İlk yorumu siz yazın!
Maid: Zorlukları Aşma ve Annelik Kavramına Dair Bir Dizi
Netflix’in oldukça popüler son dizilerinden Maid, 1 Ekim 2021 tarihinde yayınlandı. Her bölümü yaklaşık birer saat olan ve 10 bölümden oluşan mini dizi, kısa zamanda 8.5 IMDb puanına sahip oldu. Stephanie Land’in “Maid: Hard Work, Low Pay, and a Mother’s Will to Survive” adlı kitabının bir uyarlaması olan dizinin senaristliğini; Molly Smith Metzler, Bekah Brunstetter, Marcus Gardley, Colin McKenna ve Michelle Denise Jackson gibi isimlerden oluşan 5 kişilik dev bir ekip üstleniyor. Dizi evliliğinde istismara uğrayan genç bir annenin karşısına çıkan zorlukları nasıl aştığını ve bir kader motifi şeklinde devam eden annelik kavramını sorguluyor.
Editör Notu: Yazının devamında bu sezona dair spoiler bulunabilir. Dilerseniz dizinin tamamını izledikten sonra bu yazıya dönebilirsiniz.
Maid
Dizinin Konusu
Stephanie Land’in aynı isimli kitabından mini diziye dönüştürülen Maid, annelik, kader motifi, kadına şiddet, evlilikte fiziksel ve psikolojik istismara uğramak, yoksulluk, bürokrasi, toplum yapısı, psikolojik hastalıklar, alkolizm gibi pek çok hayati temayı izleyenlerle buluşturuyor. Bu dizinin ilk bölümünü izlediğimde hissettiğim şey, ana karakter olan Alex’in (Margaret Qualley) Shameless dizisindeki Fiona karakterine ne kadar benzediği oldu. Biraz araştırınca yapımcının Shameless ve Promising Young Woman gibi yapımların da arkasındaki isim olduğunu öğrendim. Dizide, evliliğinde psikolojik ve fiziksel şiddet yaşayan ve bunların ayırdına varmakta zorlanan, kocası tarafından tüm geçim kaynaklarına el konmuş ve yıllarca onunla bir karavanda yaşayarak kızını büyütmüş, aynı zaman bipolar annesi ve şiddet yanlısı babası ile ayrı mücadele vermek zorunda kalan bir kadının, bu hayatı geride bırakma sürecinde yaşadığı zorlukları izliyoruz.
Alex ve Fiona Benzerliği
Alex de Fiona gibi ailesi sebebiyle hayata 1-0 yenik başlayanlardan. İkisinin de annesinin bipolar olması ve bunun hayatlarında oluşturduğu zorluklar da ortak. İzleyicinin “yeter artık bırak” diye çıldıracağı durumlarda bile annelerine annelik yapmaktan vazgeçmeyen bu iki karakter, hayatın her türlü zorluğuna karşı adeta çelik yelek giymiş gibi. Çok yetenekli olmaları, hayatları boyunca kendilerini başkaları için feda ederek ön plana hep ailelerini koymaları ve hayallerinden vazgeçmeleri sebebiyle bir türlü parlayamamaları da her ikisinin ortak kaderi. Fakat Alex de bir gün Fiona gibi bu döngüden çıkmaya karar veriyor. Ne zaman mı? Minik kızı Maddy’nin saçlarında kırık cam parçaları bulduğunda.
Fiziksel ve Psikolojik Şiddeti Ayırmak
Alex’in kocası Sean (Nick Robinson) alkolik bir barmen ve yine kriz geçirdiği anlardan birinde birlikte yaşadıkları karavanda cam kırıyor ve Alex’in yaslandığı duvara yumruk atıyor. Alex bu hayattan kaçıp Maddy’i kurtarmaya karar verdiği bu gecenin ertesi sabahında gidecek hiçbir yer bulamıyor. Kendi hayal dünyasında ve onu istismar eden problemli kısa süreli aşıklarıyla mutlu, gezgin bir hayat yaşayan ressam annesi Paula (Andie MacDowell) ise bipolar hastası ve kendine bile bakamayacak kadar sağlıksız. Babası ise Paula’dan boşandıktan sonra yeni bir evlilik yapıyor ve yeni çocuklarıyla ilgilenmekle meşgul. Daima kızının arkasında olduğunu iddia etse ve onu bu zor durumda evinde kalmaya ikna etmeye çalışsa da, Alex çok gururlu ve onu bu mutlu çekirdek aileden iten bir şeyler var. Bu sebebe ise temizliğini yaptığı bir evin dolabında kilitli kaldığında ulaşıyor.
