla ilgilenmiyor evren.. Kaybettiğimiz zamanla daha ilgili aslında. Uyanmak için kaybettiğimiz zamanla.. “Spent a long time wakin’ up”
God Control
God Control isimli şarkısında aslında bahsedilen ‘gun control’. Bireysel silahlanma karşıtı bir şarkı ve klip boyunca Madame X’in bürünmüş olduğu rolü bir tanrıya benzetiyorum. Daktilo başında, yazıyor, yazdıkça kişilerin hayatı değişiyor ve tanrı yani Madame X, klasik bir film kesiti gibi kağıdı daktilodan çıkarıp buruşturup çöpe atıyor ve yenisini takıyor. Her şey başa dönüyor, az önce ölmüş karakterler şimdi başka bir hayatı yaşıyor tam da Madam X’in yazdığı gibi. Pikapta ‘We need to wake up‘ isimli plak dönüyor. Tanrının hayatları yazdığı masanın karşı duvarında 3 kadın portresi asılı; Frida Kahlo, Simone De Beaovoir ve Angela Davis… Devrimci, feminist kadınlar… Çünkü yol uzun. Ya da belki de ‘tanrı bir kadındır‘ demek istiyor Madame X.
Kliplerinde bir sürü haç görmek mümkün, din olgusunun neresinde duruyor Madame X bilemiyorum ve aslında bu kısmıyla pek ilgilenmiyorum. Konu buraya gelince Oktay Rıfat’a kulak veriyorum “Cebimde gezdirirken düşürdüğüm tanrı“. Ya da bize çok uzak olmayan mitolojik bir tanrıya, Pan’a “.. Tanrılar da ölebilir, ancak bize inananlar bulunduğu sürece yaşarız.” Fonda çalmaya başlayan şarkı Viva La Vadi “Söylemem yasaak ama sen anla”
Dark Ballet
Ağzını kapatması gerektiği Madonna’ya da söylenmiş birçok kez. Bu yüzden Madame X ‘te susturulmuş ve bastırılmış tüm duygular hortluyor. “… People tell me to shut my mouth / That i might get burned / Keep your beautiful lies cause i am not concerned.”
Dark Ballet insanı sömüren tüm zihinlere ve sistemlere karşı yazılmış bir ağıt. “Farkında olmadığımızı düşünüyorlar, sadece harekete geçmek için hazır değiliz.” Hiç bir şey bilmiyorsak bile biraz Leonard Cohen dinlemiş olan bilir zarların hileli olduğunu**, ya da biraz Marquez okumuş olan bilir cumartesi günü cinayet işleneceğini. Herkesin bildiği ama kimsenin durduramadığı, durdurmadığı. Zaten dert bilmek değil, dert söylemek, söyleyebilmek. “Eppur si muove! ” “Yine de dönüyor!”*** diyebilmek. Söyledikten sonra da hayatına devam edebilmek.
Birkaç şarkı ardından tekrar içine dönüyorsun, ışığı içine tutuyorsun, içindeki yola, yolculuğa.. “(…) I know what i am / and i know what i am not” “(…) do you know who you are?” Yolunu, yolculuğunu hatta belki de gittiğin yoldaki şöförlüğünü sorgulamak için Sinatra’ya kulak verebilirsin, açıp bir kuple My Way dinleyebilirsin. Çünkü; “Bu dünyada, bu zulüm senin sayende… Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer ve hala şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak kabahat senin, – demeye de dilim varmıyor ama – kabahatin çoğu senin, canım kardeşim!”****
Onlar bunlar şunlar, devlet, hükümet, başkan, kapalı, açık, gay, değil hiç bir şeyin sorumlusu. Sorumluluğu almaktan kaçtıkça büyüyüp omzumuza çöken, atlas gibi ezildiğimiz bizde, bende, sende sorumluluk. İşte tam da bu yüzden çıkmak zorunda olduğun tek yolculuk içine doğru olan.. Şairin dediği gibi “En uzun yoldur insanın içi..” Yolların en uzunu ama en keyiflisi. Farkına varana kadar hep teğet geçtiğin, hep başka istasyonlar, dinlenme tesislerinde zaman kaybettiğin. Çünkü asıl yolculuk henüz başlamamıştır. Sonra bir gün, bir insan, bir kitap belki sadece bir diyalog ya da şarkı sözü.. seni asıl yola sokar. Senden çıkıp yine sana dönen.. her soruyla girdiğin keskin virajdan doğru cevaplarla sağ çıktığın.. Çünkü “Can you tell the truth when you live the lies?” Yalanlarla dolu dünyadan ancak içine dönerek, kendinden yola çıkarak, doğru soruları sormaya cesaret ederek sağ çıkabiliriz. Fakat hepsinden önce ‘uyanmak’ gerekiyor. Madame X tepemizde kocaman bir bayrak dalgalandırıyor ve üstünde ..
“Wake up”
“Wake up”
“Wake up”
yazıyor.
“Uyan.”
* Martin Niemöller’in pişmanlığına bir atıf
** Leonard Cohen, Everybody Knows
*** Galileo
**** Nazım Hikmet, Dünyanın En Tuhaf Mahluku
Kapak Fotoğrafı: Madame X
İlginizi çekebilir: Studio Story’den Müzikleriyle Dünyayı Değiştirenler
Bu kadar iyi anlatılabilirdi.. Önce yüreğinize sonra kaleminize sağlık