İlk yorumu siz yazın!
Yaratıcı Yazarlık: Margaret Atwood'un Derslerinden İpuçları
Evde daha fazla vakit geçirdiğimiz bu günlerde zamanımı daha iyi değerlendirebilmek için internetten yazarlık dersleri almaya karar verdim. Margaret Atwood’un tarzına ilgi duyduğumdan dolayı, Margaret Atwood’tan Yaratıcı Yazarlık dersleri tam bana göreydi! Yaklaşık 4 saat süren 23 bölümlük ders ve onlarca ödevden derlediğim en önemli 10 bilgiyi sizlerle de paylaşmak isterim...
10 Maddede Yaratıcı Yazarlık
- Nasıl bir film önemli detayları gözler önüne seriyorsa, kitaptaki kelimeler de aynı şekilde okuyucunun “izlemesini” sağlamalı. Sadece görsel değil, diğer tüm duyularımıza da hitap eden detaylar içermeli. Sahneleri insanlardan arındırıp 5 duyunuz ile önemli detaylara odaklanın.
- Margaret Atwood 50-60 sayfa yazdıktan sonra kurguya karar veriyormuş. “Downhill skiing” (yokuş aşağı kayak) tekniğiyle önce yazabildiği kadar hızlı yazıp, ardından geriye dönerek gerekli düzeltmeleri yapıyormuş.
- İlk 50 sayfanın ne kadar önemli olduğunu tahmin edebiliyorsunuzdur. Sizi bir kitabı okumaya iten faktörleri düşünün. Okuyucu çekmek için onu şaşırtmalı, bir gizem yaratmalısınız. Eserde bir “kırılma noktası” olmalı. Beklenmedik bir şey olduğunda dikkatimizi verir ve tetikte bekleriz. Bölümlerin sonunu merak uyandırarak bitirebilirsiniz. Kitabın sonunda her şeyi çözümleyebilir veya bazı şeyleri okuyucunun yaratıcılığına bırakabilirsiniz.
4. Ana hikaye birçok küçük hikayeden oluşur. Bunları küçük lego parçaları gibi birleştirerek dev bir yapı elde edebilirsiniz.
5. Hikayenizi kurabileceğiniz birçok farklı yapı vardır. Hepimizin bildiği Kırmızı Başlıklı Kız masalı üzerinden örnek verelim:
- Hikayeye ortadan başlayabilirsiniz: “Kurdun midesi kapkaranlıktı.”
- Flashback ile başlayabilirsiniz: “Büyükanne kurdun midesindeki korkunç dakikaları hatırladı.”
- Gizemli bir başlangıç yapabilirsiniz: “Yerde kurda ait bir ceset yatıyordu, belki de iki…”
- Farklı zamanlara atlayabilirsiniz: “Kırmızı başlıklı kız iki hafta sonra hayatının en belirleyici olayına dönüp bakacağını bilmiyordu.”
- “Rashoman” yaklaşımı: Okuyucunun gerçekte ne olduğunu sorgulaması için hikayeyi birden fazla bakış açısından anlatabilirsiniz.
- Roman içinde roman: Bunun gayet açıklayıcı olduğunu düşünüyorum 🙂
6. Konuyu hangi karakterin gözünden anlatacağınız, kitabın okuyucu üzerinde yarattığı etkiyi önemli derecede değiştirir. Doğru anlatıcıyı deneyerek bulabilirsiniz, onu bulduğunuzda hikaye akacağı için daha hızlı yazmaya başlarsınız. Kitaba önce birinci şahıs anlatıcıdan başlayıp, ardından ikinci veya üçüncü şahsa da geçebilirsiniz. Margaret Atwood’un birinci ve üçüncü şahıs anlatıcıya verdiği en iyi örneklerin bazıları: ”Roger Ackroyd Cinayeti (Agatha Christie), Barbarları Beklerken (J.M. Coetzee), Madam Bovary (Gustave Flaubert), Keyif Evi (Edith Wharton), Ses ve Öfke (William Faulkner), Yürek Burgusu (Henry James)” Ben de ikinci şahıs anlatıcıya örnek olarak ”Uyuyan Adam (Georges Perec)” kitabını verebilirim!
7. Karakterlere hayat vermek için üzerinde durabileceğiniz bazı detaylar şunlar: hobileri, derin düşünceleri, takıntıları, baskı altında verdiği tepkiler, yaşı, bulunduğu dönemde yaşanan kritik olaylar, giyimi, sevdiği yemekler, kullandığı eşyalar, evcil hayvanı… Karakterlerinizin kusurları da olmalı. Zaman geçtikçe değişebilir, iyiye ya da kötüye gidebilir.
8. Konu hakkında ilham alabilmeniz için yapabileceğiniz birçok şey var. Gazete ve dergileri okuyup dünyada neler olup bittiğini öğrenin. Gelecekte neler olabileceğini hayal edin. Toplumsal bir konuyu alıp farklı insanların bakış açısından anlatabilirsiniz. Her bir karaktere yansıması nasıl oluyor, neler hissediyor, neler yapıyor, ne gibi sonuçlar doğuruyor? Tıkandığınızı düşündüğünüzde ise yazmayı bırakın, yürüyüşe çıkın, uyuyun veya evinizle ilgilenin. Bırakın işi bilinçaltınız yapsın, size fark ettirmeden düşünmeye devam edecektir.
9. Nasıl bir dilde yazacağınıza karar verin. Yalın ve direkt mi yoksa süslü mü? Sıfatları, zamirleri, yan cümleleri ne sıklıkla kullanacaksınız?
10. Kitabınız için genelde 80 – 100 bin kelime yeterli olur. Kitabınız bittiğinde farklı yayınevlerinin internet sitelerini ve sosyal medya hesaplarını inceleyin, tarzlarını ve zevklerini anlamaya çalışın. Ardından dikkatlerini çekip onlarda okuma isteği uyandıracak bir mektup yazın.
Son olarak bir de ödev vereyim, sizi yazmaya teşvik etmesi için 🙂 Günün hangi saatinde ve neredeyken daha verimli olduğunuzu düşünüyorsunuz? Kendinize bir hedef koyun, “günde yarım saat veya 1000 kelime yazacağım” gibi. Ben The 5 AM Club kitabından ilham alarak kendime bir sabah rutini oluşturup yazmaya başladım. Etrafınızdaki olayları ve karakterleri düşünün. Ne gibi hikayeler yaratabilirsiniz? En sevdiğiniz kitaplar nasıl başlamıştı, ne gibi iniş ve çıkışlar vardı? Kitabı neden bu kadar sevdiniz? Yaşadığınız bir olayı, olay içindeki başka bir karakter gözünden canlandırın. Daha fazlası için Margaret Atwood’un Yaratıcı Yazarlık dersine katılabilirsiniz…
Kapak Fotoğrafı: Fortune
İlginizi Çekebilir: Cansu Şengün’den Yazar Tıkanması
Nam-ı Diğer Grace ile tanışıp hayran olmuştum,eminim dersleri de harikadır!
Benim de katılmayı düşündüğüm bir eğitimdi, okuduktan sonra kesinlikle dedim. Ne güzel notlar almışsınız
Çok faydalı bir özet olmuş, elinize sağlık