Perihan Mağden’in aynı adlı romanından uyarlanan ‘Biz Kimden Kaçıyorduk Anne?’ son dönem  Netflix yapımları arasında en çok ses getiren işlerden biri oldu. 24 Mart’ta yayına giren dizi, sadece bir hafta içerisinde yalnızca Türkiye’de değil 80’den fazla ülkede ilk 10’a girdi. Senaryosunu Ertan Kurtalan’ın kaleme aldığı, yönetmen koltuğunu Umut Aral ve Gökçen Usta’nın paylaştığı ‘Biz Kimden Kaçıyorduk Anne?’ üzerine dizinin başrol oyuncusu Melisa Sözen ile konuştuk.

who_were_we_running_from__s1_e3_00_13_10_00
‘Biz Kimden Kaçıyorduk Anne?’ – Melisa Sözen | Fotoğraf: Netflix

Çağla Meknuze: “Biz Kimden Kaçıyorduk Anne?” Netflix’te yayınlandığı ilk birkaç gün içinde, neredeyse 70 ülkede en çok izlenen ilk 10 yapım arasına girdi. Dizinin Meksika’dan İsviçre’ye pek çok farklı kültürde yoğun ilgi görmesinin nedenleri sizce nedir?

Melisa Sözen: Bu sorunuzu cevaplarken 84 ülkede ilk 10’a girdik ve dünya genelinde en çok izlenen 2. iş olduk 🙂 Ben de çok büyük bir heyecanla izliyorum olanları. Hikayeyi, oyunculukları, rejiyi çok sevdiler. Hikayenin cezbedici yanıysa bu ikilinin arasındaki bağ, dünyayla kurdukları ilişki ve seçimleri seyircinin perspektifine göre şekilleniyor. İki arkadaş aynı anda oturup bu işi izlediğinizde ikinizin vardığı sonuçların birbirinden farklı olması mümkün. Gelen yorumlar o kadar çeşitli ve güzel ki…

Annenin yaratmaya çalıştığı korunaklı peri masalında günlük hayatta alışık olmadığımız diyaloglara izledikçe, anne-kızın dünyasına girdikçe ısınıyoruz. Özellikle çocuklukta birbirinin dünyası olan iki insan arasında böyle masalsı, sadece o kişilerin anlayabileceği bir dil ortaya çıkabiliyor. Kendi çocukluğunuzu anımsamanızı rica edeceğim. Yakın çevrenizde size nasıl
hitap ederlerdi? Büyüdükçe silinen ama anısı kalan masalsı dünyanızdan bizimle
paylaşabileceğiniz notlar var mı?

Çocukken iki kişi arasında kurulan o sihirli dünyayı çok seviyorum. Çıkarsız, hayal dünyası geniş, sınırsız bir sevgi. Çocukluğumu hatırladıkça en çok hayata duyduğum o kuvvetli inancın gücünü hatırlıyorum. Süper kahraman gibi hissettirirdi bana. Her şey benim için mümkündü. Her gün o hissi yeniden hatırlamaya çalışıyorum.

who_were_we_running_from__season_1__episode_4__2090095__00_06_25_17__385709-copy-1
Melisa Sözen ve Eylül Tumbar | Fotoğraf: Netflix

Bir roman uyarlamasında rol almak nasıl bir yolculuk?Karakterinizi ortaya çıkarma aşamasında okur Melisa’dan oyuncu Melisa’ya geçiş deneyiminize dair neler paylaşmak istersiniz? Perihan Mağden’in satırlarındaki anne size nasıl ipuçları bırakmıştı?

Melisa Sözen: Bir roman uyarlamasında oynamak benim en sevdiğim şeylerden biri. Karakter ve yolculuğu, geçmişi, anları, kafasının içindekiler… Bunların hepsine ulaşma imkanınız oluyor. Karakter zaten derinlemesine yazılmış, sorabileceğiniz tüm soruların cevapları çoktan kitabın içerisinde yer almış oluyor. Biz Kimden Kaçıyorduk Anne’yi okuduğumda sadece yazılanlar
değil Perihan Hanım’ın yazım biçimi de benim için bir sürü cevabı barındırıyordu. Yanınızda sürekli karakter kullanım kılavuzu taşıyormuşcasına güvenli bir hissi oluyor.

