Son birkaç yılda özellikle de pandemi sürecinin başından itibaren yoga, meditasyon, iç huzuru bulma gibi kavramları sık sık duyuyoruz. Bu sürede hepimiz meditasyonun inanılmaz zihinsel, duygusal, ruhsal ve fiziksel faydalarını duymaya devam ediyoruz. Fakat nasıldır ki hayattaki her şeyin kötü yanları varsa, meditasyonun da farkında olamayabileceğiniz bazı dezavantajları olabilir. Üstelik meditasyonun potansiyel kötü etkileri üzerine çeşitli araştırmalar da bulunuyor.

Stresin ve kaygının bir gün bile eksik olmadığı hayatlarımıza karantinanın girmesiyle birlikte ruhsal sağlığımızın kötü etkilendiğini reddedemeyiz herhalde. Pandeminin psikolojik etkilerinin de virüsün yayılma hızıyla aynı oranda yayıldığını söylememiz mümkün. E hal böyle olunca da hepimiz evde zihnimizi rahatlatacak etkinliklere yönelmedik mi? Spor yapmaya, dijital festivallere katılmaya, yayınlar açıp konuşarak kendimizi rahatlatmaya çalıştık. Meditasyon da bu rahatlama yöntemlerinden biri haline geldi. Hemen hepimiz bağdaş kurarak oturup gözlerimizi kapattık ve iç huzurumuzu aramaya koyulduk. Tabii ki meditasyon sadece bu şekilde yapılan bir şey değil. Hareketli, hareketsiz farklı birçok meditasyon türü mevcut aslında.

Meditasyon, Latince “meditatio” kelimesinden türetilmiş, sözcük anlamıyla birçok Batı dilinde “derin düşünme” anlamına geliyor. Şimdilerde ise bu eski farkındalık tekniği, kendinizi daha sakin, daha mevcut ve daha dengeli hissetmenizi sağlamak için, hatta stres, kaygı ve endişe gibi ruhsal bozuklukları dizginlemek için uygulanan bir yöntem haline gelmiş durumda. Bunu bazı yoga derslerinde, telefon uygulamalarıyla evde, işte, sokakta bile yapmak mümkün hale geldi. Bilinçli bilinçsiz her daim aklımızın bir köşesinde “meditasyon yapsam iyi gelir mi” cümlesi dolanmaya başladı.

2017’de Brown Üniversitesi’nde yapılan araştırmalar kesin olmamakla birlikte meditasyonun birden fazla yan etkisinin olabileceğini, bunun kişinin psikolojisi ve yaşam tarzıyla bağlı olabileceğini gösteriyor. Bu çalışmadaki katılımcıların bir çoğunda meditasyonun neden olduğu sanrısal, mantıksız veya paranormal düşüncelerin yanı sıra kendini kontrol etmekte de güçlükler yaşadığı gözlemlenmiş. Diğer yandan işlerinizi ertelemek veya bitirmek konusunda sorun yaşıyorsanız, meditasyon kötü bir yoldaş olabilir ve bu potansiyel değişiklik sadece iş gibi yükümlülükler için geçerli değildir. Yine bu çalışmaya göre, meditasyon, depresyonun etkilerine benzer şekilde, daha önce zevk aldığınız aktivitelere olan ilginizi kaybetmenize de yol açabilir.

Meditasyon, zihne odaklanıldığı, iç dünyaya dönüldüğü anlarda kötü anıları ve iyi hissettirmeyen duyguları açığa çıkarabilir olduğundan kaygı ve endişeyi daha çok arttırabildiği de gözlemlenmiş. 2017 çalışmasına katılanların yarısı meditasyon nedeniyle sosyal bozulma veya başkalarının yanında normal davranma zorluğu yaşadıklarını da belirtiyor. Yoğun meditasyon uygulaması sonrasında sosyal hayata dönme aşamasında sorun yaşayan katılımcılar kendilerini insanların yanında rahatsız hissettiklerini de öne sürüyorlar.  

Tüm bu araştırmalar göz önünde bulundurulduğunda aslında meditasyonun herhangi bir hastalığı tetiklemediğini fakat meditasyonun potansiyel kötü etkileri olabileceğini ve bununla ilgili yapılan yanıltıcı reklamlara daha fazla yer vermemek gerektiğini anlıyoruz. Düşünceleri yönetmek kolay bir şey olmamakla birlikte, tek başımıza yönlendirebileceğimiz bir şey de olmayabilir. Çok yanlış yerlere yönlendirildiğinde farklı çağrışımlarla kötü anıları ve sağlıksız düşünceleri tetikleyebilir. İnsan psikolojisi, bireysel ihtiyaçlar, tedaviler, kaygılar, endişeler zamanla değişebilir ve bunlarla baş etme yolu aslında kişiye özeldir. Eğer stres, depresyon, anksiyete gibi bir sorun yaşadığınızı düşünüyorsanız diğer her hastalıkta olduğu gibi bir uzmana, bir doktora danışmak en doğrusu olacaktır. Huzurlu günler dilerim…

Kapak Fotoğrafı: Unsplash/@patrick_schneider

İlginizi çekebilir: Yogi Magger’dan Spor ve İyi Yaşam Üzerine TED Konuşmaları