Marakeş: Gözünüzün Kamera Olmak İstediği Şehir
Açık kahverengi duvarların, zeytin ağaçlarının, boyunuz kadar kaktüslerin şehre bıraktığı pastel yeşil, toprak yollar ve bu monokrom fona karşı çıkan fuşya, cam göbeği, sarı, turuncu, mor, kobalt mavi eşyalarıyla, evden ve alıştığınız dekordan çok uzakta olduğunuza daha uçağınız Menara Havaalanı’na inerken sizi ikna eden şehir: Marakeş!
Marakeş Gezi Rehberi
Şehirlerin de tıpkı evlerimizde olduğu gibi kendine özgü kokuları vardır; Marakeş sokaklarının safran, kimyon, nane ve yasemin kokusu, en dar dönemeçte bile yanınızdan vızır vızır geçen, eski şehrin ana ulaşım aracı mobiletlerin bıraktığı egzoz kokusuna karışarak da olsa burnunuzu şaşırtacak.
Marakeş ile ilgili yazılmış pek çok tanıtım yazısında okuyup korktuğumuz şeyler şehirdeki ilk günümüzün sonunda tamamen kayboldu. Mesela Barselona sokaklarında çantanızı önünüze asıp sıkı sıkı tutarak yürürken, Marakeş’te hırsızlıkla karşılaşma ihtimalinizin çok düşük olduğunu söyleyebilirim. Meydan göstericileri, bavulunuzu taşımak isteyen gençler, çoğu sokakta internet çalışmadığı için yol gösterme görevini üstlenmiş insanlar size ilk başta bunaltıcı gelecektir ama ikinci gününüzde bu ısrarı daha az yaşayacaksınız çünkü elinizde şehirde yeni olduğunuzu haykıran bavulunuz olmayacak ve inanın kimse, yardım istemediğinizi söylediğinizde ısrar etmeyecektir.
Jemaa el Fna Meydanı’ndan bütün sokaklara yükselen müzikten mi, kafanızı nereye çevirseniz yanınızda eve götürme isteği uyandıran çinilerden mi bilinmez. Marakeş’teyken insanın gözü, kamera olmak istiyor.
Marakeş’te Nerede Kalınır?
İstanbul’dan Marakeş’e yaklaşık 6 saat uçtuktan sonra, şehrin gürültülü ve karmaşık haline hiç benzemeyen çok sessiz sakin ve geniş Menara’ya iniyorsunuz. Havalimanı şehir merkezine epey yakın. Jemaa el Fna Meydanı, Bahia Saray’ı gibi merkezi ve turistik noktalara yakın olmak, Marakeş çarşılarını, bin yıllık şehir merkezini günün farklı saatlerinde deneyimlemek isterseniz konaklama için 5 yıldızlı “La Mamounia”, “Royal Mansour”, “Mandarin Oriental” gibi tesisler yerine mutlaka Medina yakınlarındaki butik otellerde yani Riad’larda konaklamalısınız. Neden derseniz, İslam kültürünün ve özel hayatı gözetmenin bir yansıması olarak, tüm eski şehir ”kapalı avlu, iç bahçe, teras” üçlüsünden oluşuyor. Marakeş’in yaşam kültürünü deneyimlemenin en güzel yollarından biri de bu üçlemeye sahip bir Riad’da konaklamak. Siz de tercihinizi bu yönde kullanmak isterseniz aşağıdaki örneklere göz atabilirsiniz:
- El Fenn
- Riad Les Yeux Bleus
- Dar El Mudal
- Le Riad Yasmine
- Riad BE Marrakech
- Dar Dama
- Riad 42
- Riad Spa Azzouz
El Fenn’de konaklamasanız bile akşam yemek sonrası muhteşem terasına çıkıp birer kokteyl içebilirsiniz. 5 yıldızlı otellere örnek verdiğim La Mamounia’da konaklamak yerine beş çayına gidip birer tatlı yiyebilir, büyüleneceğiniz bahçesinde yürüyüş yapabilir, meyve ağaçlarını görebilirsiniz. Sessiz ve huzurlu atmosferi kitap okumaya ve şehir turuna mola vermeye de çok müsait.
Gloria Mudallar: Bir Ressamın İlham Perisi Konum
Otelimizi, daha doğrusu kalacağımız Riad’ı seçerken, gözümüze bir konaktan çok müzeye benzeyen Dar El Mudal çarptı. İyi ki çarpmış çünkü Marakeş seyahatimizin en çok aklımızda ve kalbimizde kalan kısmı ev sahibemiz Lady Gloria ve sanatla dolu konağı oldu. Bizi kapıda karşılayan ve terasında sohbet etme şansı bulduğumuz, hayatı ve ressam eşi Norman ile yaşadığı büyük aşkı New York Times, Washington Post’a konu olan Gloria, sirk performansları yapan babasıyla Hindistan’da yaşarken, tüm çocukluğu yetimhanede geçmiş, yetenekli fakat işsiz ressam Norman ile tanışmış ve kısa sürede büyük bir aşkla evlenmişler.
