Tarihi Antik Roma dönemine dayanan ve esasında oldukça basit malzemelerle hazırlanan ama görüntüsü kadar lezzetiyle de insanı kendisine aşık eden tatlı ‘Maritozzo’ ve Milano’daki adresine birlikte göz atalım.

Maritozzo | Fotoğraf: florianscafe.it

Eskiden kadınlar yumurta, un, tereyağı ve biraz tuz ile yumuşak ekmeler hazırlayıp bal ile tatlandırırlarmış. Evli kadınlar tarlada çalışan eşleri için, evlenmemiş genç kadınlar ise kasabanın genç adamları için hazırlarmış bu leziz ekmekleri. Kadınlar bu şekilde erkekleri etkilemeye çalışırken erkekler de evlenme teklifi edecekleri zaman veya sevgilerini ifade etmek için yüzük, kolye gibi hediyeleri maritozzo’nun içine saklarlarmış. Bu sebeple maritozzo ismi İtalyanca eş anlamına gelen ‘marito’ kelimesinden geliyor.

Nesilden nesile aktarılırken tabii reçete biraz değişmiş. Şu anda bu yumuşacık ekmekler ortandan ikiye bölünerek içi bol krema veya krem şanti ile dolduruluyor. Hatta Nutella’lı, fıstıklı, çilekli, tuzlu, vegan gibi bin bir çeşidine rastlamak mümkün. 2 Aralık günü Roma’da Maritozzo Day olarak kutlanıyor ve birbirinden leziz maritozzo’lar deneniyor.

Fakat sanmayın ki en iyi maritozzo sadece Roma’da yenir. Yolunuz Milano’ya düşerse, benim size harika maritozzo yiyebileceğiniz çok keyifli bir mekan önerim olacak. Ben bu mekanı tesadüfen keşfettim ama iyi ki de keşfettim. Eşimin işi sebebiyle Milano’da bulunduğumuz süre boyunca kaldığımız evin çok yakınlarında şirin mi şirin, masal gibi bir pasticceria. Duomo’ya yaklaşık 20 dakika uzaklıkta bir lokasyonda bulunuyor. (Via Galvano Fiamma, 2). Bu cadde üzerinde çok keyifli farklı yeme-içme mekanları da mevcut.

İlk kez mekanı gördüğümde çocuklarla birlikte bir elimde torbalar bir elimde puset marketten dönüyorduk. Sabah saati olmasına rağmen sokağa taşmış bir kalabalık vardı ve maalesef müsait bir masa yoktu. Masa üzerinde gördüğüm tabaklardan gözümü alamadım. Tatlılar nostaljik porselen tabakların içerisinde sanat eseri gibi duruyordu. Kafaya koymuştum; bu mekanı mutlaka deneyimlememiz gerekiyordu. Ertesi sabah daha erken saatte eşim işe gitmeden önce hep birlikte soluğu Gelsomina’da aldık.

Gelsomina, görür görmez sizi içine çeken çok otantik ama bir o kadar da yalın ve natürel bir dekorasyona sahip. Geleneksel detaylarla renklendirilmiş yeni nesil bir pasticceria. Sokak üzerinde beyaz ferforje masa ve sandalyeler hemen dikkat çekiyor. İçeriye girdiğinizde tabii ki harika kokular sizi sarmalıyor. Duvarların ham görüntüsü, zeminde kullanılan seramik karoların güzelliği etkiliyor. Tatlı vitrininden kendinizi almanız mümkün değil. Biz zor bir seçim sürecinin ardından maritozzo al limone’ de (limonlu maritozzo) karar kıldık.

Sevimli çalışanlar, ambiyans, sunum, lezzet bizi oranın müdavimi yapıyor ve sonrasında diğer lezzetli tabakları da deneyimleme fırsatımız oluyor. Burası sadece tatlı kahve keyfi yapabileceğiniz yer değil aynı zamanda akşamüzeri ‘aperitivo’ alabileceğiniz, sabah kahvaltısı veya hafif bir öğle yemeği yiyebileceğiniz bir ‘pasticceria’ ama tabii ki ilk seçenek aşk kokulu bir maritozzo yanına da caffe ristretto… Keyifli deneyimler yaşamanız ümidiyle…

Kapak Fotoğrafı: Damla Anol Erol

İlginizi çekebilir: Hatun Vera Altunöz’den Bruschetta