Karavandan çok az miktarda parayla ayrılmak zorunda kalan ve gidecek hiçbir yeri olmayan Alex, Yolanda (Tracy Vilar) yardımıyla evlere temizliğe gitmeye başlıyor. Elindeki son para da temizlik şirketinin karşılamadığı temizlik malzemelerine gidiyor ve yolda kaza geçirmesiyle arabasını da kaybeden Alex, kucağında Maddy ve Yolanda’nın verdiği elektrik süpürgesiyle vapurda yeni hayatına yolculuğa başlıyor. Alex son çare olarak bir sığınma evine yerleşiyor ve kendisi gibi şiddet mağduru kadınlarla birlikte yaşamaya başlıyor. Burada arkadaş edindiği bir kadına Sean’ın ona asla şiddet uygulamadığını, sadece duvara yumruk attığını anlatırken, aslında şimdiye kadar korkutma, maddi kaynaklarının elinden alınması gibi yollarda ne kadar büyük bir şiddete uğradığını anlıyor. Fiziksel şiddetten belki de daha ağır sonuçlara yol açabilecek olan psikolojik şiddete…
Bürokratik Yapı
Maddi geçim kaynağı olmayan bir kadının açtığı bu yeni sayfada devlet, yardımcı olmaktan çok engeller çıkarıyor. Kalacak yere verecek, yiyecek alacak, çocuğunun ihtiyaçlarını karşılayacak parası olmayan bir anne devletten yardım almak için birçok yasal prosedürü çözmeye ve uygulamaya çalışıyor. Devlet ona sürekli doldurulacak formlar veriyor ve mahkemede kesinlikle anlamadığı “yasal” bir dil konuşuluyor. Kısacası dünyanın her yerinde olduğu gibi burada da ekmek aslanın ağzında, birey tamamen yalnız ve kadınların şiddet uğradıklarına dair kanıtlar sunması üstüne bir de karşındakileri şiddete maruz kaldığına ikna etmesi gerekiyor.
Kader Motifi
Hayatta yaşadığımız çoğu şeyi mercek altına aldığımızda aslında ailemizde yaşananların bir benzeri olduğunu görüyoruz. Son zamanlarda dizilerde oldukça revaçta olan kader motifi, çocuğun ailesinin kaderini devam ettirdiğini savunuyor. Çocuk, ailesinden model alarak karakter olarak anneyi kopyalıyor ve onun hayatta yaptığı seçimlere benzer seçimler yapıyor, özellikle eş seçimi konusunda babanın çok benzeri bir profille ilişki yaşamaya yatkın oluyor.
Alex de aynı annesi gibi onu manipüle eden ve şiddete maruz bırakan bir ilişki içinde buluyor kendisini. Alex daima annesini suçlu bulduğu anne babasının ilişkisinde, babası Hank’in (Billy Burke) psikolojik olarak sağlıklı olmayan bir kadına sürekli şiddet uyguladığını hatırlıyor. Yıllar sonra temizliğe gittiği bir evde küçük bir dolapta kilitli kalıp panik atak krizi geçirmesi, çocukluğuna dair birçok kilidin de açılmasını sağlıyor. Bipolar bozukluğu olan annesi ve şiddet yanlısı alkolik babasıyla geçirdiği çocukluğunda yaşanan kavgaların tamamında dolaba saklanmaya kaçtığını hatırlıyor ve Sean’la kavga ettiği sırada Maddy’nin bir dolaba saklanması aslında onun da nesiller boyu süren bu döngünün bir parçası olduğunu ortaya çıkarıyor. Bu andan sonra Alex çocuğunu bu kader döngüsünden çıkarmaya ve onu ortak bir noktada buluştuğundan aralarından su sızmayan Hank ve Sean’dan uzak tutmaya çalışıyor. Annesi de Alex de en azından kızlarının hayatını kurtarmak için evden kaçmak zorunda kalıyorlar.