Hafızanıza kazınan ve canlandırmak istediğiniz başka roman kahramanları var mı? Hangi özellikleri nedeniyle?

Var ama şu an paylaşmasam olur mu 🙂 Önce karakteristik özellikleri nedeniyle, sınırlarımı genişletmeme yardımcı olacağı, iştahımı kabarttığı için ve aynı zamanda da o hikayeyi seyirciyle paylaşma arzumdan dolayı oynamayı çok istediğim roman kahramanları var.

Özellikle bakışlarınızla hayat verdiğiniz bir karakter ortaya çıkmış, gözlerinizle ormanda tehlikeleri sezen bir geyiği, ‘bambinin annesini’ çok etkileyici bir şekilde ortaya koyuyorsunuz. Oyunculuk yetkinliğiniz bir yana, şamanik totem hayvanlarının rehberliğine inanır mısınız? İnanıyorsanız ruh hayvanlarınız neler olabilir? Hangi özellikleri nedeniyle?

Çok teşekkür ederim güzel sözleriniz için, çok mutlu oldum. Oyunculuk eğitiminde de hayvanlardan ilham alınarak karakter özelliği yaratmak, onların beden dillerini karaktere taşımak bilinen, uygulanan bir yöntemdir. Sözsüz ifadeyi, ufacık bir kafa hareketini bile katmanlandırabilirsiniz.

Ruh hayvanlarına gelecek olursak; doğadaki birçok şeyin yol göstericiliğine inanıyorum. Rüyalarımın da… Ama en çok kedimden öğreniyorum çünkü gittikçe birbirimize benziyoruz 🙂

who_were_we_running_from__season_1__episode_5__2090102__00_32_32_03__1952125-1-1
Melisa Sözen ve Eylül Tumbar| Fotoğraf: Netflix

Bugüne dek sizi çoğunlukla hüzünlü, soğuk karakterlerde izledik oysa ki katıldığınız programlarda, sohbetinize şahit olduğum lansmanlarda, etkinliklerde oldukça neşeli, bol kahkahalı, kendiyle sıkça dalga geçen birisiniz. Bu zıtlık size nasıl hissettiriyor?

Haklısınız. Bunun en büyük nedeni kadın karakterlerin çoğunlukla hüzünlü, aşık, mutsuz ya da soğuk ve saldırgan olarak yazılmaları. Yazılan hikayelerdeki bu kısırlık yıllar içinde hepimizin ses çıkarması, seyircinin sıkılması ama en çok da toplumumuzda kadının kuvvetlenmesiyle değişti. Diğer bir nedense ne yazık ki kendi yarattığımız kısır döngüler. Bir kere bir rolü iyi oynadığınızda size sürekli aynı rollerle gelme eğiliminde oluyor yapımcılar. Halbuki sektörün içinde ufku en açık partnerlerden olmalarını bekliyorum ben. Neyse ki artık oyuncuların sınırsız bir oyun alanında oynamalarının faydalarını fark ettiler.

fwwrf_107_unit_00098_1-10-1
Dizinin başrol oyuncuları Melisa Sözen ve Eylül Tumbar| Fotoğraf: Netflix

“Biz Kimden Kaçıyorduk Anne?” den yola çıkarak sizi küçük bir kelime oyununa davet ediyorum. Aşağıdaki kelimeleri duyunca aklınıza ilk geleni söylemenizi rica edeceğim.

Anne: Güven
Kız çocuğu: Saç örgüsü
Aile: En neşeli kalabalık
Suç: Dostoyevski
Ceza: Penaltı
Servet: Varyemez Amca
Sınır: Sınırsızlık
Doğa: Polonezköy
Otel: Biz Kimden Kaçıyorduk Anne
Korku: Rüya

Teşekkürler!