Norman hayatı boyunca sipariş olmadığı sürece sadece Gloria’yı ve onunla ilgili konuları resmetmiş. Dar El Mudal’in bütün duvarlarlarında bu tabloları görebilirsiniz. Gloria’nın kalbinin heykelini, yüzünün vitrayını bile yapmış Norman. İkilinin hayatı, Norman’ın İngiltere’de koleksiyonerler tarafından keşfedilmesi ve kraliçe Elizabeth’in portresini yapmasıyla tamamen değişmiş. Portresini çok beğenen Elizabeth, Norman’ı “Royal Painter” olarak saraya almış ve Norman, kraliçenin meşhur mavi kuşaklı portresi dahil olmak üzere tüm aileyi resmetmiş. 30 yıl önce bir Marakeş seyahatlerinde, buraya aşık olduklarına, Marakeş’te yaşamak istediklerine karar vermişler ve şimdi Riad olan Dar El Mudal’e taşınmışlar. Norman’ı kaybettikten sonra konağı adeta bir müzeye dönüştüren Gloria, büyük odayı kendisine ayırarak kalanını misafirlere açmış. Marakeş’i egzotik bulduğumuzu söylediğimizde, cevap olarak şehri en iyi kendisi özetledi: “Ben Hindistan’da büyüdüm, Marakeş bana bile egzotik geliyor.”
Marakeş’te Ne Yapılır?
Yalnızca Marakeş’i gezip dönmek isterseniz 3 gün seyahatiniz için yeterli olacaktır. Bu planda, UNESCO tarafından koruma altına alınmış Jemaa el Fna Meydanı’nda gösterileri izleyebilirsiniz. Meydana giderken yanınızda mutlaka nakit para bulundurun çünkü göstericilerin temel geçim kaynağı turistler ve izlemek için doğal olarak ödeme yapmanızı bekliyorlar. Gayet kibar ve sıcaklar ama izlediğiniz şovun ödemesini yapmadığınızda karşılıklı gerilebilirsiniz. Jemaa el Fna Meydan’ına özellikle akşam saatlerinde gitmenizi ve en az 1 saat kalmanızı tavsiye ederim.
Bahia Sarayı Konum
“Bahia” ihtişamlı anlamına gelen bir kelime. Saray da zemininden tavanına kadar her yeri kapyalan çinileriyle, el oyması kapılarıyla adını hak ediyor. Labirent gibi dolanan, birbirine bağlanan, bitmek bilmeyen rengarenk çarşısını görebilirsiniz. Özellikle ev tekstili ve el işi konusunda aklınızı başınızdan alacak çarşıda kumaşlar, kimonolar, minderler, Berber zanaatkarlar tarafından yapılmış gümüş takılar, halı ve kilimler için yanınıza boş bir valiz almanızı, pazarlık yapmaya alışkın değilseniz de gitmeden öğrenmenizi öneririm. Soufiane Zarib’den el dokuması halılar, Atika’dan deri ayakkabılar, Al Nour’dan ise ev tekstili alabilirsiniz. Max & Jan gibi yeni nesil mağazalara da göz atabilirsiniz. Hayatımıza hızlıca giren saç ve cilt kurtarıcısı Argan yağı da Fas’a özgü bir yağdır, işlenmemiş Argan yağları, kremleri, sabunları da valize eklemeyi unutmayın.
Le Jardin Majorelle Konum
Burası için 4-5 saatinizi ayırmalısınız. Bu bahçe devasa kaktüsleri, bambuları, muz ağaçları, kırmızısı, mavisi, turuncusuyla çölün ortasında insan elinin eseri bir vaha. Bahçeye gitmişken mutlaka Galerie Love, Berber Müzesini gezmeyi; kahve ve atıştırma molası için yaseminlerle donatılmış kafesine de uğramayı unutmayın. (Biletinizi online almanızı tavsiye ederim, uzun bir sıra ile karşılaşabilirsiniz.) Eğer bahçe gezmeyi sevdiğinizi fark ederseniz listenize Le Jardin Secret de eklenebilir.