Gerçekleşmeyen Hayaller
Annesiyle aynı kaderi yaşamak zorunda kalan Alex’in yazma tutkusu geçmişinde güzel sanatlarda yaratıcı yazarlık bölümünü kazanmasını sağlıyor fakat Alex, Maddy ve zor hayat şartları sebebiyle bölümü okumaya gidemiyor, aynı annesinin resim tutkusunun onu hiçbir yere götürmediği gibi bu tutkuyla yaşamaya devam ediyor. Ama hep yazmaya devam ediyor ve Sean’la tanıştığı barda garsonluk yaparken kimsenin umrunda olmayan bu yazıları başkalarına okuyor. Dizinin uyarlandığı kitap “Maid: Hard Work, Low Pay, and a Mother’s Will to Survive”‘ın yazarı da kendi hayatında benzer durumlar yaşıyor ve romanında bunları konu ediyor. Belki de hikayenin bu kadar gerçekçi olması ve kısa sürede herkesi derinden etkileyip ağlatması buradan kaynaklanıyor. Gerçekleşmeyen hayaller aynı eserleri hiçbir sergi tarafından kabul edilmeyen Paula gibi, Alex’te de hayal kırıklıklarına sebep oluyor. Gerçekleşmeyen hayallerin ne kadar da içinde kaldığı en çok, Alex’in temizliğe gittiği çok lüks bir evde yalnız bir hafta sonu geçirmesi sırasında kaşmir bir hırkayı giymesi ve flört sitesinden tanıştığı birini eve davet ederek burayı kendi evi gibi, kendisini de yaratıcı yazarlık bölümü öğrencisi gibi tanıtması sırasında anlaşılıyor. Dizinin en çok sevdiğim tarafı da bu, zaten konu yeterince dramatik ve dizi bizi daha fazla drama boğmuyor. Evde yiyecek yemeğin olmadığı bir sırada Alex’in Maddy’e hayali pancake şurubu döktüğü oyun gibi; tüm yaşananlar gerçek bir dram ama dram kokmuyor.
Bipolar Bozukluk
Bipolar bozukluk veya iki uçlu duygu durum bozukluğu belli bir düzeni olmayan ve sürekli tekrar eden depresif ya da manik seyirlerde ilerleyen ve bu dönemler dahilinde kişinin tamamıyla sağlıklı bir duygudurum vaziyetine de girebildiği, kronik olarak tekrarlayan bir duygu durum bozukluğu olarak tanımlanır. Alex’in annesi Paula da bir bipolar hastası ve sürekli bu iki duygu durum arasında gidip geliyor. Alex hayatı boyunca bu iki taraf arasında annesiyle birlikte mekik dokuyor. Yaşadığı herhangi bir zorlukta annesinin desteğini bulamıyor çünkü Paula sağlıklı bir ruh halinde değil. Hayatına kattığı yanlış ilişkiler manik zamanlarında onu maddi ve manevi olarak istismar ettiklerinden Alex annesinin canına, malına, mülküne de sahip çıkmak zorunda kalıyor. Depresyon zamanlarında intihara meyilli olması ve kendine zarar vermesi de Alex’te hayatı boyunca travmalar yaratmaya devam ediyor. Paula’nın depresif bir zamanında sevgilisine emanet ettiği hayattaki tek varlığı evinin satıldıktan sonra çıplak elle camları kırması ve ellerinin kanlar içinde kaldığı sahnede Alex’in uzunca bir süre donup kalarak tepki verememesi de en çok etkilendiğim sahnelerden biri oldu.
Kadın Dayanışması
Alex kaçtığı sığınma evinde şiddetten kaçmış fakat yeniden onun ağına düşmekte geç kalmayan birçok kadınla karşılaşıyor. Sığınma evinin sahibi bile birçok kez git-gel yaptıktan sonra yedinci denemede kocasından ayrılmayı başarıyor ve kendi kaderini yaşayan şiddet mağduru kadınlar için bu sığınma evini açıyor. Alex temizliğe gittiği ve baştan oldukça problemli zamanlar geçirdiği Regina’nın (Anika Noni Rose) evinde de kurtuluşun tek yolunun kadın dayanışmasından geçtiğini anlıyor. Üstündeki kaşmir hırkayla milyonluk bu evde paranın hayattaki tüm dertleri çözeceğine inanırken Alex’i gerçeklerle Regina yüzleştiriyor. Çok zengin olan fakat kocası tarafından sevilip ilgi görmeyen, çocuk sahibi olabilmek için dünyanın her yerini gezip çok para harcamak zorunda kalan Regina, paranın her derdi çözmediğinin bir kanıtı olarak karşımıza çıkıyor.
O deniz manzaralı evlerde, pahalı tabakların dizildiği masalarda eşler birbiriyle iletişim bile kurmuyor, sadece ev arkadaşlığı yapıp birbirlerinden çok farklı hayatlar yaşıyorlar. Kocasından boşandıktan sonra zorla sahip olabildiği çocuğuna baktığı sırada birçok yükün altında kalıyor ve Alex’in desteği sayesinde hayata tutunuyor. Regina da ona bu yardımların karşılığını çok güçlü bir avukat ve kendi evinde bakıcılık işi sağlayarak veriyor ve Alex’in hayatı değişmeye başlıyor. Alex yeniden yaratıcı yazarlığa başvuruyor ve burs kazanarak Maddy ile hayallerini gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Son sahnede Maddy ile tırmandığı dağ da birçok sahnede içine düştüğü o karanlık kuyudan çıkıp zafere ulaşmasının sembolü oluyor.
Kapak Fotoğrafı: Netflix
İlginizi çekebilir: Nesliay Ocakküçük’ten Clickbait
Harika bir dizi 👍🏻