“Oyun gerçeğin provasıdır. Çocuklar oyunlarla kendilerini gerçek hayata hazırlarlar.” diyor Mehmet Çamlıbel. Bu cümleyi duyunca etkilenmemek ve hatta üzerinde düşünmemek elde değil. 21. yüzyıl özellikle kişisel gelişimde farklı dinamikleri kabullenmemize vesile oldu. Bilgiye sahip olmaktan çok, sahip olduğumuz bilgiyi nasıl sunduğumuz önem kazandı. Tam da bu noktada, iletişim kaynaklarının inceliklerini öğrenmek en önemli unsur haline geldi. Şu an tüm dünya bu gücü kullanıyor.

“Özellikle çocuklarımız için en önemli iletişim kaynaklarından biri hiç kuşkusuz oyun oynamak! Oyunu hayatın bir parçası haline getirmek için, oyunun çocuğunuzun bedensel ve zihinsel gelişimine katkısından faydalanabilmek için, sıkışmış bir hayatta oyuna yer açabilmek için, gelişen teknolojinin olumsuz etkisini azaltabilmek için, çocuğunuzla sağlıklı, neşeli ve dengeli bir iletişim kurabilmeniz için ve en önemlisi mutluluk veren anılarınızı çoğaltabilmek için bu 99 oyunu ve bu başucu kitabını hazırladık.’’ diyor sevgili Mehmet Çamlıbel.

Çocuklarımızın hafıza, dikkat, öngörü, tasarım, bedensel hâkimiyet, stratejik düşünme ve sağ beyin gelişimine katkı sağlamak üzere hazırlanmış olan bu Evde 99 Oyun kitabı beni çok heyecanlandırdı. Neden mi? Çünkü genel kültürü yüksek, hayal gücü gelişmiş bireyler yetiştirmek, iletişimi kuvvetli, kendine güvenen, çevresiyle uyumlu, okul ve sosyal hayatında başarılı ve mutlu çocuklar büyütmek isteyen ebeveynlere destek olmak misyonu takdire şayan!

Türkiye Hızlı Okuma Şampiyonu ve 25 yılı aşkın süredir büyük bir özveri ve aşkla Sınıf Öğretmenliği mesleğinin hakkını veren sevgili Mehmet Çamlıbel ile tam da özellikle çocuklarımız için en zorlu ve daha önce hiç deneyimlemedikleri bir dönemde hayata geçirdiği ve Tara Kitap yayınevinden çıkan Evde 99 Oyun adlı kitabını konuştuk.

Bu kadar güzel işlerin peşinden giden Mehmet Çamlıbel’i yakından tanısak?

1973’te Konya’nın Karapınar ilçesinde çiftçi bir ailenin çocuğu olarak doğdum. Çocukluk ve ilk gençlik yıllarım kendi koyunlarımıza çobanlık yaparak ve bol bol kitap okuyarak geçti. Tabii ki o dönemin şartlarında oyuna da doyarak yetiştik. Sonrasında Niğde Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde Sınıf öğretmenliği okudum. 1995’te İstanbul’da başlayan Öğretmenlik yolculuğum Samsun’da devam etmekte. Öğretmenlik mesleğimin yanı sıra Samsun Eğitim Derneği, Samsun Üstün Zekâlılar ve Özel Yetenekliler Dernekleri’nde Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerimi yürütüyorum. Daha öncesinde yaklaşık iki yıl yazılı mecralarda ve gazetede köşe yazıları yazdım. 2009 yılında yayınlanan Aktif Hızlı Okuma adında bir kitabım var. Öğretmenliğin yanı sıra şu an aktif olarak; ilköğretim sonrası öğrenciler için Aktif Hızlı Okuma, veliler için Başarı yolculuğunda Çocuk, ilköğretim çocukları için ise İleri Dikkat ve Algı konularında eğitim ve seminerler vermekteyim.

Yıllardır eğitimin içinde bir nefer olarak süregelen yaşam hikâyenizde 2009 yılında Türkiye Hızlı Okuma Şampiyonu olduğunuzu biliyoruz. Okumaya karşı bu ilginiz nereden geliyor?

Aslında bu sorunun yanıtı kolay; bizim çocukluk dönemimizde televizyon bu kadar yaygın değildi, ayrıca teknoloji konusu bu kadar gelişmiş olmadığı için bilgisayar, tablet, cep telefonu dolayısıyla özellikle dijital mecralar ve sosyal medya ortamı yoktu. İşte tam bu noktada kitaplar benim dünyaya açılan pencerelerimdi. Açıkçası ben şanslı bir çocuktum. Okumayı öğrenir öğrenmez babam beni kütüphaneye götürdü. Kütüphane Müdürü de babamın amcası idi. O rahatlıkla kütüphane her doldurulması gereken vaktimin bir parçası oldu. Ayrıca dayılarımın öğretmen olmaları sebebiyle çocuklara da hitap eden binlerce kitaplık kütüphaneleri de bana sonuna kadar açık idi. Tabii koyun güderken kitap okuyacak kıymetli vakit bulduğumu da belirtmeden geçemeyeceğim.