Yves Saint Laurent Müzesi Konum
Majorelle’den çıkıp biraz ilerleyince Yves Saint Laurent Müzesi’ni göreceksiniz. Pierre Berge – Yves Saint Laurent Vakfı koleksiyonları için ziyarete açılan müzede, moda ile ilginiz olsun olmasın işlerin yerleştirilme biçimi, karanlık odada parlayan tasarımlar, yapının ilhamını Marakeş’ten alan labirent dizaynı, yakın geçmişe bir bakış, Berber halkının dönemin estetik anlayışına nasıl yön verdiğini görmek için harika bir fırsat. Moda demişken, koku duyarlılığınız çok yüksek değilse şehir merkezinden biraz uzaklaşıp modanın ham maddesine yakınlaşabilir, deri yapım atölyelerini de gezebilirsiniz.
Kutubiye Camii Konum
Merkeze yürüme mesafesinde, çıkacağınız bütün teraslardan görebileceğiniz uzunlukta ve şehrin sembollerinden biri olan bu camii gündüz gözüyle görmeniz gereken yerler arasında.
Maison De La Photographie Konum
Marakeş’in, Berber halkının, Atlas Dağları’nda yaşamın, Nomadların yaşama biçimlerini, kültürlerini ve tarihini anlamanın belki de en güzel yolu geçmişten bugüne çekilmiş fotoğraflara bakmak. Devamlı kısa belgesel gösterimin de olduğu bu Fotoğraf Müzesi’ne uğrayabilirsiniz.
Oumnass Bölgesi Konum
Şehrin altını üstüne getirdiniz, yoruldunuz. Türkiye’ye dönmeden önce Marakeş seyahatinize merkeze 40-45 dakika uzaklıkta bir dinlenme ve tatil molası eklemek isterseniz, Oumnass bunun için ideal bir yer! Güneşli bir güne denk getirmenizi tavsiye ettiğim Oumnass eklentisinden asla pişman olmayacaksınız. Atlas Dağları’nın eteğinde bulunan Oumnass bölgesi için Marakeş’in sayfiye bölgesi diyebiliriz.
Temiz havası, bakirliği ile şehirden arınmak için çok uygun olan bu bölgede birbirinden güzel tesisler bulunuyor. Gece şöminenizi yakıp birer şarap içebileceğiniz, gündüz havuz başında güneşlenip zeytin ağaçlarının altında kitabınızı okuyacağınız yerlerden bazıları şöyle:
- Berber Lodge
- Kasbah Bab Ourika
- Le Palais Paysan
- Le Petit Hotel du Flouka
Merzouga Çölü Konum
Marakeş seyahatinize büyülü bir gece ve kamp eklemek, uçsuz bucaksız çölde develerle gezmek, yer minderlerinde akşam yemeği, her şeyin sizin için düşünüldüğü büyük ve size özel çadırlarda kamp yapmak ve gece tüm gökyüzünü kaplayan yıldızları izlemek… Seyahatinizi planlarken bir günü tamamen bu deneyime ayırmalı ve tıpkı otelinizi rezerve ettiğiniz gibi çadırınızı ve transferinizi ayarlamalısınız. Çünkü bizim başımıza geldiği gibi hoşunuza giden çadırlar oraya gittiğinizde rezerve edilmiş olabilir. Yakın mesafeden dolayı, kamp yapmadan sadece çölü ziyaret etmek ve aktivitelere katılıp şehir merkezine dönmeniz de mümkün.
Marakeş’te Ne Yenir?
Yeni tatlara ve baharatlara açıksanız, kimyon ve kişniş ile aranız da güzelse harika! Fas mutfağı sizi mutlu edecektir. Neredeyse her mekanda vejetaryen seçeneklerin de olduğu Fas mutfağının en geleneksel yemeklerinden biri: Tajin. Tajin, güveç benzeri bir tür yemek pişirme tenceresi aslında. Tüm yemek çeşitlerini tajin içinde pişirilmiş haliyle deneyebilirsiniz.
Kuskus yine Fas mutfağının vazgeçilmez yancılarından biri. Zeytin, kuruyemiş çeşitleri ve keçi peyniri ana yemeklerin içinde sıkça yer alıyor. İspanya, Fransa, Afrika, Arap mutfaklarının hepsinden izler taşıyan yemeklerin yanında lüks otellerin mutfakları dışında alkol servisi yapılmıyor. Geleneksel nane çayı, soğuk çaylar ve hafif içecekler yemeklerinize eşlik edecektir. Nane çayını bakır çaydanlıkta, genellikle şekerli olarak servis ediyorlar. Şeker sevmiyorsanız önden söyleyebilirsiniz
Marakeş’te yeme-içme için birkaç restoran önerisi:
- Dar Essalam
- Maison Arabe
- Le Jardin
- Nomad
- Al Fassia
- Grand Café de la Poste
Kapak fotoğrafı: Ceren Kandemir
Yazı da fotoğraflar da müthiş olmuş👏
bir gün seyahat planıma alma ümidiyle...