Gelelim Evde 99 Oyun -Çocuklarla Oynayabileceğiniz Pratik Oyunlar- kitabının hikâyesine… Kitap nasıl doğdu?

Aslında 25 yıldan fazladır süre gelen öğretmenlik yaşantımda ben hep oyuna değer veren bir öğretmen olarak yol aldım ve hatta anıldım. Oyunun bir çocuğun hatta yetişkin insanların bile hayatına katabileceği olumlu etkileri fark etmemek imkânsız. Gelişen ve değişen hayat koşulları, kalabalıklaşan kentler, araçların artması sonucu sokakların oyun açısından çocuklar için tehlikeli ve verimsiz hale gelmesi ve tabii ki teknolojinin gelişimi ile bu araçların çocukların ilgisini çekmesi oyuna ayrılan zamanın azalmasına hatta üzülerek söylüyorum yok olmasına sebep oldu. Burada dikkatimizi çeken diğer bir konu; ebeveynlerin çocukları ile ilgilenmek isteseler bile çeşitlilik anlamında oyun içeren kaynaklara ulaşamıyor olması ayrı eksiklik olarak ortaya çıktı. Anne babaların çocuklarını her an parklara, oyun alanlarına götürmeleri imkânı olmadığı da aşikârdı. İşte bu beni ve hislerimi harekete geçirdi. Bu nedenle bu kitap içeriğindeki oyunlar yazılırken önceliğim evde bulunması ihtimali çok ve kolay olan malzemelerin tercih edilmesiydi. Bununla birlikte çeşitli kaynaklardan derlediğim ve bazılarını da bilgi, birikim ve deneyimlerimle üretip geliştirdiğim oyunları başucu kitabı olacak şekilde bir araya getirerek ebeveynlerin ve çocukların ilgi ve beğenisine sundum.

Peki, bu kitabın misyonu nedir? Ailelere katkısı nasıl olacak?

Çocukluktan geleceğe kalan güzel anlar aile büyüklerinizle, ebeveynlerinizle, arkadaşlarınızla oyun oynadığınız anlardır. Bu kitapla ebeveynler çocukları ile yeni oyunlar keşfedecekler. Bu oyunları oynarken hem öğrenecekler hem eğlenecekler hem de mutluluk ve tebessüm dolu anlar yaşayacaklar. Değerli ailelerimiz çocukları ile oyun oynarken fark edecekler ki bu oyunlar onları da kendi çocukluklarına götürecek ve yaşam enerjilerine güzellikler sunacaktır. Oyun gerçeğin provasıdır. Çocuklar oyunlarla kendilerini gerçek hayata hazırlarlar. Ne kadar çok oyun oynarlar ise hayata o kadar hazır hale gelirler. Yine aile içi iletişimin gelişmesinde bu oyunların etkili olacağına inanıyorum

Peki ya siz? Oyun oynamayı sever misiniz?

Tabii ki ben de en az herkes kadar oyun oynamayı severim. Bu konularda eski oyunları hatırlamaya, bilmediklerimi öğrenmeye çabaladığım kadar teknolojinin gelişmesi ile yeni oyunlarla ilgili eğitimlere de katılmaya çalışırım. Öğrendiğim oyunları yakın çevremle ve en çok da öğrencilerimle oynamaya bayılırım.

Evde 99 Oyun kitabından en çok sevdiğiniz oyunu seçsek, bu hangisi olur?

Tabii ki hepsini seviyorum. Ama ilk aklıma gelenlerden İsim Şehir oyununu kim sevmez? Fiziki çok başarılı oyunlara ek olarak hafıza ve dikkati de geliştiren oyunların tümü benim ilgimi çeker. Eşleştir Şekil oyunu, Para Penaltı, Ben Bir Modelim, Hafıza Renkleri, Pipet Parkur, Hayatta Kal, Yattı Kabak Kalktı Patlıcan, Dilsiz Harita ve dahası… Hepsini keyifle oynayabilir, oynatabilirim.

Kitabı alan ebeveynlere önerilerinizi merak ediyorum?

Çocuk çiçek gibidir ilgi ister. Çocuklara sevginizi onlarla birlikte oyun oynayarak gösterirseniz onlar için çocukluk dönemlerine dair unutulmayacak anılar yaşatmış olursunuz.  Geçmişten geleceğe kalacak olan da bu hatırlanası mutlu anlardır. Bu vesile ile kitabımın herkese, tüm ebeveynlere ve çocuklara mutlu anlar getirmesini dilediğimi belirtmek isterim.

Çok teşekkür ederim sevgili Mehmet Çamlıbel; çocuklara olan ilgi ve sevginize hayran kaldım. Eminim daha çok yapacağınız iş, sağlayacağınız fayda var. Ne mutlu.

Ben teşekkür ederim bu güzel düşünceniz ve keyifli söyleşi için.

Kapak Fotoğrafı: Yaprak Civan

İlginizi çekebilir: Merve Oflaz’dan Oyun